Hasan CEMAL
Bu köşede dünkü yazıma şu başlığı koymuştum:
Erdoğan yapabilir mi?
İhtimal vermiyordum.
Tayyip Erdoğan’ın dilini, söylemini değiştirip, Türkiye’yi yeniden normalleşme yoluna sokabileceğine dair pek bir umudum yoktu.
Ama yine de umut beslemek istiyordum. Belki diyordum.
Başbakan Erdoğan belki barış ve huzuru daha beter dinamitleyecek dayatmacı bir tavırdan kaçınabilir, yakın çevresinde kendisine böyle bir telkinde bulunabilecek akil insanlar belki kalmıştır, belki Erdoğan sonunda onlara kulak verir diye düşünüyordum.
Ama boşunaymış.
Ankara Sincan mitingi, bu zayıf beklentimi tümüyle boşa çıkardı. Tayyip Erdoğan olanca kibri ve öfkesiyle kürsüdeydi çünkü.
Dili hiç barışçı değildi.
Kışkırtıcıydı.
Cephelere bölücüydü.
Kutuplaştırıcıydı.
Provokatifdi.
Meydanı sürekli dolduruyordu.
Çünkü, dönüp dolaşıp sözü camiye ayakkabıyla girenlere, camide içki içenlere, başörtülü anneye saldıranlara getiriyordu.
Bunlar elbette kınanması gereken, lanetlenmesi gereken davranışlardı, ama büyük bir kitlenin karşısında bunların sürekli vurgulanması herhalde kışkırtmanın daniskasıydı.
Ağırbaşlılıktan, vakardan, edepten söz ederken de dili kışkırtıcıydı. Demokrasiden, seçim sandığından, milli iradeden, ahlaktan söz ederken de öyleydi.
Başbakan’ın öylesine sivri ve kışkırtıcı bir dili ve söylemi vardı ki, kendi hayat tarzını paylaşmayanlara, hayatın bin bir türlü hallerine kendisi gibi bakmayanlara karşı, anlaşılan, hayatı boyunca beslemiş olduğu sonsuz öfke ve kompleksini artık hiçbir fren koyma ihtiyacı hissetmeden ifade ediyordu kürsüde...
Bu arada bir noktayı daha, yoksulları varsıllara karşı kışkırtmayı hiç ama hiç ihmal etmiyordu.
Ne yazık ki, intikamcı bir üslubun tüm sinyalleri yanıp sönüyordu konuşmasında...
Bir başka deyişle:
Kendisi gibi düşünmeyenlere - özellikle de iş dünyasına - korku salmayı, onları sindirmeyi amaçlayan motiflerle süslemişti konuşması...
Kendisini dinlerken tek bir not aldım:
Bir başbakan, böylesine bir dil ve söylemle ülkesine barış getiremez, ancak böler ve cepheleştirir.
Yazı günüm değildi.
Üst üste tweet atmaya başladım.
Erdoğan’ın cepheleştirme pedalından ayağını maalesef çekmediğini, bu dil ve söylemiyle Türkiye’ye barış ve huzur gelemeyeceğini, Türkiye’nin normalleşme rayına oturamayacağını tweetlerimde söylemeye başladım.
Ama sonra tweetle yetinemedim.
Çünkü İstanbul’da polis, Erdoğan’ın talimatıyla, gece vakti Gezi Parkı’nı bastı.
Ve televizyonda, özellikle Halk TV’de baskını izlemeye başladım. Gece yarısına doğru da dayanamadım, bilgisayarım başına oturup bu yazımı yazmaya başladım.
İçim acıyor.
Çapulcu kardeşlerimi yine saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Canınızı sakın sıkmayın.
Bu ülkenin kapısını da eninde sonunda demokrasi ve barış çalacak. Sizin güzel direnişiniz de bu yolda büyük bir umut ışığı yaktı. Kendi hayat tarzınızı savunurken, tüm farklılıkların, tüm renklerin özgürlüğünü savundunuz çünkü...
Yinelemek istiyorum.
İktidar sahiplerini uyarmak istiyorum.
Başbakan Erdoğan’ı uyarıyorum.
Tuttuğun yol, yol değildir.
Bu kadar acımasızlıkla, bu kadar hoşgörüsüzlükle, devletin böylesine hoyratlığıyla ne barış olur, ne demokrasi olur, ne de hukuk olur bir ülkede.
Başbakan Erdoğan şunu iyi bilsin:
Türkiye’yi bu krize kendisi soktu.
Bakalım nasıl çıkaracak?..
Yazık günah!
Dilimin ucuna daha ağır sözler geliyor Başbakan Erdoğan’a yönelik ama şimdilik kendimi frenliyorum.
Dediğim şu:
Allah Türkiye’ye kolaylık ve sabır versin.
Bu ülkede gerçekten barış ve demokrasi isteyenlerin işi biraz daha zorlaşmış durumda çünkü...
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024