Hasan CEMAL
Diyor ki: “Eskiden böyle değildi Tayyip Erdoğan. Artık kapalı devre çalışıyor. Bölgenin siyasetçilerini muhatap almıyor. Devlet memurlarıyla, danışmanlarıyla, çok yakın çevresiyle hareket ediyor Kürt meselesinde... Devletin raporlarıyla bölgenin gerçeklerine nüfuz etmek uzak ihtimaldir.”
Dokunulmazlık meselesi, bugüne kadar Ak Parti’nin içinde yer almış, Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorunuyla ilgili genel tavrını desteklemiş olan Kürt siyasetçilerini gitgide rahatsız ediyor.
Bu durum sadece Ak Parti içinde siyaset yapan Kürtlerle sınırlı değil.
Partinin dışında olmakla birlikte Başbakan Erdoğan’ın yaklaşımlarını genel olarak isabetli bulmuş, desteklemiş ve BDP ile PKK’ya her zaman mesafeli durmuş ‘Kürt elitleri’nde de huzursuzluk dikkati çekiyor.
Mevcut politikaların devamı halinde, Güneydoğu’nun Ankara’ya biraz daha ‘yabancılaşması’ndan ve bölgede açlık grevlerinin sona ermesiyle sönen ‘gerilim’in yeniden tırmanmasından kaygı duyuluyor.
Şunu bilmekte yarar var.
Dokunulmazlık, bardağı taşıran bir damla. Bir yıl önce yaşanmış Uludere ya da Roboski katliamı ve Erdoğan’ın gitgide aşırılaşan, hatta Devlet Bahçeli’yle yarışan milliyetçi söyleminin de payı var gelinen bu noktada.
İsmi bende saklı Ak Partili bir Kürt siyasetçi ile dün sabah sohbet ederken özetle şunları söyledi:
“Eskiden böyle değildi Tayyip Erdoğan.
Artık kapalı devre çalışıyor.
Bölgenin siyasetçilerini muhatap almıyor. Devlet memurlarıyla, danışmanlarıyla, çok yakın çevresiyle hareket ediyor Kürt meselesinde...
Kıymetli insanlar olabilir onlar da... Ama bölgenin gerçekleriyle bizim kadar içli dışlı değiller. Devletin raporlarıyla bölgenin gerçeklerine nüfuz etmek uzak ihtimaldir.
Mesela Sayın Erdoğan bir Kürt raporu hazırlatıyor.
Kime hazırlatıyor?
Batı illerinden birinin milletvekiline, milliyetçi birine... Güneydoğu’yu doğru dürüst tanımayan bir partili milletvekiline Kürt raporu hazırlatıyor.
Ama bir kere olsun bizi dinlemiyor, dinlemek istemiyor.
Hiç olur mu böyle şey?
Ben inanıyorum, Sayın Erdoğan iyi niyetli. İyi niyetinden kuşku duymuyorum. Yanlış yaparken de iyi niyetiyle, bilmediği için hata yapıyor.
Bizleri, bölgenin temsilcilerini muhatap almıyor.
Endişelerimiz var.
Bölgenin içinden gelen kendi resmi temsilcileriyle istişare istemiyor Sayın Başbakan.
Yani kapalı devre çalışıyor.
Tamam, Türkiye sadece Güneydoğu’dan ibaret değil. Batı da var, Batı’nın oyları da var. Ama Güneydoğu sadece yüzde beş, on oy değil ki.
Bugüne kadar Ak Parti’yi desteklemiş, Tayyip Erdoğan’a inanmış Kürtlerin Ak Parti’ye sırtını çevirmeye başlaması, Ankara’ya daha beter yabancılaşması, Türkiye’nin huzuru ve istikrarı açısından hiç de iyi olmaz.
Sayın Erdoğan’ın bu hususa dikkat etmesi lazım.
Siz yazmıştınız bir seferinde, Ankaralılaşma, bürokratlaşma diye... Sayın Başbakan da size, ‘Ankaralılaşmıyorum, Türkiyelileşiyorum’ demişti.
Pek öyle değil.
Eğer dikkat edilmezse, Türkiye’nin dünyaya açılması, bölgesel nüfuzunun yaygınlaşması da olumsuz etkilenir. Dışarıda daha etkili olunmak isteniyorsa, içeriyi derleyip toplamak şart.”
Yerinde uyarılar.
Ama Erdoğan bu uyarılara, farklı seslere kulak veriyor mu?
Şimdilik verdiği söylenemez.
Ak Parti’nin Diyarbakır İl Başkanı Halit Advan’ı, “Böyle giderse, dindar Kürtler de bize oy vermeyecek” dediği için partiden attı.
Bu noktaya işaret eden başkaları da var. Bunlardan biri de gazeteci Ali Akel.
Uzun yıllar Yeni Şafak gazetesinin Washington temsilciliğini yapan ve Uludere’den dolayı Erdoğan hükümetinin tavrını eleştirdikten sonra işini kaybetmiş olan Ali Akel şöyle diyor:
“On yıllık Ak Parti iktidarı, Kürt sorununun ‘Müslümanların iktidarıyla çözülecek’ bir sorun olmadığını ortaya çıkardı. Son üç dört yılda yaşanan gelişmeler, Kürt dindar kesimini yeni arayışlara itmiş... Ak Parti’ye ve politikalarına karşı genel bir reaksiyon var. Sadece siyaset kurumuna değil, Türk İslamcılara da yönelen bir tepki var. Onlara göre sadece AK Parti değil, Kürt İslamcı gruplar da aynı oranda devletçi...” (“Türk ve Kürt İslamcıların yolları hızla ayrılıyor...”,Ruşen Çakır’ın Ali Akel’le söyleşisi, 30 Kasım 2012 tarihli Vatan)
Erdoğan uyarıları dinleyecek mi?
Farklı seslere kulak verecek mi?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
f guner
zaten ancak birbirlerine düşünce gerçekler ortaya çıkıyor.sam amcayla militer birbirine düşünce neler neler ortaya çıktı.şimdi bunların birbirine girmesini fırsat bilen indira gandi doğru sam amcaya uçtu.^^sam amca,sam amca sen bunları s...ttir et bak ben uslu başlı bi çocuğum hadi beni kucağına al ben yaramazlık yapmam^^ demeye gitti.bakalım sam amca üç evladından muktediri mi, teokratı mı yoksa yoksa yeniden militarı mı kucağına alacak.
müfit günal
Hırand Dink ne büyük bir insanmış ki ortadan kaldırmak için jandarma, polis, mit el ele vermek zorunda kaldı. Hükümet çekinmese bu işi çözerdi, cemaat ile hükümet ters düşerse belki katiller ortaya çıkar.