Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
BARIŞTA ISRAR ETMEK
15.10.2025
272

Ortadoğu’da Kürt Sorunu ve Demokratik Modernitenin İnşası...

“Bir dal kırılırsa, bütün ağaç yara alır.”

Ortadoğu, insanlığın doğduğu, uygarlığın biçimlendiği, fakat aynı zamanda en ağır yıkımların yaşandığı coğrafyadır.
Bu topraklar, bin yılların kültürünü, direnişini ve yeniden doğuş gücünü taşır.
Ancak kapitalist modernite, bu kadim uygarlık havzasını sömürgeciliğin, savaşın ve özel savaş politikalarının laboratuvarına dönüştürmüştür.
Ulus-devlet sistemi, halkların iradesine zincir vurmuş; kadını, doğayı ve toplumu iktidarın nesnesi hâline getirmiştir.

Bu tarihsel zincirin hem en kırılgan hem de en dirençli halkası Kürt halkıdır.
Bir asrı aşan direniş sürecinde Kürt halkı, yalnızca kendi ulusal varlığını değil, aynı zamanda tüm Ortadoğu halklarının demokratik geleceğini temsil eden bir toplumsal öncüye dönüşmüştür.
Bugün bir halkın özgürlüğü, bütün halkların kaderini belirlemektedir.
Kürt halkının demokratik özgürlük mücadelesi artık sadece bir ulusal hak arayışı değil; Ortadoğu’nun demokratik yeniden doğuş hareketidir.

Kapitalist Modernite ve Özel Savaş Rejimi

Kapitalist modernite; devletçilik, erkek egemenliği ve pozitivist ideolojiyle toplumu kuşatmış, halkların hafızasını sömürgeleştirmiştir.
Kürt halkının dört parçaya bölünmesi, bu sistemin en çıplak ifadesidir.
Ulus-devlet, halkları birbirine düşman eden, doğayı tahrip eden, kadın emeğini görünmez kılan bir tahakküm biçimine dönüşmüştür.
Bugün, toplumsal çözümün önündeki en büyük engel; özel savaş politikaları, tecrit rejimi ve inkâr zihniyetidir.

Bu sistem yalnızca Kürt halkına değil; Türk, Arap, Fars, Ermeni ve Süryani halklarına da kimliksizlik, yoksulluk ve savaş dayatmıştır.
Çözüm, devletin daha da güçlenmesinde değil — toplumun yeniden örgütlenmesindedir.

Demokratik Modernite: Halkların Yeni Yaşam Felsefesi

Sayın Abdullah Öcalan’ın Demokratik Modernite Paradigması, Ortadoğu’nun tıkanmış damarlarını açan devrimci bir yol haritasıdır.
Bu paradigma, hem teorik hem de pratik düzeyde yeni bir çağın ideolojik rehberliğini sunar:

Devlet yerine toplum, iktidar yerine meclis, tahakküm yerine özgür öz-örgütlenme!

Demokratik modernite; devletsiz demokrasi, kadın özgürlüğü, ekolojik yaşam ve öz-örgütlü halk gücü temelleri üzerine kuruludur.
Bu sistem, halkların birliğini devlet sınırlarının değil, ortak yaşam iradesinin belirlediği yeni bir toplumsal biçimi öngörür.

Kadın devrimi toplumsal dönüşümün öncüsüdür.
Ekolojik üretim yaşamın merkezidir.
Kültürel çoğulculuk, toplumsal barışın teminatıdır.
Doğrudan demokrasi, meclisler, komünler ve konseyler aracılığıyla yaşamın her alanında inşa edilmelidir.

Barışta Israr: Toplumun Özgürleşme İradesi

Gerçek barış, yalnızca savaşın bitmesi değil; toplumun özgürleşmesi demektir.
Barış, devletin imzasıyla değil, halkın örgütlü iradesiyle kalıcı hale gelir.
Barışın toplumsallaşması, halkın öz-örgütlenmesiyle mümkündür.

Bugün Kürt halkının, Türkiye halklarının ve tüm Ortadoğu’nun önündeki temel soru şudur:
Özel savaş oyunlarını mı sürdüreceğiz, yoksa barışta mı ısrar edeceğiz?

Barışta ısrar, yalnızca bir tutum değil — tarihsel bir direniştir.
Barışta ısrar, yaşamda ısrardır.
Barışta ısrar, hakikatte ısrardır.

Somut Adımlar ve Halk İradesi

1. Demokratik Halk Meclisleri:
Her mahalle, köy, fabrika, okul ve üniversite halk meclislerine dönüşmelidir.
Yaşamın tüm alanlarında öz-yönetim esas alınmalıdır.

2. Kadın Özgürlük Meclisleri:
Kadınların özerk örgütlenmesi, barışın en güçlü teminatıdır.
Eşitlik değil, kadın öncülüğünde özgür yaşam esas alınmalıdır.

3. Ekolojik ve Dayanışmacı Ekonomi:
Doğayla uyumlu üretim, yerel ekonomi ve kooperatif dayanışması güçlendirilmelidir.
Ekonomik adalet, barışın maddi temelidir.

4. Demokratik Eğitim ve Kültürel Direniş:
Tekçi müfredat yerine, halkların çokdilli, çokkültürlü, eleştirel eğitim sistemi inşa edilmelidir.

5. Enternasyonalist Dayanışma:
Rojava’dan Filistin’e, Şengal’den Latin Amerika’ya uzanan direniş hattı;
ezilen halkların demokratik entegrasyonunun ruhudur.

Türkiye’de Demokratik Çözüm İradesi

Bugün Türkiye, tarihsel bir eşiğin üzerindedir.
DEM Parti’nin çağrısı açıktır:

“Bu yasama yılı, Türkiye’nin çözüm yılı olmalıdır.”

Meclis çatısı altında kurulacak Demokratik Çözüm Komisyonu,
çatışma yerine müzakerenin; inkâr yerine tanımanın; sessizlik yerine konuşmanın adresi olmalıdır.
Bu çağrı, bir parti önerisi değil — toplumun ortak vicdanının sesidir.

Ancak bu süreç, Sayın Abdullah Öcalan özgürleşmeden; Selahattin Demirtaş, Leyla Güven, Figen Yüksekdağ ve binlerce siyasi tutsak rehin tutuldukça ilerleyemez.
Barış, tecrit duvarları arkasında değil; diyalog, adalet ve karşılıklı güven temelinde gelişir.
Halkın iradesini rehin alan özel savaş politikalarıyla demokrasi inşa edilemez.

Temel, esas olandır; ama onu yaşatacak olan, kolonların direncidir.
Barışta ısrar, direniştir.
Özel savaş oyunları değil, barışta ısrar yaşatır.

Ortadoğu’nun Geleceği: Halkların Demokratik Birliği

Ortadoğu’da Kürt sorununun çözümü, demokratik modernitenin inşasıyla özdeştir.
Bu paradigma, halkların kardeşliğini, ortak yaşamını ve özgür geleceğini örgütlemenin teorik ve pratik yoludur.

Bugün görev açıktır:
Her mahallede, tarlada, üniversitede ve evde barış yeniden örgütlenmelidir.
Kadınların öncülüğünde, gençliğin enerjisiyle, emekçilerin dayanışmasıyla toplumsal barış devrimi başlamalıdır.

Bir dal kırılırsa, bütün ağaç yara alır.
Bir halk susturulursa, bütün ülke karanlığa gömülür.
Biz o karanlığı reddediyoruz.

Barış, bizim en büyük direnişimizdir.
Ve biz o direnişi örgütleyeceğiz.

Ortadoğu’nun geleceği, ulus-devletlerin değil;
halkların dayanışmasının ve demokratik konfederasyonunun ellerindedir —
demokratik toplumun inşasındadır.

Yeni Bir Yaşamın Eşiğinde

Demokratik modernite çağında barış artık bir sonuç değil —
yeni bir yaşam biçimidir.

Barış, devrimdir!
Demokratik toplum, yeni yaşamdır!
Özgürlük, halkların kaderidir!
Özel savaş oyunları değil, barışta ısrar yaşatır!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar