Taha Akyol
Biri katliam yapıyor, öbürü, katliamı hem siyaseten hem milyarlarca dolar silah vererek destekliyor. İkisi de kendilerini Tanrı’nın görevlendirdiğine itikat eden hastalıklı megaloman kişilikler.
Beş yıl önce, 30 Ocak 2020’de bu sütunda “İki megaloman” başlıklı yazımın da konusu Trump ve Netanyahu idi.
O zaman, insanlık vicdanının bunları durduracağını sanmıştım. İnsanlık vicdanı sokaklarda, meydanlarda, üniversite kampüslerinde, SUMUD gibi sivil filolarda, İspanya gibi bazı devletlerde ayağa kalktı. Fakat bu iki megalomanı durduramadı.
Beş yıl önceki yazım aynen şöyle:
İKİ MEGALOMAN
İki megaloman ve fanatik lider Ortadoğu’da yangınları körüklüyor: Donald Trump ve Benjamin Netanyahu.
Washington Post yazarı Greg Sargent, iki yıl önce “Trump’ın narsizmi ve megalomanisi demokrasimizi tehdit ediyor” diye yazmıştı. Senato’daki azil soruşturmasının ve yaklaşan seçimlerin korkusuyla Trump şimdi megalomanisine uygun bir “büyük iş” yapma arayışında…
Aralık 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmişti, şimdi “Yüzyılın anlaşması” diye yaldızladığı Filistin’i kuşa çevirme projesini Netanyahu ile birlikte açıkladı. Trump’un üslubuna bakın:
“Benim vizyonuma göre…
Ben İsrail için çok şey yaptım...
ABD büyükelçiliğini Kudüs’e ben taşıdım…
Golan Tepeleri’nin İsrail’e ait olduğunu ben tanıdım…”
Bu üslup hem narsist ve megaloman kişiliğin dışavurumlarını yansıtıyor, hem Evanjelist Amerikan seçmenine sesleniyor.
TRUMP-NETANYAHU
Bunlar gerçekten hiçbir Amerikan başkanının yapmadığı şeyler... Bütün eski başkanlar İsrail’e öncelik verse de “dengeli” davranmak gerektiğini görmüşler, gerektiğinde İsrail’i frenlemişlerdi.
Filistinliler de ABD’nin arabulucuğunu kabul etmişlerdi.
Özellikle 1977’de Başkan Jimmy Carter, 1994’te Başkan Bill Clinton hem İsrail Başbakanı Yitzak Rabin, hem Filistin lideri Yasir Arafat’la uzun görüşmeler yaparak, bir araya gelerek belli uzlaşmalar sağlamışlardı.
Yitzak Rabin’in fanatik bir Yahudi tarafından 1994’te “İsrail’e ihanet etti” diye katledildiği hatırlamalıyız. Bu isimleri saygıyla anıyorum. Jimmy Carter ABD’deki siyonist etkisine karşı mücadele bile vermişti.
Bütün bu tecrübeler, göstermişti ki, ancak iki taraflı görüşmelerle ve mutabakatla yürünecek uzun bir yolun sonunda “barış”a varılabilir…
Megaloman Trump ile aşırı sağcı dinci Başbakan Netanyahu bunu dinamitlediler!
MESİH İSRAİL’İ BEKLİYORMUŞ!
Trump bir yandan magalomanik motivasyonla “hiçbir ABD başkanının yapamadığı işleri yapmak” gibi delice bir tutkuyla, öbür yandan azledilme veya seçimleri kaybetme korkusunun verdiği delice bir oy hırsıyla yapıyor bunları.
Tomthy Weber “Kıyamete Giden Yolda” adlı kitabında, Evanjeliklerin İsrail hakkındaki itikatlarına inanan Amerikalıların sayısını 40-45 milyon olarak tahmin eder: Kıyamete doğru büyük bir savaş olacak, İsrail çok kanlı bir zafer kazanacak, İsa Mesih gökten inecek!..
İsrail kazandığı kadar kazansın, bu yüzden ‘kıyamet savaşı’ çıkarsa da çıksın!
Bağnazlığı görüyor musunuz; Nazizm, Bolşevizm gibi! Bu mariz itikatta Amerikan süper gücünden kaynaklanan güçlülük kompleksi de önemlidir. Trump “Yeniden Büyük Amerika” demiyor mu; herkesi tehdit etmiyor mu?
Netanyahu ve bakanları ülkeleri tehdit ederken “taş devrine çeviriz” gibi laflar etmiyorlar mı? (İstihbarat Bakanı Katz, 14.12.2017)
ANLAŞMA DEĞİL DAYATMA
Trump onursuz işlerinden dolayı azil soruşturması geçiriyor. Netanyahu hakkında yolsuzluk soruşturması yürüyor. “Büyük iş” gösterisiyle yere göğe sığmayan egolarını da kurtarmak istiyorlar.
Filistinlilerle görüşmeden bu iki fanatik politikacının hazırladığı planın adı da görkemli: “Yüzyılın anlaşması!”
Ne anlaşması?! Tek taraflı dayatma!
Filistin halkını yok sayan, masaya çağırmayan, Hitler-Stalin usulü diplomasi!
Şartlarını okumuşsunuzdur. İsrail’in işgal ettiği topraklar yetmiyormuş gibi Batı Şeria’nın yüzde 30’u İsrail’e verilecek!.. Kudüs’ün İsrail’in başkenti olduğu tanınacak!... Karşılığında elli milyar dolar diye söylenen rüşvet! Mahmut Abbas kesin dille reddetti, “ABD’nin arabulucuğunu kabul etmeyecekleri” de açıkladı.
TEMEL SORUN
‘İslam dünyası’ hamaseti yoğun ama realitesi cılız bir kavram.
Türkiye elbette itiraz ediyor. Elbette itiraz etmeli… Fakat…
Cumhurbaşkanın bizzat söylediği gibi Suriye’de “Astana süreci diye bir şey kalmadı!”
“Dostum Putin” gerçek yüzünü İdlib’de gösteriyor!
Başka “dostum” kimler var? Çok değil.
Ekonomide sıkıntılarımız belli…
Türkiye için en üstün ilke, “önce Türkiye”dir. Kaldı ki, Trump-Netahyahu saldırganlığı sürdürülebilir değildir: Kendi ülkelerinde bile güçlü değiller. Dünyada tepkiler artacaktır. Türkiye tek başına değil, dünyada barış isteyen herkesle birlikte hareket etmeli, yalnızlıktan sakınmalıdır.
Klasik deyişle, “dostları artırıp düşmanları azaltmak.”
Uzun vadede en önemlisi, temel problemin bilimde, teknolojide, devlet organizasyonunda, eğitimde “az gelişmişlik” olduğunu Müslümanların görmesidir.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump-Netanyahu ittifakı 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENÖcalan’a kilit rol verilince... 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSezgin Baran Korkmaz’a “zamanlaması manidar” soruşturma 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUFilistin Tony Blair’e mi bırakıldı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTekstil-giyimde 316 bin kişi kovuldu 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYIKIM BAŞLADI… YA KIRILAN, YIKILAN KALPLER… 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’yi anlamak 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABARIŞTA ISRAR ETMEK 15.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRKara paranın krallığı kurulmuş... Vay halimize! 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokrasi, darbeler ve ekonomik eşitsizlik 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“İlk dört maddeye dokundurtmam”cılar büyük bir tuzağa düşebilirler 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZSilahsızlanmanın Hukuku, Kuralı ve Kurumu 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKamusal alanın İslamileştirilmesi 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMacron emeklilik reformunun kıskacında 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDin demokrasiyle bağdaşır mı? Dindarlık otoriter olmayı gerektirir mi? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar çözüm konusunda neden bu kadar isteksiz? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖcalan o kanalları ilk kez izledi ve… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKant’ın problemi: Tanrı’yı akılla bilmek 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySanayi verileri alarm veriyor: Almanya serbest düşüşte 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAteşkes gerçekleşti, sıra diğer aşamalarda ama… 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.10.2025
14.10.2025
12.10.2025
10.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
5.10.2025
3.10.2025
1.10.2025
30.09.2025