Fehmi KORU
Her sabah gazetelere bakar, televizyon haber yayınlarını izlerken aklıma hep bir fikir üşüşür: “Acaba medya hakkında bir TV dizisi yapılsa, siyasi yelpazenin iki yakasını temsil eden gazeteler veya iki TV kanalı arasındaki üste çıkma yarışı ekrana yansıtılsa nasıl olur?”
Yıllar önce ünlü bir senaryo yazarı-oyuncu-yönetmen –Ezel Akay– üzerinde çalıştığı bir senaryoda yardımımı isteyebileceğini duyurduğunda aklıma gelmişti bu fikir. Daha sonra, pek çok önemli diziye hayat veren Tomris Giritlioğlu yöneteceği ‘Bu kalp seni unutur mu?’ dizisi senaristlerinin yazdıklarını gözden geçirmek için oluşturduğu ekibe girmemi teklif ettiğinde, biraz da, “Acaba fırsat bulur, bu düşüncemi kendisine aktarabilir miyim?”düşüncesiyle teklifini derhal kabul etmiştim.
Nedense bizde medya ile ilgili dizi ve filmlerden kaçınılıyor.
Kaçınanlar belki de haklılar: Zaten gazeteler ve tv haber merkezleri yek diğeriyle rekabet halinde değil, gazeteciler arasında da haber atlatma yarışı yok, çoğu yazarlar bile günü kurtarma kabilinden yazılarla okur karşısına çıkıyor; böyle bir durumda beyaz cama neyi aktaracaksın?
ABD ve İngiltere’de yapılıyor oysa
Bu hafta benim düşüncem ile örtüşen iki yeni yabancı diziyi baştan sona izleme imkanı buldum.
Biri bir TV haber merkezinde geçiyor bu dizilerin, diğeri iki rakip gazetede…
İlki Amerikan dizisi, diğeri İngiliz…
Murphy Brown aynı ekiple.. 2018..
Murphy Brownilk kez ekranla 1988 yılında tanışmış bir karakter. O dönemin öndegelen sinema yıldızlarından Candice Bergen bir TV haber programının yıldız ismi olarak izleyici karşısına çıkıyordu o komedi dizisinde. Medya eleştirisini hoş bir dille yapan dizi tuttu, 10 yıl ekranda kalmayı başardı.
Geçenlerde bir baktım aynı ad ve artık yaşlanmış aynı oyuncularla ilk bölümünden 30 yıl sonra yeniden ekrana taşınmış Murphy Brown. Dizi sektörünün Donald Trump‘a bıyık altından bir ‘hoşgeldin’ hediyesi veya naniği sayabilirsiniz bu diziyi. Hemen her bölümünde ABD başkanına doğrudan laf atmalar, sataşmalar var.
[Bir sahnede on yıl boyunca kendini bilmeden koma halinde hastane odasında yatan biri (Brooke Shields), Murphy’nin ekibinden yakın bir arkadaşının hastane ziyareti sonrasında birdenbire kendine geliyor. Aradan geçen 10 yılda neler olduğunu öğrenmeye çalışırken, “Donald Trump başkan oldu” haberini duyduğunda şaşırıyor hasta ve “Ne başkanı?” diye soruyor. “ABD başkanı” cevabını alınca, “Bırakın yeniden komaya gideyim” diyor…]
BBC‘nin altı bölümlük yeni dizisi ‘Press’ (basın) ise iki farklı eğilimde gazeteyi mercek altına alıyor. Gazetelerden biri ‘okurların eğlenmeye de ihtiyacı var’ anlayışıyla haberlere yaklaşan ‘Post’, başındaki yayın yönetmeni burnundan kıl aldırmayan biri. Diğer gazete (Herald) ise her konuya ciddi yaklaşan ve haberi kutsal sayan anlayışta bir kadroya sahip; başındaki kadın yönetmen muhabirlerinden belli bir seviyenin aşağısını kabul etmiyor.
Çelişki basit gibi görünüyor, ama hiç de öyle değil. Her iki gazetenin de kendi iç işleyişinde sorunlar var. Haberi sulandırarak veren gazete canlar yakıyor, ama ara sıra zülfü yare de dokunduğu için devletle işi olan patronu tarafından hizaya getiriliyor. Ciddi gazetenin ortada patronu yok, ancak para verip alan okur sayısı da her geçen gün azalıyor ve bu da dengeleri bozuyor.
Haberi sulandırarak veren gazete için dizi yazarı Sun‘ı, ciddi gazete için de Guardian‘ı göz önünde tutmuş. Diziyle ilgili çıkan değerlendirmelerde bu hep dillendiriliyor.
Acaba bizde hangi gazeteyi ve hangi yönetmenleri akla getirir bu dizi?
Getirir mi? Bende getirmedi çünkü.
Post‘un yayın yönetmeninin olumsuz özellikleri bizde bazılarını hatırlatsa bile, neticede her iki yönetmen ve onlara editör ve muhabir olarak destek veren gazeteciler dizide büyük bir rekabet içerisindeler; bizde çoktan o hava ölmüş bulunuyor.
Diziyle ilgili eleştirileri dikkatle okudum: Sun gazetesinin eleştirmeni Post‘un, Guardian‘ın eleştirmeni de Herald‘ın kendilerine benzetilmesinden rahatsız olmuş. “Biz bu muyuz?”demeye getiriyorlar.
Her iki eleştirmen de “Bizdeki haber toplantılarında bolca küfür edilir, dizide bu yok” diye burun kıvırmaktalar…
Sinsi yayın yönetmeni öteki gazeteyi devletle karşı karşıya getirerek kazık attı ve ciddi gazete sonunda basılı gazeteyi bedava hale dönüştürüp internet üzerinden para kazanarak ayakta kalma mücadelesi verme yolunu tuttu.
Bu diziler bir yerde karşınıza çıkarsa (Murphy Brown bizde Digiturk‘te var) izleyin derim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025