Hasan CEMAL
Dokunulmazlıkların kaldırılması, 18 yıl önce olduğu gibi bugün de Türkle Kürdün arasını daha beter açacak, “Benim seçip gönderdiğimi Ankara hapse atıyor!” duygusu bölgede çok daha fazla güçlenecek, istikrarı zehirleyecek ve Türkiye’nin dışarıda manevra alanını daha da daraltacaktır.
Diyarbakır, 1994 yılı Mart ayı. Polisevi’nde, uzun bir masanın etrafında, bölgenin önde gelen sivil ve asker yetkilileriyle, yani ‘devlet’le yemek yiyorum.
Masada tek gazeteci benim.
Başbakan Çiller’in adı sık geçiyor. PKK’ya karşı mücadelede Çiller güvenlik kuvvetlerine, askere açık çek vermiş gibi bir hava esiyor masada. Üst düzeydeki bir güvenlik yetkilisi şöyle diyor:
“DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve tutuklanmaları... Başbakan Çiller’in başını çektiği bu gelişmeden dolayı güvenlik kuvvetleri müthiş memnun oldu. Moralleri iyileşti. Yöre halkı da böylece devletin gücünü görmüş oldu.”
Ve gözümün içine bakarak ekliyor:
“DEP’le ilgili bu kararı eleştirenler buranın, bu bölgenin gerçeklerinden habersiz...”
Güvenlik yetkilisi bunu söylerken benim gözümün içine bakıyordu, çünkü DEP’le ilgili kararı gazetedeki köşemde eleştirenlerden biri de bendim.
Sabah gazetesinde, 4 Mart 1994’te çıkan eleştiri yüklü yazımın özeti şöyleydi:
“Demokrasi adına kötü bir sınav verdi Türkiye Büyük Millet Meclisi.
Meclis’in içinde ve çevresinde güvenlik barikatları kurmak ve dokunulmazlığı kaldırılan milletvekillerini apar topar gözaltına almak bir talihsizliktir.
Adı parlamenter demokrasi olan bir rejimin parlamentosunda böylesine görüntülere tanık olmak ve hele parlamento üyesi olarak bunları onaylamak, geçiştirmek, görmezlikten gelebilmek ya da böylesi olaylara tahammül edebilmek de bir başka talihsizliktir.
DEP ve Refah Partili milletvekillerinin siyasal gerekçelerle dokunulmazlıklarının kaldırılması, Türkiye’de siyasal istikrara fayda değil zarar veriyor. Rejim bu karardan dolayı güçlenmiyor, tersine darbe yemiş oluyor.
PKK’yla mücadelede hedef küçülmüyor, büyüyor.
Devletin iç odaklarında sanıldığının aksine, Meclis’in bu kararı Güneydoğu’da devleti halkın gözünde güçlü kılmayacak.
Böyle bir görüntü aldatıcıdır.
Bu kararla, yöre halkı nezdinde PKK’nın değirmenine su taşınmış oluyor.
Türk-Kürt düşmanlığını körüklemek isteyenlerin eline yeni bir koz geçiyor.
Türkiye’nin dış politikada manevra alanının daralması gündeme geliyor.
Avrupa Konseyi, AGİK, BM İnsan Hakları Komisyonu, Avrupa Parlamentosu gibi uluslararası platformlarda ve tek tek Batı ülkelerinde Türkiye bundan böyle daha çok sıkışacak.
1991 sonunda Paris Şartı avazeleriyle kurulan DYP-SHP ortaklığına uluslararası platformlarda insan hakları ve demokrasi konusunda açılmış olan kredinin son dilimi de böylece harcanmış oluyor.
Bir noktayı daha belirtmek istiyorum. İktidarda olsun muhalefette olsun sosyal demokratların da (SHP iktidarda, DSP ile CHP muhalefetteydi o tarihte) iyi bir sınav verdikleri söylenemez. Çoğunluğunun kaçak güreştiğini vurgulamak bir gerçeği saptamak olur.
Ama bir de Erdal İnönü örneği var. Baştan beri son derece demokrat bir tutum sergilemiş ve dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı çıkmıştır.”
18 yıl önceki bir yazım.
Neden bir daha köşeme aldığım ise çok açık. Bugün yine dokunulmazlıkların kaldırılması gündemde.
O zaman yapılan, bugün tekrarlanmak üzere. 18 yıl önce işleri kötüleştirmekten başka hiçbir yararı dokunmayan bir adımın bugün hayırlara vesile olmasını kimse beklemesin.
Bu adım, 18 yıl önce olduğu gibi bugün de Türkle Kürdün arasını daha beter açacak, “Benim seçip gönderdiğimi Ankara hapse atıyor!” duygusunu bölgede çok daha fazla güçlendirecek, siyasal istikrarı zehirleyecek ve Türkiye’nin dışarıdaki manevra alanını daha da daraltacaktır.
Bu arada not etmekta yarar var.
Cumhurbaşkanı Gül, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı.
Keşke Cumhurbaşkanı Gül’ün bu konuyla ilgili sağduyuyu yansıtan mesajlarına ve “Geçmişe dönmeyelim, kendimizi çıkmaz sokaklara sokmayalım” sözlerine kulak verilse siyaset kurumunda, iktidar çevrelerinde, Ak Parti’de...
http://siyaset.milliyet.com.tr/cumhurbaskani-nin-cagrisina-keske-kulak-verilse-/siyaset/siyasetyazardetay/30.11.2012/1635003/default.htm
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024