Hasan CEMAL
Bu memlekette yazı yazmak çok kolaylaştı.
Çünkü her geçen gün kocaman bir tımarhaneye dönüşüyor bu memleket.
Tabii Erdoğan sayesinde...
Eğer siyaset yorumluyorsan, nereye baksan bir konu seni bekliyor.
Neredeyse tümü de Erdoğan’la ilgili.
Onsuz yazı yazmanın imkânı yok.
İşin hiç güç değil.
Yaz gitsin!
Biraz da sertleştirdin mi, iyi okunuyor.
Bundan dolayı mutlu musun?..
Hayır değilim.
Bazen sıkıcı oluyor.
Türkiye’nin sorunlarını Erdoğan’sız tartışabilsek elbette daha iyi olur.
Ama iktidarın tepesinde o oturduğuna göre, yapacak bir şey yok.
Sözü sonunda getirip Tayyip Erdoğan’a bağlamadan olmaz, olmuyor da.
Baransu’ya 52 yıl hapis istemi
Birinci örnek:
Meslektaşım Mehmet Baransu hakkında savcı 52 yıl hapis cezası istedi.
Neden mi?
Taraf gazetesinde yayınladığı bir haberden dolayı...
Dile kolay, tam 52 yıl hapis cezası!
Bir tane haberden...
Lütfen düşünün:
Böyle bir memlekette basın özgür olabilir mi?.. Bağımsız gazetecilik yapılabilir mi?..
Mehmet Baransu’yla haberinin korkutucu bir geçmişi de var.
Haber yayımlandığında, Erdoğan’ın Müsteşarı, devletin en yüksek bürokratı -bugünkü İçişleri Bakanı- Efkan Ala, İstanbul Valisi’ni telefonla arayıp buyurur:
- Alın içeri o gazeteciyi!
Vali, savcı kararı olmadığını söyler.
Müsteşar Bey bastırır:
- Kırın evinin kapısı, alın o gazeteciyi!
Vali mırın kırın edince, Müsteşar Bey gürler:
Savcı mı?.. Onu da alın içeri!
İkisi de olmaz.
Polis o tarihte ne Baransu’yu, ne de savcıyı atar içeri...
Basın özgürlüğüne darbe
Bir kaç ay geçer.
HSYK değişikliğiyle yargı bağımsızlığına darbe indirildikten ve yargı yürütme tarafından kuşatıldıktan sonra, anlaşılan, yeni bir savcı bulunur.
Ve o savcı, Mehmet Baransu hakkında 52 yıl hapis cezası ister.
Böylece, demokrasiyi demokrasi yapan yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığından sonra basın özgürlüğü okkalı bir darbe yemiş olur.
Sünniler kollanıyor, Aleviler dışlanıyor!
İkinci örnek:
Cemevi bahçesindeki bir cenaze töreni sırasında Uğur Kurt’u öldüren kurşun bir polisin tabancasından çıkmış...
Dün belli oldu.
Bu son derece acı olayla ilgili olarak sözü uzatmak istemiyorum.
Genel kabul gören bir gerçek var.
O da, Erdoğan iktidarının Alevilere dönük olumsuzluğunun, anlayışsızlığının kaç yıldır devam edip gitmesidir.
Rahatça söylenebilir:
Erdoğan döneminde Sünniler kollanıyor, Aleviler dışlanıyor!
Ya da bir başka deyişle:
Aleviler birinci sınıf vatandaş olamıyorlar.
Sadece bu da değil.
Aleviler sürekli kışkırtılıyor.
Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’ın tepkisi haklıdır:
“Alevilerde çok önemli bir öfke birikimi var. Ve bu giderek yaygınlaşıyor. Bu birikim, ileride çok büyük patlamalara yol açabilir.”
Cafer Solgun dün Taraf’taki köşesinde Erdoğan iktidarının Alevilere dönük zihniyetini şöyle eleştiriyordu:
“Meselenin özü ‘eşit yurttaşlık’tır.
Bu, sadece herkesin eşit haklara sahip yurttaşlar olması demek değildir.
Beraberinde köklü bir demokratik zihniyet dönüşümünü gerekli kılar. Yasalar değişir, reformlar olur;
ama bunlardan belki de daha önemli olanı,önyargıların işgalindeki kafaların değişmesidir.
Medet ya Ali..
Beyaz bir atın üstünde Ayasofya’ya doğru…
Üçüncü örnek:
Ayasofya’nın müze olmaktan çıkarılıp ibadete açılması…
İnançlara saygısızlığın bir başka göstergesi olan böyle bir uygulamaya da tanık olacak mıyız?
Kapalı kapılar arkasında bir şeylerin pişirildiğine dair kokular bir süredir çalınıyor burunlara…
Murat Belge’nin dediği gibi:
“Ayasofya’yı elimizden aldılar” kompleksi cumhuriyet kurulduğundan beri devam edip gidiyor.
Gözümün önüne geliyor:
Tayyip Erdoğan beyaz bir atın üstünde…
Arkasında mehter takımı…
Surlardan büyük bir tantanayla giriyor Sultanahmet’e doğru…
Ayasofya’nın önünde beyaz atından iniyor.
Yanında, “Ayasofya bize bir şeyler söylüyor, biz de mahsun Ayasofya’ya bakıyoruz” diyen Bülent Arınç…
Birlikte namaz kılmak için Ayasofya’ya giriyorlar.
Olabilir mi?..
Haksız mıyım, ne kadar kolay köşe yazmak bu memlekette…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024