Firuz TÜRKER
Bir insana ‘hayvan’ diye hitap ederseniz bunu hakaret olarak algılayacaktır. İşin gerçeği, bunu söylerken niyetimiz gerçekten hakarettir. Bazı hayvanlara benzetmeler; eşek, koyun, yılan, köpek, öküz, ayı gibi aşağılama anlamı yüklerken; aslanım, koçum, ceylanım, bülbülüm, tilki, kurt gibi benzetmeler ise övgü ve pohpohlama içerir.
İlk öğrendiklerimden biri insanın, ‘Allah’ın sevgili kulu’ olduğu idi. Diğer canlılardan farklıydı insanoğlu. Onu kendi suretinde yaratmıştı tanrı. O, Hepsinin ‘üstünde’ idi. Diğerleri ise insanoğluna ‘hizmet’ için yaratılmıştı.
Bizi böyle düşünmeye yönlendiren neydi? Bu üstünlük duygusu nereden geliyordu?
Bitkilerle farklılığımız apaçıktı. Hayvanlardan farklılığımız ise bizim hüsnü kuruntumuz idi. Böyle düşünmemizin sebebi, diğer canlıların doğanın içinde kendi hallerinde yaşaması, bizim ise doğayı egemenlik altına alma tutkumuzdu. Bu tutku, diğer canlıları da kendimize ‘kul’ ve bizden ‘aşağı’ yaratıklar olarak algılamamıza yol açıyordu.
Darwin çıkıp da insanoğlunun diğer canlılarla akrabalığını kanıtlayınca şoke oldu insanlık. Önce bunu reddetme eğilimleri ağır bastı. Ama zaman ve bilim ilerledikçe gerçeklerden kaçılamayacağı ortaya çıktı. Genetik bilim, DNA testi gibi araştırmalarla diğer canlılarla olan akrabalığımızı tartışılamaz biçimde kanıtladı. İnsanlarla şempanzeler arasındaki genetik benzerlik %98 idi. İnsan, canlı türünün bir evrimi sonucu ortaya çıkmış akıllı yaratıktı; HOMO SAPİENS....
O zaman insana, üstünlük sağlayıcı nitelikler arandı. İnsan; konuşan hayvan mıydı? Papağan ve muhabbet kuşları da öğretilince insan gibi konuşabiliyordu. Düşünen hayvan mıydı; yoksa akıllı hayvan, duyguları olan, alet kullanan ve bu yüzden uygarlık yolunda ilerleyen hayvan mı?
Darwin sonrası doğa bilimi araştırmacıları bunları birer birer çürüttü. Hayvanların da duyguları vardı. Kendi aralarında anlaşabiliyor, organize olabiliyor, bazı primat türleri alet kullanıyor, yavrularına ve birbirlerine karşı (hatta bizzat insanlara karşı) sevgi, kızgınlık, gücenme, küskünlük gösteriyorlardı.
Hayvanlar hakkında hala çok az şey biliyoruz. Ama emin olduğum bir şey varsa onların evriminin de henüz sonuçlanmadığı ve bu yolda ilerleme kaydettikleridir. Bir kaç bin yıl, belki de yüzyıl içinde insanlar, onlarla bire bir iletişim kurabilecek ve hayvanlarla karşılıklı olarak dertlerini paylaşabilecek. O zaman birbirimizi daha iyi anlayacağız ve hayvanlara bakış açımız tamamen değişecek.
Medyada hayvanlarla ilgili bazı ilginç haberleri izlediğimiz zaman, hayvanların davranışları karşısında şaşkınlık ve hayranlık duymamak elde değil. Halbuki şaşıracak bir şey yok. Bizi böyle düşünmeye iten, hayvanlar hakkındaki ön yargılarımızdır. Onlar sandığımızdan çok daha ileriler demek ki.
Balıkları besleyen başka hayvanlar, ölü doğan yavrusuna masaj yaparak (onu yerden yere vurarak yapıyor) nefes aldırtan fil, yüksek voltaja yakalanıp kalbi duran arkadaşını şok tedavisi ile yaşama döndüren maymun, bilgisayar aracılığıyla insanlarla yüze yakın kelime konuşabilen şempanze, suyun dışındaki balıkları yeniden suya atan ya da üstlerine diliyle su atan köpekler, sarmaş dolaş kedi-köpek görüntüleri ve daha burada sayamayacağım pek çokları....
Bunlar bizi çok fazla şaşırtmamalı aslında. Bunun sebebi bizim hayvanları yeterince tanımıyor olmamızdır. Bunun sonucu olarak yeterince anlamıyoruz da. Ama onlar kendilerini bizlere anlatma çabalarını ısrarla sürdürüyorlar. Anlamaya çalışanlarımız da yok değil hani. Arjantin’deki bir hayvanat bahçesinde tutuklu bulunan yaşlı orangutanın bir doğal parka bırakılması için çaba harcayan hayvan severler gibi. Hayvanlarla daha uygar iletişim ve ilişkiler kurabileceğimiz günlere ulaşmak dileği ile.......
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENÖcalan’a kilit rol verilince... 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSezgin Baran Korkmaz’a “zamanlaması manidar” soruşturma 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump-Netanyahu ittifakı 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUFilistin Tony Blair’e mi bırakıldı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTekstil-giyimde 316 bin kişi kovuldu 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYIKIM BAŞLADI… YA KIRILAN, YIKILAN KALPLER… 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’yi anlamak 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABARIŞTA ISRAR ETMEK 15.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokrasi, darbeler ve ekonomik eşitsizlik 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZSilahsızlanmanın Hukuku, Kuralı ve Kurumu 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRKara paranın krallığı kurulmuş... Vay halimize! 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMacron emeklilik reformunun kıskacında 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDin demokrasiyle bağdaşır mı? Dindarlık otoriter olmayı gerektirir mi? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“İlk dört maddeye dokundurtmam”cılar büyük bir tuzağa düşebilirler 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKamusal alanın İslamileştirilmesi 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖcalan o kanalları ilk kez izledi ve… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar çözüm konusunda neden bu kadar isteksiz? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKant’ın problemi: Tanrı’yı akılla bilmek 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2018
11.08.2018
13.06.2018
3.02.2018
2.02.2018
12.05.2018
20.04.2018
14.04.2018
19.03.2018
9.02.2018