Ahmet TAŞGETİREN
Bahçeli’nin bir yıl önce Grup kürsüsünden yaptığı çağrı ile “kilit rol”e oturdu Öcalan. “Gelsin DEM kürsüsünden örgüte çağrıda bulunsun” dedi Bahçeli.
O olmadı. DEM kürsüsüne gelemedi Öcalan. Ama bir çağrıda bulundu örgütüne. “Silâhları bırakın, örgütü feshedin” çağrısı.
Bu arada bir Meclis Komisyonu oluşturuldu. DEM’den bir heyet İmralı’ya gidip geliyor ve Öcalan’ın mesajları kamuoyu ile paylaşılıyor.
İmralı heyetinden Pervin buldan, en son Öcalan’ın mesajını şu ifadelerle taşıdı kamuoyuna:
“Öcalan’ın medyanın diline yönelik ciddi eleştirileri var. Hâlâ birçok kanalın ve yorumcunun geçmişteki düşmanca dili sürdürdüğünü özellikle belirtti. Bu çevrelerin derdinin çözüm olmadığını, kardeşlik ve barış olmadığını, hamaset ve düşmanlık olduğunu açık bir şekilde ifade etti.
Medyada bazı yorumcuların, bazı habercilerin, bazı kanalların sürecin aleyhine yorumlar yapması bizim çözeceğimiz bir sorun değil, bu da iktidarın meselesi. Çünkü bugün medya da AKP’nin elinde, yargı da AKP’nin elinde. Yaşamın her alanına hakim olan bir iktidardan bahsediyoruz.
Ancak hâlâ televizyonlarda, kanallarda bu sürece karşıt bir yerden hem sözünü hem dilini ciddi anlamda bir nefrete bir öfkeye büründüren bazı kesimler var. Bu da süreci elbette ki zarar veriyor.
Bütün bunları iyileştirmek, bu tür meseleleri ortadan kaldırmak iktidarın görevi.”
İlginçti. “Medya da AKP’nin elinde, Yargı da. Yaşamın her alanına hâkim olan bir iktidardan bahsediyoruz.” cümlesi çok daha ilginçti.
İktidardan beklentisine bakıldığında Öcalan’ın iktidara biçtiği misyon -daha ötede Öcalan’ın iktidar anlayışı- açısından da ilginçti.
Pervin Buldan ve tüm DEM camiası, ısrarla Meclis Komisyonu’nun Öcalan’la yüz yüze görüşmesini istiyor. Bir anlamda “Biz aracıyız, oysa asıl onunla görüşülmesi gerekir” demeye getiriyor.
DEM’in talebinde “Öcalan’a barışın paydaşı statüsü kazandırma” hesabı var mı, bana göre var. Türkiye kamuoyunda Öcalan “Terörist başı” olarak anılıyor olsa da DEM dünyasında başka bir ağırlığı söz konusu.
Bahçeli bile “Kurucu önder” ifadesiyle DEM’lileri hoşnut eden bir kilit rol nitelemesinde bulunmaktan kaçınmadı Öcalan için.
Henüz iktidarın büyük kanadı olarak Ak Parti cenahından, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan böyle bir paye verilmedi Öcalan’a… “Terörist başı” gibi olumsuz nitelemelerden de kaçınılıyor.
Belli ki “ateş topu”nun Bahçeli tarafından tutulmasından memnun Ak Parti cenahı. Bahçeli de, kendi kendisiyle 180 derece karşıt rol içinde bir sürecin başlatıcısı olmanın, o noktada farklı çevrelerden “tebrik - takdir mesajları” almanın memnuniyetini yaşıyor. Öcalan da seviyor onu, DEM camiası da… Sanki “Terörsüz Türkiye” ya da “Barış ortamı” gelecekse bunu Bahçeli – Öcalan ikilisi gerçekleştirecek gibi bir iklim söz konusu. Erdoğan ise olana müsamaha etmenin kredisi ne ise ona sahip olacak sanki.
Meclis Komisyonu’ndan bir grup (mesela 5 kişi) Öcalan’la görüşmeye gitsin mi? Ya da Öcalan Meclis’e getirilip Komisyon tarafından dinlensin mi?
İki yönteme de tepkiler var. Meclis teröristin ayağına mı gitsin ya da terörist Meclis’e getirilip onore mi edilsin?
DEM’in beklentisi bunları mı hedefliyor yoksa, “Barış arayışı böyle daha sağlıklı işler” yaklaşımından mı kaynaklanıyor Öcalan’la görüşme ısrarı?
Öcalan’ın dünyası - bakışı bugüne kadar bir, devlet yetkilileri, iki, DEM heyetleri kanalıyla yansıtıldı kamuoyuna. Öcalan’dan beklentiler de yine bu kanallarla ulaştırıldı Öcalan’a…
Süreç içinde de örgütün feshi ve silâhların sembolik anlamda yakılması gerçekleşti.
Sonrasında görüşülecek bir şey yok mu Öcalan ile?
Ya da DEM’in temsili yeterli değil mi sürecin devamında yapılacaklar için?
Belli ki DEM “Öcalansız” kendisini yeterli görmüyor bu konuda.
En son Bülent Arınç “Ben varım, dedi, Öcalan’la görüşürüm ve tespit ettiklerimi Meclis Komisyonu ile paylaşırım.” Bunu cesaretinin örneği olarak verdi.
Şunu düşünebiliriz: Diyelim Bülent Arınç, ya da Meclis Komisyonu’ndan bir heyet, diyelim bir gazeteci heyeti, -ki önceki çözüm sürecinde Öcalan Akil İnsanlardan ya da gazetecilerden böyle bir heyeti de beklemişti- Öcalan’la görüşse…
Öcalan’da dehşet bir “Ego” var. Muhtemel ki o görüştüğü herkesi büyüleyeceğini düşünüyor.
DEM heyetleri ile görüşmelerin de bir ast – üst ilişkisi ikliminde geçtiği anlaşılıyor.
Öcalan’ın dünyasının farklı bakış açıları ile okunmasında yarar bulunabilir. Bir dünya ihtimal var örgüt ve sorun çevresinde… Örgüt, dağdan mı ibaret sorusu başlı başına önemli. KCK’yı anlamak, örgüt mensuplarının sivil – siyasi hayatta ne olacaklarını anlamak, Öcalan’ın liderliğinin DEM ile ilişki boyutunu anlamak… Öcalan’ın bölgeye ilişkin analizlerinin boyutlarını anlamak…
Bütün bunları ikinci elden okumak – değerlendirmek var, yüz yüze görüşmede sorularla görmek var.
Eğer Öcalan’a “kilit rol” verilmişse bizzat iktidar tarafından ve Meclis, bir şekilde sürece dahil olmuşsa, Meclis’in her şeyi en geniş boyutlarıyla görmesi işin mahiyeti gereğidir.
“Terörist başı Öcalan” 50 yılın ardından ne ölçüde günah çıkarıyor, onu anlamak gerekiyor aslında değil mi?
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÜlkemizde maaş dengesizliği 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYılın Sonuna Doğru Okuduğum Kitaplar 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYüzde 85 acaba niye geçinemiyor? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA6/7 Aralık Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı.. 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDöndün dolaştık yeniden ‘End game’ yokluğuna dayandık 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYeni aşama başladı mı? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBeton Fikret’in 13 Yıldır Değişmeyen Hikâyesi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
21.11.2025
20.11.2025
18.11.2025
16.11.2025
14.11.2025