Hasan CEMAL
Angola’ya yakın bir safari yerinden sabahın köründe yola koyuluyoruz. Yolun iki yanında turistler için rengârenk bir pazar kurulmuş. İki tane kocaman araba lastiği. Üstlerine iki büyük futbol starının isimleri yazılmış: David Beckham ve Luis Figo... Önümden geçen ufaklığın sırtındaki Barcelona forması dikkatimi çekiyor. Arkasında Messi yazıyor. Aralarına girip "Didier Drogba" diyorum. Ama ne yazık ki bizim Büyük Drogba’mızı tanıyan çıkmıyor.
Ana yoldan içerlere doğru sapıyoruz. Duahimba Village. Himba’lar yaşıyor burada. İnsanın içini burkan bir yoksulluk içindeki Himbalar, turistlere fotoğraf malzemesi olmayı bir hayat tarzı olarak benimsemiş gibiler. Ne fotoğraf çekmek içimden geliyor, ne de etrafta dolaşmak... İçler acısı bir yer! Tekrar yola koyuluyoruz. Bu Siyah Afrika’nın ağaçları ne kadar güzel... Yoksulluk bu diyarda rengârenk...Yoksulluk bu diyarda çiçek açmış...
ETOSHA NATIONAL PARK,
NAMIBIA
Kapının tık tık vurulmasıyla uyandık cibinlikli yatağımızda.
Saat sabahın beş buçuğu.
Kulübenin önüne çıktım.
Günün ilk ışıkları ortalığı aydınlatırken mutlak bir sessizlik...
Ve sabah sabah serin kumlara çıplak ayak basmak güzel bir duygu...
Brandberg’den, yüksek dağın eteklerinden burnuma çalınan tuhaf ama güzel kokuları -sararmış otlar böyle kokar- içime çekip ayılıyorum.
Güneş yükseldikçe kuş cıvıltıları da çoğalıyor.
Havada bembeyaz kelebekler...
Yaşamak güzel şey!
Namibia’nın kuzeyinde, Angola’ya yakın bir safari yerinden sabahın köründe yola koyuluyoruz yine.
Bir taraf dağ, bir taraf çöl.
“Buralarda bir zamanlar çöl aslanı yaşardı.”
Yol üstünde, yolun iki yanında turistler için rengârenk bir pazar kurulmuş.
Rengârenk giysileri içinde siyah Afrikalı kadınlar, güleryüzlü pazarlığa tabi el yapması ürünlerini eğlenceli bir hava yaratarak bize okutma çabasındalar.
Büyük Drogbamızı tanıyan yok
İki tane kocaman araba lastiği. İkisinin üstüne, şimdi emekliye ayrılmış iki büyük futbol starının isimleri yazılmış:
İngiliz David Beckham, Portekizli Luis Figo...
Ana yoldan içerlere doğru sapıyoruz.
Duahimba Village.
Himba’lar yaşıyor burada.
Çok uzaklarda, en ilkel koşullarda yaşayan yerli bir kabilenin bir kısmı buraya yerleştirilmiş.
Sanki her şey turistler için kurgulanmış bu köyde...
İnsanın içini burkan bir yoksulluk içindeki Himbalar, turistlere fotoğraf malzemesi olmayı bir hayat tarzı olarak benimsemiş gibiler.
Ne fotoğraf çekmek içimden geliyor, ne de etrafta dolaşmak.
Başımı nereye çevirsem içim burkuluyor.
İçler acısı bir yer!
Önümden geçen ufaklığın sırtındakiBarcelona futbol takımının forması dikkatimi çekiyor.
Arkasında Messiyazıyor.
Aralarına girip Didier Drogba diyorum. Ama ne yazık ki bizim Büyük Drogba’mızı tanıyan çıkmıyor.
Yoksulluk bu diyarda rengârenk
Tekrar yola koyuluyoruz.
Bu Siyah Afrika’nın ağaçları ne kadar güzel.
Seyretmeye doyamıyorum nereye gitsem. Bu uçsuz bucaksız toprakların kralları gibi uzanıyorlar gökyüzüne doğru...
Durmadan fotoğraflarını çekiyorum.
Hepsi görkemli birer anıt gibi, nadide bir heykel gibi büyüleyici...
Yolda duruyoruz.
Yan yana iki eşek.
Mihmandarımız birinin ayaklarını gösteriyor:
Prangalı eşek!
Ön ayak bileklerine zincir vurulmuş...
Böylece çok yavaş yürüyor, uzaklara gidemiyor. Kendisine eşlik eden eşek de onu bırakamıyor.
Yoksulluk bu diyarda rengârenk...
Yoksulluk bu diyarda çiçek açmış...
Zebralar, antiloplar, impalalar...
Akşam, Etosha National Park’ın kıyısındaki Toshari Lodge’da kalıyoruz.
Günün ilk ışıklarıyla tekrar safari.
Çölde sabah erken hava soğuk.
Üstü açık kamyonetle, ellerimizde fotoğraf makinaları, çocukluğumuzun düşler alemine dalıyoruz.
Bir zürafa...
Devekuşları...
Ağacın tepesinde simsiyah bir akbaba...
Heyecan var kamyonetin üstünde.
Uzaktan beyaz birgergedan geçiyor çünkü...
Ama göremiyoruz, çabucak kaybolup gidiyor.
Zebralar...
Antiloplar...
İmpalalar...
Bu antilop geyik benzeri zarif hayvanlar, bir tek Angola’yla buralarda bulunurlarmış.
İtiraf edeyim ki, bir gece önce bol soslu köftesini yediğimiz bu İmpala’larmış...
Kayanın dibindeki aslan mı?
Birden kazık bir fren yapıyor kamyonetimiz.
Sıkıysa yapma!
İki fil.
Yolun kenarında beliriyorlar.
Biri kocaman, biri yavru.
Karşıdan karşıya geçerken, nefeslerimizi tutuyoruz, sadece fotoğraf makinaları çalışıyor.
Bir çakal.
Tam bir çakal gibi önümüzden geçip gidiyor.
Ama en güzeli ‘aslan’dı.
Birinden çığlık:
“Aslan aslan!”
“Nerede?..”
“Orada, kayanın dibinde...”
Fotoğraf makinaları, zumlar ve de dürbünler...
“Yok ya, o senin gördüğün aslan değil, kaya parçası...”
“Amma da yaptın. Hayvan uyuyor. Poposunu görmüyor musun?”
“Evet evet, yeleleri de gözüküyor.”
Ben de dürbün isteyip bakıyorum kayalığın dibine.
“Aslan, aslan galiba...”
“Kıpırdandı, yelelerini görmüyor musunuz?”
“Evet, kafasını oynatıyor.”
Ama kimsenin elinde de, henüz doğru dürüst tek bir kare fotoğraf da yok aslanı gösteren...
Aslanı haber veren hayvanların teyakkuzu
Çölün bir yerlerinde, büyük bir su birikintisinin önünde toplanmış hayvanları seyre dalıyoruz.
Filler, antiloplar, zebralar, impalalar, devekuşları, kudular, oriksler hepsi birlikte, barış içinde su içiyorlar.
Ama birden garip bir şey oluyor.
Fiiler hariç tüm hayvanlar şöyle bir kaçışıp sonra oldukları yerde zınk diye duruyorlar.
Sanki donup kalıyorlar.
Gerginlik gözle görülür biçimde yükseliyor.
Müthiş bir teyakkuz vaziyeti.
Çölde gerilim!
Bakışlar bir yönde sabitleniyor.
Sanki hayvanların hepsi bizim Taksim’deki Duran Adam oluyor.
İşte çöldeki bu sahneyle birlikte, o kayanın dibinde, ağacın altında yatan hayvanın gerçekten bir aslan olduğunu herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde anlıyoruz.
İyi pazarlar!
Siyah Afrika’dan, Safari yollarından inşallah turistik 5. yazıyı da bir iki gün içinde gönderirim.
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024