Halil BERKTAY
Sabit sanılan bütün yargıların altüst oluşunun beraberinde getirdiği bir namus borcu söz konusu. Üç kuruşluk dürüstlüğümüz varsa, bir vakitler “devrim değil evrim” veya “devrim değil reform” dediği için kötülediğimiz (Bernstein dahil) herkese yeni ve ön yargısız bir yaklaşım zorunlu. Çöken komünizm gibi, o diğer ve hiç yaşanmamış demokratik sosyalizm de geri gelemeyecek olsa bile.
Daima emperyalizme, çoğu zaman savaşa da karşı
Eduard Bernstein’ın günahı neydi, örneğin? Hayatı ve mücadelesi, hiç de bizlere tanıtıldığı gibi “kapkara” değil. Marx ve Engels’ten sonraki kuşaklardan tipik bir 19. yüzyıl sosyalisti. 1872’de “Eisenach Programı” yanlısı Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne katılıyor. 1875’te Gotha’daki birlik kongresini hazırlayan grupta. İlginçtir; Marx daha çok Eisenach’çılardan yana ve Gotha Programı Eleştirisi’nde Lassalle’cıların zaferi olarak gördüğü sonuca hayıflanıyor. Bismarck, (Hitler’in 1933’teki Reichstag yangını komplosunu haber verircesine) Kayzer’e karşı iki suikast girişimini bahane edip 1878’de bütün sosyalist örgütlenme, toplantı ve yayınları yasakladığında, Bernstein yurt dışına çıkıyor ve yirmi küsur yılını sürgünde (Zürih ve Londra’da) geçirmek zorunda kalıyor.
Bu, aynı zamanda Yeni Emperyalizm çağının doruğu. Başta “Afrika’nın kapışılması,” dünyanın Avrupa dışı alanlarının Büyük Devletler arasında paylaşımının tamamlandığı; (a) iyi mi kötü mü; (b) neden oluyor (tesadüf mü, kaçınılmazlık mı) ve (c) nereye gidiyor (ebedî barışa mı, yeniden paylaşım savaşlarına mı) tartışmalarının kızıştığı bir dönem.
Bernstein, bazen sanılanın aksine, emperyalizme hep karşı çıkıyor (“ultra-emperyalizm” yoluyla barış fikri onun değil Karl Kautsky’nin). 1913’te, Almanya’nın silâhlanması yasa tasarısına karşı SPD’nin sol kanadıyla aynı safta oy kullanıyor.
Pratik mücadele açısından hemen tek büyük hatâsı, Ağustos 1914’te SPD’nin neredeyse tamamıyla birlikte savaş kredilerini onaylamak. O sırada “vatanseverlik” isterisine direnebilen çok az. Ne ki, Bernstein’ın yanılgısı kısa sürüyor: 1915 başlarından itibaren sürekli savaş karşıtı cephede; nitekim 1917’de, hem Kautsky hem Liebknecht’le yanyana, savaş aleyhtarı sosyalistleri ortak çatısı Bağımsız Sosyal Demokrat Parti’nin kuruluşuna katılıyor. 1928’e kadar aktif politikada. 1872 - 1928: 56 yıl. Neredeyse bütün bir hayat. Bugün baktığımızda, hiç de fena bir sicil değil doğrusu.
Kapital’e bütün eleştirileri haklı çıktı
Fakat tabii ortada çok büyük bir sorun da var; Bernstein’ın, bir de Marksizmi yeniden düşünme çabasından kaynaklanıyor. 1896-99 arasında “Sosyalizmin Sorunları” üzerine bir dizi makale yazıyor ve 1899’da, “Sosyalizmin Ön Koşulları ve Sosyal Demokrasinin Görevleri” kitabını çıkarıyor (Die Voraussetzungen des Sozialismus und die Aufgaben der Sozialdemokratie). Bunu 1900’de “Sosyalizmin Tarihi ve Teorisi” (Zur Geschichte und Theorie des Sozialismus) izliyor.
Buralarda yazdıkları, bugün herkesin bildiği şeyler, çünkü Bernstein, sonraki yüz yılda iyice belirginleşecek bir dizi olgunun ilk, embriyonik biçimlerine değiniyor. Kapital’in, kapitalizmin büyük bir ekonomik krizle çökmesinin kaçınılmaz ve üstelik bu çöküşün yakın olduğu öngörüsü yanlış. Marx’ın, kapitalizmin gelişmesini hızlandırıp bir an evvel çökmesini sağlayacağı gerekçesiyle laissez-faire liberalizmini desteklemesi iyiden iyiye sakat ve işçilerin günlük hayattaki bütün pratik taleplerine ters. Kapitalist sanayi o kadar da merkezîleşmiyor ve mülkiyet daralmıyor; tersine, yaygınlaşıyor. Orta sınıflar yokolmuyor; emekçilerin saflarından yükselen girişimciler kapitalist sınıfı beslemeye devam ediyor. İş gününün kısaltılması, çalışma güvencesi, emeklilik hakları gibi her türlü kısa ve orta vâdeli reform mücadelesi ile bunlara uygun devlet müdahelelerini desteklemek lâzım. Bunun için de emekçilerin (siyaseti “burjuva” diye horlamak ve devrimi uzaklaştıracağı korkusuyla reddetmek yerine) siyasete aktif bir ilgi göstermesi gerekiyor.
Kıyamet, “nihaî amaç”tan koptu
Bütün bunların günümüzde doğrulanmışlığı kadar, “tek yol devrim” mantığına ters düştüğü de açık olsa gerek. Zaten bir noktada Bernstein bunu çok net ifade ediyor. Öyle rastgele, hazırlıksız bir fikir, tartışmalar sırasında anlık bir reaksiyon değil; felsefî temelleri de var. Marx’ın sosyalizmi tarihte bir sonraki zorunlu aşama olarak göstermesinin, Hegel metafiziğine kapılmasından kaynaklandığını söylüyor. Hegel, tarihi soyut Aklın kendini adım adım açımlayarak realize etmesi gibi düşünmüştü. Bu da er geç ulaşılacak bir “nihaî amaç” demekti.
Bernstein’a göre, sosyalizmle sonuçlanacak bir tarih akışı tasavvuru da böyle bir metafizikti. Bunun karşısına, demokrasi içinde ve “olursa olur, olmazsa olmaz” diye özetlenebilecek ahlâkî, vicdanî bir tercih olarak sosyalizm mücadelesinin hareket her şey, nihaî amaç hiç bir şeydir’ini dikti. Şimşekleri üzerine çekti.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024