Sedat Peker’in “bir kameraya, bir tripoda yenileceksiniz” ifşalarında adı geçmiş bir isim yine gündemde. AK Parti’li eşi Zehra Taşkesenlioğlu’yla çekişmeli boşanmalarında, paylaşamadıkları on milyonlarca lira ve lüks yatla kendinden bahsettirmişti.
Dün de şu haberlere konu oldu:
“4 davadan yargılanan, 3 davadan yurt dışı çıkış yasağı bulunan Ünsal Ban, Türkiye’den kaçtı.”
“Yunanistan’a kaçarken tutuklanan, ancak 36 gün sonra ‘yurt dışı yasağı’yla serbest bırakılan eski THK rektörü Ünsal Ban bu kez kaçtı!”
Bir kuş daha kafesten uçtu, desenize şuna.
Kaçarken yakalandığı hâlde, kaçma şüphesinden tutuklamaya gerek duyulmamış. Aslolan tutuksuz yargılamadır, prensibine uyulmuş. Biz de bunu istemiyor muyduk zaten?
Yalnız, kaçarken ardında o uğursuz soruyu bıraktı: Göz yumulmadıysa nasıl başardı?
Sosyal medya paylaşımından, haberinden, konuşmasından tutuklananlar için dahi adli kontrol, yurt dışı yasağı yetersiz bulunuyor.
CHP’li belediyelere soruşturmalarda ne örnekler gördük; yurt dışındayken duyup ayağıyla ifadeye gelen bile kaçma şüphesiyle tutuklanmadı mı?
Oyuncu menajeri Ayşe Barım gibi; karartacağı delil kalmadı, hepsi toplandı diye adli kontrolle, yurt dışı yasağıyla bırakılıp sonra tekrar tutuklananlar da cabası.
Ünsal Ban’ın elden kaçırılmasına ilk tepkim işte bunaydı. Karşı tarafı neredeyse yan bakmaktan içeri koyarken... Kendi tarafı için suçlamaya bile bakmadan, ‘kenara kor yola öyle devam ederiz’ çifte hukukunun sonu: Dışarı kor, yola öyle devam ederiz...
Suçla mücadelede bu sessiz devrim, yeni başlamadı bittabii.
Çorum’da imam hatip ortaokulu müdürü ile bir okul görevlisini zincirle dövüp kayıplara karışan iki şahıs vardı. Yakalandılar mı, hangi ceza uygulandı diye sorulunca ne demişti Vali Dağlı:
“Onlar yurt dışına çıktı, bir daha da girmesi mümkün değil...”
AK Partili Taşkesenlioğlu’yla SPK Başkanı abisi kenara konup, onları rüşvet çarkı ve görevi kötüye kullanmakla suçlayan eski eşi Ünsal Ban gözaltına alınarak bu yola çıkılmıştı. Ünsal Ban’ın, bir daha girmemek üzere kafesten uçmasıyla devam ediliyor.
‘Yanlış yapanları kenara kor, yola öyle devam ederiz’ raconunda yeni bir merhale bu.
2019’da İBB el değiştirince eski dönemle ilgili kamu zararı dosyaları, İçişleri’nde rafa konup yola öyle devam edilmemiş miydi?
Yolsuzluk imalarıyla zan altında bırakılarak 2017’de istifaya zorlanan AK Parti’li büyükşehir belediye başkanları da yargılatılmamıştı. Aklanma fırsatı verilmemiş, onlar da kenara konup yola öyle devam edilmişti.
Hatrı kalmasın; Soylu, İçişleri Bakanı’yken mafyadan 10 bin dolar maaş alan siyasetçiyi bildiğini söylemiş ama bilgisi işleme konmak yerine kenara konmuştu. Durmak yok, yola öyle revan olunmuyor mu hâlâ?
Yine hatırlarsanız; Adıyamanlı bir girişimci, AK Parti’li bir siyasetçi tarafından dolandırıldığını iddia ediyordu. Araba bagajından para balyaları ve makinede sayma görüntüleri çıkmıştı. Suç duyurusunda bulunan o kişi tutuklanarak hapse konmak suretiyle yola devam edilmemiş miydi?
Pudra şekerci Genel Merkez büro elemanının hangi kenara konup yola devam edildiğini söylemeye gerek yok artık.
‘Kapı dışarı kor, yola öyle devam ederiz’ merhalesine dönersek...
Kara paradan yargılanırken Sezgin Baran Korkmaz’ın nasıl İçişleri’ne çağrılıp, on milyonlarca dolar alacağına kalem çektirildikten sonra kaçtığını aklınızda tutun, yeter.
Yolsuzluk, rüşvet, haksız kazanç, suç geliri aklama ve görevi kötüye kullanma şüphelisi ‘bizden’se... Cezası, sınır kapısına konup bir daha içeri sokulmamak mı şu hâlde, ne anlayalım?
Yola onsuz devam etmek de epey ağır bir ceza olur tabii, sadece anlamak için soruyorum.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.10.2025
11.10.2025
10.10.2025
9.10.2025
7.10.2025
1.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
24.09.2025
23.09.2025