Mehmet Ali ALÇINKAYA
Ortadoğu’da Kürt Sorunu ve Demokratik Modernitenin İnşası...
“Bir dal kırılırsa, bütün ağaç yara alır.”
Ortadoğu, insanlığın doğduğu, uygarlığın biçimlendiği, fakat aynı zamanda en ağır yıkımların yaşandığı coğrafyadır.
Bu topraklar, bin yılların kültürünü, direnişini ve yeniden doğuş gücünü taşır.
Ancak kapitalist modernite, bu kadim uygarlık havzasını sömürgeciliğin, savaşın ve özel savaş politikalarının laboratuvarına dönüştürmüştür.
Ulus-devlet sistemi, halkların iradesine zincir vurmuş; kadını, doğayı ve toplumu iktidarın nesnesi hâline getirmiştir.
Bu tarihsel zincirin hem en kırılgan hem de en dirençli halkası Kürt halkıdır.
Bir asrı aşan direniş sürecinde Kürt halkı, yalnızca kendi ulusal varlığını değil, aynı zamanda tüm Ortadoğu halklarının demokratik geleceğini temsil eden bir toplumsal öncüye dönüşmüştür.
Bugün bir halkın özgürlüğü, bütün halkların kaderini belirlemektedir.
Kürt halkının demokratik özgürlük mücadelesi artık sadece bir ulusal hak arayışı değil; Ortadoğu’nun demokratik yeniden doğuş hareketidir.
Kapitalist Modernite ve Özel Savaş Rejimi
Kapitalist modernite; devletçilik, erkek egemenliği ve pozitivist ideolojiyle toplumu kuşatmış, halkların hafızasını sömürgeleştirmiştir.
Kürt halkının dört parçaya bölünmesi, bu sistemin en çıplak ifadesidir.
Ulus-devlet, halkları birbirine düşman eden, doğayı tahrip eden, kadın emeğini görünmez kılan bir tahakküm biçimine dönüşmüştür.
Bugün, toplumsal çözümün önündeki en büyük engel; özel savaş politikaları, tecrit rejimi ve inkâr zihniyetidir.
Bu sistem yalnızca Kürt halkına değil; Türk, Arap, Fars, Ermeni ve Süryani halklarına da kimliksizlik, yoksulluk ve savaş dayatmıştır.
Çözüm, devletin daha da güçlenmesinde değil — toplumun yeniden örgütlenmesindedir.
Demokratik Modernite: Halkların Yeni Yaşam Felsefesi
Sayın Abdullah Öcalan’ın Demokratik Modernite Paradigması, Ortadoğu’nun tıkanmış damarlarını açan devrimci bir yol haritasıdır.
Bu paradigma, hem teorik hem de pratik düzeyde yeni bir çağın ideolojik rehberliğini sunar:
Devlet yerine toplum, iktidar yerine meclis, tahakküm yerine özgür öz-örgütlenme!
Demokratik modernite; devletsiz demokrasi, kadın özgürlüğü, ekolojik yaşam ve öz-örgütlü halk gücü temelleri üzerine kuruludur.
Bu sistem, halkların birliğini devlet sınırlarının değil, ortak yaşam iradesinin belirlediği yeni bir toplumsal biçimi öngörür.
Kadın devrimi toplumsal dönüşümün öncüsüdür.
Ekolojik üretim yaşamın merkezidir.
Kültürel çoğulculuk, toplumsal barışın teminatıdır.
Doğrudan demokrasi, meclisler, komünler ve konseyler aracılığıyla yaşamın her alanında inşa edilmelidir.
Barışta Israr: Toplumun Özgürleşme İradesi
Gerçek barış, yalnızca savaşın bitmesi değil; toplumun özgürleşmesi demektir.
Barış, devletin imzasıyla değil, halkın örgütlü iradesiyle kalıcı hale gelir.
Barışın toplumsallaşması, halkın öz-örgütlenmesiyle mümkündür.
Bugün Kürt halkının, Türkiye halklarının ve tüm Ortadoğu’nun önündeki temel soru şudur:
Özel savaş oyunlarını mı sürdüreceğiz, yoksa barışta mı ısrar edeceğiz?
Barışta ısrar, yalnızca bir tutum değil — tarihsel bir direniştir.
Barışta ısrar, yaşamda ısrardır.
Barışta ısrar, hakikatte ısrardır.
Somut Adımlar ve Halk İradesi
1. Demokratik Halk Meclisleri:
Her mahalle, köy, fabrika, okul ve üniversite halk meclislerine dönüşmelidir.
Yaşamın tüm alanlarında öz-yönetim esas alınmalıdır.
2. Kadın Özgürlük Meclisleri:
Kadınların özerk örgütlenmesi, barışın en güçlü teminatıdır.
Eşitlik değil, kadın öncülüğünde özgür yaşam esas alınmalıdır.
3. Ekolojik ve Dayanışmacı Ekonomi:
Doğayla uyumlu üretim, yerel ekonomi ve kooperatif dayanışması güçlendirilmelidir.
Ekonomik adalet, barışın maddi temelidir.
4. Demokratik Eğitim ve Kültürel Direniş:
Tekçi müfredat yerine, halkların çokdilli, çokkültürlü, eleştirel eğitim sistemi inşa edilmelidir.
5. Enternasyonalist Dayanışma:
Rojava’dan Filistin’e, Şengal’den Latin Amerika’ya uzanan direniş hattı;
ezilen halkların demokratik entegrasyonunun ruhudur.
Türkiye’de Demokratik Çözüm İradesi
Bugün Türkiye, tarihsel bir eşiğin üzerindedir.
DEM Parti’nin çağrısı açıktır:
“Bu yasama yılı, Türkiye’nin çözüm yılı olmalıdır.”
Meclis çatısı altında kurulacak Demokratik Çözüm Komisyonu,
çatışma yerine müzakerenin; inkâr yerine tanımanın; sessizlik yerine konuşmanın adresi olmalıdır.
Bu çağrı, bir parti önerisi değil — toplumun ortak vicdanının sesidir.
Ancak bu süreç, Sayın Abdullah Öcalan özgürleşmeden; Selahattin Demirtaş, Leyla Güven, Figen Yüksekdağ ve binlerce siyasi tutsak rehin tutuldukça ilerleyemez.
Barış, tecrit duvarları arkasında değil; diyalog, adalet ve karşılıklı güven temelinde gelişir.
Halkın iradesini rehin alan özel savaş politikalarıyla demokrasi inşa edilemez.
Temel, esas olandır; ama onu yaşatacak olan, kolonların direncidir.
Barışta ısrar, direniştir.
Özel savaş oyunları değil, barışta ısrar yaşatır.
Ortadoğu’nun Geleceği: Halkların Demokratik Birliği
Ortadoğu’da Kürt sorununun çözümü, demokratik modernitenin inşasıyla özdeştir.
Bu paradigma, halkların kardeşliğini, ortak yaşamını ve özgür geleceğini örgütlemenin teorik ve pratik yoludur.
Bugün görev açıktır:
Her mahallede, tarlada, üniversitede ve evde barış yeniden örgütlenmelidir.
Kadınların öncülüğünde, gençliğin enerjisiyle, emekçilerin dayanışmasıyla toplumsal barış devrimi başlamalıdır.
Bir dal kırılırsa, bütün ağaç yara alır.
Bir halk susturulursa, bütün ülke karanlığa gömülür.
Biz o karanlığı reddediyoruz.
Barış, bizim en büyük direnişimizdir.
Ve biz o direnişi örgütleyeceğiz.
Ortadoğu’nun geleceği, ulus-devletlerin değil;
halkların dayanışmasının ve demokratik konfederasyonunun ellerindedir —
demokratik toplumun inşasındadır.
Yeni Bir Yaşamın Eşiğinde
Demokratik modernite çağında barış artık bir sonuç değil —
yeni bir yaşam biçimidir.
Barış, devrimdir!
Demokratik toplum, yeni yaşamdır!
Özgürlük, halkların kaderidir!
Özel savaş oyunları değil, barışta ısrar yaşatır!
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBeton Fikret’in 13 Yıldır Değişmeyen Hikâyesi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDöndün dolaştık yeniden ‘End game’ yokluğuna dayandık 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYeni aşama başladı mı? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"TKP 7. Kongresi "Üzerine Çözümleme ve Eleştirel Değerlendirme... 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUHiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi? 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBarış sürecinde iç siyasetin sahne alma zamanı… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALÜcret asgari, yoksulluk azami… 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURCHP’nin `Kürt Sorunu´, Kürtlerin sorunlarını çözebilir mi? 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERKanun önünde eşitlik 6.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİTürkiye Yüzyılı okullarda zorbalığı niye durduramıyor? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAdaletsizliğin böylesi 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTepki oylarını yönetmek başka, iktidar olmak başka 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANZor ve kırılgan sürece girdik! 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşu5 Aralık tecavüzü… 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan‘Terörsüz Türkiye’ye evet ama mış gibi yaparak mümkün mü? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİşte faturalar: Şirketi kurduğu gibi ESK ile anlaştı! ‘Genç boğalar’ hep ondan alınmış 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBahçeli–Öcalan görüşse... 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciErdoğan ne zaman iktidara gelecek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergil“Hakikat Sonrası” dünya: “Post-truth” ne demek? 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBireysel borçluluk gerçekten düşüyor mu? 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezBüyüme Buysa Niçin Şikâyet Ediyorlar? 2.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUHaksızlık mı dediniz? 2.12.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
20.11.2025
17.11.2025
12.11.2025
9.11.2025
5.11.2025
2.11.2025