Firuz TÜRKER
15 temmuzdan bu yana yaşadıklarımızın ‘devrim’ kavramına uygun düştüğü yeni yeni ortaya çıkıyor.
Bir iktidar değişikliği oldu mu? Evet oldu. İkili iktidar çelişkisi; vesayet ve seçilmişler arasındaki çelişki, seçilmiş irade lehine kesin olarak çözüldü. İlk günlerde buna devrim demek için yeterince işaret yoktu. Evet; her devrimin ortak özelliği olan halk kitlelerinin tarih yazmaya soyunduğu günlerdi. Fakat henüz yönü netleşmemişti. Ama günler ilerledikçe kitlelerin yalnızca emperyalizm yanlısı gerici-faşist darbeyi engellemekle kalmayıp toplumsal gelişmenin daha da ilerletilmesinden yana olduğu, bıkmadan usanmadan sokakları terk etmemesiyle netleşti. Onlar daha çok şey istiyor ve bu değişimi gerçekleştirmesi için seçilmişleri yüreklendiriyorlardı.
Halkın bu desteğini iyi anlayan seçilmiş irade hiçbir vesayet odağıyla uzlaşmaya ihtiyaç hissetmeyerek demokratik adımlar atma yönünde eğilim kazandı. Halkın desteği yalnızca aktif çoğunluğun desteği ile sınırlı kalmadı. Bunu aşarak sayısal çoğunluğa ulaştı. Bu aşama muhalefet partilerini de devrimden yana ve devrime de ‘milli’ bir karakter kazandırdı.
Devrimin milli karakter kazanması başarı şansını arttırmıştır. Çünkü halka ve ülkeye yönelik saldırı anti milli bir saldırıydı. Şimdi bu devrimin kendini koruması ve ilerletmesi atılacak demokratik adımlara endekslenmiştir. Bu adımlarla devletin önemli oranda demokratikleştirileceği görünüyor.
Bu devrimin sınıfsal analizine girmek doğru değil. Çünkü ‘milli’ karakteri ağır basıyor. Yalnız şu kadarını, yani Anadolu burjuvazisinin başı çektiğini söylemek mümkün gibi görünüyor.Hemen bütün sınıflar da onunla birlikte saf tutuyor. Bu nedenle CHP ve MHP çok fazla tereddüt etmeden AK parti ile birlikte halk kitlelerinin yanında konumlandılar. Ve olay yalnızca gerici-faşist darbeyi engellemekten çıkıp daha ileri bir boyuta taşındı.
HDP nin garip bir ‘solculuk’ anlayışı var. Hiçbir zaman halkın lehine tutum almadı. Ama karşısında durmaya da cesaret edemedi. Aslında PKK nin hendek saldırısını savunup destekleyerek baştan beri karşı devrimci bir tutum almıştı. Çünkü o saldırılarla gerici-faşist darbe girişimi koordineli. Kaderin garip bir cilvesi midir nedir; Türkiye solu devrim beklediği her zaman karşı devrim olmuştur. Şimdi de, yüksek sesle seslendirmeseler bile mevcut halk hareketini ‘gerici ayaklanma’ gibi algılayarak gerçek devrimin karşısında konumlanıyor.
Bu olağanüstü ve tarihsel halk hareketinin ülkemizi yıllardır açısını çektiğimiz bağımlılık, esaret, boyun eğmişlik, ekonomik yetersizlik, demokrasisizlik ve alt sınıf bir ülke olarak hissetmemize yol açan durumumuzu değiştirerek devrimin başarıya ulaşmasını umut etmek istiyorum. Tarihsel bir fırsat doğmuştur. Halkın iradesinin bu fırsatı bir zafere çevirebileceğine, geri dönülemeyeceğine ve özlemini çektiğimiz değişikliklerle taçlandıracağına inanmak gerekir.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENÖcalan’a kilit rol verilince... 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSezgin Baran Korkmaz’a “zamanlaması manidar” soruşturma 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump-Netanyahu ittifakı 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUFilistin Tony Blair’e mi bırakıldı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciTekstil-giyimde 316 bin kişi kovuldu 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYIKIM BAŞLADI… YA KIRILAN, YIKILAN KALPLER… 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’yi anlamak 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABARIŞTA ISRAR ETMEK 15.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokrasi, darbeler ve ekonomik eşitsizlik 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZSilahsızlanmanın Hukuku, Kuralı ve Kurumu 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRKara paranın krallığı kurulmuş... Vay halimize! 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMacron emeklilik reformunun kıskacında 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDin demokrasiyle bağdaşır mı? Dindarlık otoriter olmayı gerektirir mi? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“İlk dört maddeye dokundurtmam”cılar büyük bir tuzağa düşebilirler 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKamusal alanın İslamileştirilmesi 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖcalan o kanalları ilk kez izledi ve… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar çözüm konusunda neden bu kadar isteksiz? 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKant’ın problemi: Tanrı’yı akılla bilmek 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASAL İKTİDARIN HÜZÜNLÜ YOLCULUĞU… 13.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2018
11.08.2018
13.06.2018
3.02.2018
2.02.2018
12.05.2018
20.04.2018
14.04.2018
19.03.2018
9.02.2018