İbrahim Kiras
Gazze’de dünyanın gözü önünde ABD’nin himayesi, desteği ve yardımı sayesinde iki yıl boyunca devam eden vahşet artık sona ermek üzere görünüyor.
Soykırımın gerçekleşmesi de sona erdirilmesi de ABD’nin inisiyatifiyle mümkün oldu.
Dolayısıyla Trump’ı barışı sağladı diye övmek saçma. Ancak tabii soykırımın sürdürülmesinden vazgeçilmesi, daha fazla masum insanın katledilmesini önleyeceği için, memnuniyet verici.
Bir önceki başkan Demokrat Partili Biden da şimdiki başkan Cumhuriyetçi Trump da Gazze’deki soykırımın ortağı olmaktan hiç rahatsız değillerdi. Aksine her ikisi de İsrail’e verdikleri destekle övündüler hep, bu politikalara karşı çıkan aydınlar ve gençler susturulmaya çalışıldı. Üniversite kampüslerinde sürüklenerek göz altına alınan akademisyenler gördük.
Amerikan halkı ise yaygın medyanın karartması dolayısıyla Gazze’de olup bitenlerden haberdar olamadı uzunca bir süre. The New York Times, The Washington Post gibi ciddi gazeteler bile vahşet iyice ayyuka çıktıktan sonra Netanyahu’nun canavarlığını dile getiren haber ve yorumlara da kısman yer vermeye başladı. Facebook ve Twitter gibi sosyal medya platformlarında soykırım karşıtı mesajlara kısıtlama uygulandı.
Peki, soykırımın en büyük destekçisi ABD Başkanı Trump nasıl oldu da Gazze konusunda bir uçtan öbür uca geldi? Çoğu kişinin aklında aynı soru: Yoksa işin içinde başka bir oyun mu var?
İşin içinde başka bir oyun olup olmadığını bilemeyiz ama bildiğimiz bir şey var. Trump bir siyasetçi. Bize kötü görünen şeyleri de iyi gibi görünen şeyleri de siyasi maksatlarla yapıyor. Yani halkının desteğini almak için.
İkincisi, devlet başkanı olarak Amerikan dış politikasının temel tutumlarını sürdürmek durumunda. Özel bir gerekçesi yoksa tabii… Gerçi “çılgın” başkanın çok sık özel gerekçeleri olabiliyor ama yine de yalnızca “dışarıda yaptıkları içeride oluşturmaya çalıştığı imaja zarar vermeyecekse” böylesi sürprizlere kalkışabilir. Onun da sınırları var yani.
Trump’ın İsrail politikası aslında bütünüyle ABD’nin geleneksel resmi politikası. Kimilerinin sandığı gibi damadının veya iş ortaklarının Yahudi olmasıyla bir ilgisi yok. Ama şununla ilgisi var: Oy aldığı kitle ve ondan önemlisi bu kitleyi yönlendirme kabiliyetine sahip çevreler Filistin meselesinde Amerikan kamuoyunun “daha İsrail yanlısı” kesimini oluşturuyor. Trump da onları hoşnut etmek istiyor. Çünkü yalnızca Cumhuriyetçi Parti seçmeni değil Demokratların da yarıya yakını Filistin meselesinde İsrail destekçisi öteden beri.
Sıradan Amerikalının -yaygın medyanın karartması olmasa bile- dünyaya ilgisizliği Siyonistlerin en büyük avantajı. Bunun yanında Amerikan kamuoyu hem insan hakları konusunda Avrupa kadar hassas değildir hem de İsrail’e destek dini gerekçelere de dayandırıldığı için çok yüksek seviyelerdedir.
Bir de Amerikalılar aslında bize nispetle “dünyaya kapalı” sayılabilecek bir toplum. Birkaç eyalet dışında toplumun geneli yerel medyalarıyla, Fox TV’leriyle, tele vaizleriyle, beyzbol maçlarıyla kendi dünyalarında yaşarlar.
Ancak şimdi ortada 70 bin sivilin katledildiği bir soykırım gerçeği var. Dünya kamuoyunun tepkisi ve öfkesi var. Özellikle Avrupa hükümetleri açısından İsrail’i artık “aynı ölçüde” ve “aynı şekilde” desteklemenin zorlaşması neticesinde ortaya çıkan yeni bir uluslararası tablo var. Bununla bağlantılı olarak da Amerikan kamuoyunun epeyce gecikerek de olsa aslında Gazze’de neler yaşandığından haberdar olması var.
ABD’de yapılan son kamuoyu anketlerinde ilk defa Filistinlilere sempati duyduğunu söyleyenlerin sayısı İsrail destekçilerini geçmiş durumda.
Galiba bunun en önemli sebebi Gazze’de yaşananlar boyutunda bir alçaklığı karartmaya konvansiyonel medyanın artık gücünün yetmemesi ve bütün müdahalelere rağmen sosyal medyanın alternatif bir kamuoyu oluşturabilmesi.
Trump’ın Gazze politikasını bu kadar keskin bir şekilde değiştirmesinin ardında da bu kamuoyu gerçeği var.
Netice itibarıyla, iki yıl içinde 70 bin insanın katledildiği Gazze soykırımı artık sona erdi. Belli başlı ülke liderlerinin katılımıyla ilan edilen ateşkesin bozulması çok çok düşük bir ihtimal. Ancak ABD’nin ne Filistin politikasının değişeceğini ne de İsrail’e desteğinin azalacağını beklememek lazım. Çünkü işin içinde mevcut Ortadoğu mimarisinde Washington açısından Tel Aviv’in vaz geçilemez rolü söz konusu.
Dolayısıyla önümüzdeki süreç Filistinliler açısından güllük gülistanlık bir dönem olmayacak. Dünya kamuoyunu da Gazzelileri de mutlu etmeyecek dayatmalar muhtemelen sık sık karşımıza çıkacak.
İsrail’in işgal ve yayılmacılığını engellemenin yolu ABD hoyratlığını dizginleyebilecek uluslararası bir blok teşkil etmek olabilir yalnızca. Ancak ne Avrupa’da ne de Ortadoğu’da hiç kimse böyle bir yola girmeye istekli görünmüyor. Bu realiteyi de unutmadan ateşkese sevinmek durumundayız.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokrasi, darbeler ve ekonomik eşitsizlik 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“İlk dört maddeye dokundurtmam”cılar büyük bir tuzağa düşebilirler 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOna ‘karşı reform’ derler Hüseyin Bey 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump’ın kararmış vicdanı 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKamusal alanın İslamileştirilmesi 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMacron emeklilik reformunun kıskacında 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZSilahsızlanmanın Hukuku, Kuralı ve Kurumu 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDin demokrasiyle bağdaşır mı? Dindarlık otoriter olmayı gerektirir mi? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Keşke’ hissi duyduğum gün… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRKara paranın krallığı kurulmuş... Vay halimize! 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBOP’tan sonra Trump mutabakatı zamanı 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar çözüm konusunda neden bu kadar isteksiz? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTürkiye’de konut sorunu 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKant’ın problemi: Tanrı’yı akılla bilmek 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖcalan o kanalları ilk kez izledi ve… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezAtaerkil pazarlık 2.0 ve cinskırım 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDemirtaş serbest kalmadan Öcalan’a “umut hakkı yasası” çıkar mı? 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySanayi verileri alarm veriyor: Almanya serbest düşüşte 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYakabaşı… Köylü dışında herkes suskun! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAteşkes gerçekleşti, sıra diğer aşamalarda ama… 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAÖcalan’ın Uyarısı... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.10.2025
2.10.2025
30.09.2025
28.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
9.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025