Hasan CEMAL
Biz dört çocuğunu yolcu eden Diyarbakır’ın kopup gidişini izlerken, Kastamonu’da da bir polis memuru pusuya düşürülen bir konvoyda öldürüldü.
Önce el bombası atmışlar sonra taramışlar.
O genç polisi de aksakallı başka ihtiyarlar uğurlayacak.
Diyarbakır’daki acıyı ve nefreti Kastamonu’da da göreceğiz.
Yedi gerillayı Dersim Dağları’nda vurdular, bir genç polisi Ilgaz Dağları’nda.
Gençler ölüp gidiyor.
Sessiz ihtiyarlar, kederli kadınlar kalıyor geriye.
Daha ne kadar gençleri ihtiyarlara gömdürteceğiz?
Daha ne kadar ağıt söylenecek, daha ne kadar zılgıt çekilecek?
Diyarbakır’ı, Dicle’yi, Ilgaz’ı, dağları, ormanları, ihtiyarlığı biliyorum.
Benim de aksakallarım var, ben de her cenazede saf tutuyorum.
Tabutların üstündeki bayraklara bakmıyorum, hiçbir bayrak, onun altında genç bir ölünün yattığını unutturmuyor bana.
Gün gün azalan bu ömrüm, çocukların ölmemesi için yalvararak, her ölümle biraz daha solarak geçiyor.
Çocukların ölümünden bir fayda çıkmayacağını, bu karşılıklı ölümlerin bir derde deva olmayacağını, tek çarenin gençleri yaşatmak olduğunu biliyorum.
Bilmek bir işe yaramıyor.
Cenazeleri görüyorum yalnızca, susan şehirleri, saf tutan ihtiyarları, ağlayan kadınları görüyorum, patlayan silahları, intikam yeminlerini, öfkeli nutukları duyuyorum.
Bu savaş bitecek, bu savaş bitecek ama bitene kadar daha kaç genci gömeceğiz? Daha kaç genç sakallarına ak düşmeden toprağa düşecek?
Diyarbakır’ın nar ağaçları çiçeklenmiştir, o çiçekler meyveye dönmeden daha kaç çocuk can verecek?
Diyarbakır’ı bilirim, Ilgaz’ı bilirim.
Ölüm çıkar yol değil.
Bunu bilirim.
Bunu bilmenin bir işe yaramadığını da bilirim.
Bunları bilen, her cenazede saf tutan aksakallı, çaresiz bir ihtiyarım.
Gençler ölür.
Ben yaşadığımdan utanarak yaşarım.
________________
Yukarıdaki satırlar benim değil.
Ahmet Altan’ın (* ).
Ben bu kadar güzel yazamam.
Bunlara daha ne eklenebilir ki?
Dersim Dağları’nda pusu kurup gerillayı vurdular, Ilgaz Dağları’nda da pusu kurup polisi...
Yazık değil mi?
Evet, ölüm çıkar yol değil!
Bu klişeyi kim bilir kaç kez yazdım.
Yazıyorsun ama değişmiyor.
Dağlarda da dolaştım.
PKK’lının dünyasını da, askerin dünyasını da anlamaya, hissetmeye çalıştım.
Gerillayla da, askerle de, polisle de konuştum yıllar yılı.
Ölümler bitsin diye... Ölümler çıkar yol değil diye... Silah ve şiddet çıkmaz yol diye...
Şimdi oturdum yine yazıyorum, Kürt sorunu üzerine ikinci kitabımı...
Ölümler bitsin diye yazıyorum.
Bitecek mi, bilemiyorum.
Bir gün mutlaka bitecek.
Ama kan ve gözyaşı bugün hâlâ yakamızı bırakmış değil.
Kimi zılgıt çekiyor.
Kimi ağıt yakıyor.
Diyarbakır’da PKK’lının cenazesi kalkıyor, taziye çadırları kuruluyor.
Kastamonu’da polis memurunun cenazesi kalkıyor, cami avlusu doluyor.
Yazıktır, günahtır.
Sevgili Ahmet’in dediği gibi:
“Gençler ölür, ben yaşadığımdan utanarak yaşarım.”
_____________________________
* Ahmet Altan’ın 5 Mayıs 2011 tarihli Taraf’taki başyazısından bir bölüm.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Hasan İnanoğlu
askeri diktatörlükten dili yanan bütün yurttaşlar bu davaya müdahil olmalı
Mahmut
doğru bir yaklaşım. çocuklar mutlaka bu davanın müdahili olmalı