Fehmi KORU
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Meclis’in kararını onayladığında süreç çalışmaya başlayacak; beklenen Nisan ayının başlarında (2 veya 9 Nisan günü) sandığa gidilmesi…
İki aylık bir kampanya süreci…
“OHAL devam ederken mi?” sorusunun da cevabı belli.
Geçen yılın son ayının ortalarına doğru, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ‘halkoylamasına OHAL devam ederken gidilmesi’ kararını almıştı.
Cumhurbaşkanı Afrika ziyareti dönüşünde konuya yeniden değindi. Dediği şu:
“Referanduma OHAL ile gidilmesi çok daha rahat bir zemin de hazırlayabilir. Hükümetin de bu inançta olduğu kanaatindeyim. Çünkü OHAL ile seçim olmaz diye bir şey yok. Hatırlayın biz iktidara gelmeden önce de Türkiye’de OHAL vardı; seçim de OHAL ortamında yapılmıştı. OHAL’i o dönemde biz iktidara geldikten sonra kaldırdık.”
Doğru söze ne denir?
AK Parti’nin kaldırdığı OHAL
AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’de ‘OHAL’ uygulaması olduğu doğrudur; ama bir küçük farkla: OHAL yalnızca ‘Olağanüstü Hal Valiliği’ bölgesinde ve kısıtlı bir biçimde uygulanmaktaydı.
Bugün ise, OHAL, kanun hükmünde kararnameler (KHK) yoluyla yürütmeye yasama yetkileri veriyor, yargının yetkilerini de neredeyse sınırsız artırıyor.
Türkiye’nin her yerinde.
Gözaltı, tutuklama çok rahat yapılabiliyor; dernek, gazete, radyo ve televizyon kanalı kapatma bir KHK’ye bağlı. 50 bine yakın insan KHK’lar ile işinden oldu. Tutuklanan işadamlarının malına mülküne el konuluyor, işi için kayyım atanıyor…
2002 öncesinde bir bölgede uygulandığı dönemde bu uygulamaların hiçbiri yoktu.
“Bugün içinden geçtiğimiz şartlar bunları gerektiriyor” gerekçesini yabana atamayız, eyvallah. Ancak yine de insanların iradesinin özgür biçimde gerçekleşmesini gerektiren seçim ve referandum ortamlarının da OHAL ile çelişen bir tarafı olduğunun kabul edilmesi şart.
OHAL uygulaması için sürekli verilen “Fransa’da da var” gerekçesinin kullanımından vazgeçilmesi yerinde.
Fransa’da da var, ama…
Fransa’da OHAL var; güvenlik güçleri, o sayede, evlere baskın düzenleyebilme, gösterileri yasaklayabilme, şüpheliyi evde tutabilme ve gerektiğinde cami bile kapatabilme hakkına sahip.
Bunlar için mahkemeden karar alınması da gerekmiyor.
Daha önce yazmıştım, tekrarlayayım: Fransa bu yetkiyi çok sınırlı kullanıyor. Terörle mücadele gerekçesiyle çıkartılan OHAL yetkileri kullanılarak 3600 eve baskın yapmış polis; ancak bunların çoğunluğu terör-dışı operasyonlar; narkotik çetelerine karşı… 404 kişi ev hapsine alınmış; ancak bunların 24’ü Paris’te yapılan İklim Konferansı öncesinde olmuş ve militan çevrecilere uygulanmış… Terörle ilgili 6 soruşturma yapılmış, yalnızca 1’i hakkında dava açılmış…
Tablo bu Fransa’da…
Benzemezlik ortada. Bu bakımdan, Fransa örneğinden vazgeçilmesi isabetli.
Tıpkı, AK Parti’nin iktidara gelir gelmez (30 Kasım 2002 tarihinde) son verdiği sadece bir bölgeyle ve sınırlı yetkilerle uygulanan OHAL’in de günümüzdeki OHAL ile benzemezliği gibi…
Galiba bu örneği kullanmaktan da vazgeçilse iyi olacak.
15 Temmuz uğursuz darbe girişimi sonrasında, o günün şartları içerisinde gerekli bir mekanizma olarak OHAL getirildiğinde, hükümet yetkilileri, “Üç aylığına yetki aldık, ama sürenin yarısıyla yetinebiliriz” açıklamasını yapmış, ikinci bir üç daha sürdürme ihtimaline kapıyı kapamışlardı.
Üçüncü OHAL dönemi içindeyiz.
OHAL yüzünden olanlar
OHAL yürütme ve yargıya geniş yetkiler veriyor, ancak o yetkilerin kullanılması, ne kadar dikkatle kullanılırsa kullanılsın, Türkiye’nin anayasasında var olan niteliklerini zedeliyor.
En fazla da ‘hukuk devleti’ olma niteliğini…
İçeriden itirazlar duyulmasa bile geleneksel olarak içlerinde yer aldığımız uluslararası kurumlar, ittifak ilişkisi içinde bulunduğumuz ülkeler ciddi eleştirilerle karşımıza çıkıyorlar.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde (PACE) denetim altına alınma ihtimali vardı; bir küçük manevra ile atlatıldı, ama yine de zehir zemberek bir açıklama geldi… Avrupa Parlamentosu ve Venedik Komisyonu olumsuz raporlar yayımladı. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Avrupa Yargı Konseyleri Ağı’na (ENCY) ‘gözlemci üye’ statüsü askıya alındı.
“Olsun.. yayımlasınlar.. askıya alsınlar..” diyemiyoruz.
Diyemiyoruz, çünkü karşımıza ekonomik fatura çıkıyor.
Ateşi bir türlü alınamıyor doların; sebebi ne dersiniz?
Biliyorum, ‘Üst akıl’ ile başlayıp ‘uluslararası komplo’ ile devam eden gerekçelerimiz var. İtiraz etmek istemem. Ancak ‘Üst akıl’ ve ‘uluslararası komplo’ söz konusu ise, onun da kullanabileceği bir-iki malzemeye ihtiyacı var…
İşte OHAL rejiminin varlığı o malzemelerden biri.
Yabancı yatırımcı uyum sağlayacağını düşünerek geldiği yasaların OHAL ile geçersiz kılındığını görünce.. zarar edeceğini bile bile parasını dolara çevirip kaçıyor…
Doların değeri de o yüzden fırlıyor.
Merkez Bankası.. Ekonomiden sorumlu bakanlar.. Hükümetin bütünü.. günlerdir çare aradıkları halde TL’nin değerini koruyamıyorlarsa.. en önemli sebep budur.
Ekonomistler böyle diyor.
Lâfı fazla uzatmayayım: Sadece sandığa halkın özgür iradesinin yansıması için değil.. sadece dışarısının ülkemize bakışındaki bozulmayı düşünerek de değil.. ekonomimizi çalkantıdan kurtarmak için de.. OHAL uygulamasını fazla uzatmamak gerekiyor.
AK Parti iktidara gelir gelmez neden OHAL’i kaldırmıştı?
O sebepler bugün de geçerlidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025