Hasan CEMAL
KOBANÊ
Mezarının üstüne kapanmış, şehit oğluna ağıt yakan o ananın sesi kulağımdan hiç gitmeyecek.
Çığlığı da öyle, içimde hep çınlayacak.
O ses bana Kobanê’nin ne olduğunu çok iyi anlattı.
O çığlık, Kobanê için yüreğimde yeni bir pencere açtı ve Kobanê’de yazılan destanı daha iyi hissettim.
Gözlerim doldu.
Defterime not ettim:
Kürtlerin Kobanê destanını anlamadan gerçek barış hayaldir.
Kürtlerin Kobanê direnişini yüreğinde hissetmeden kalıcı barış olmaz.
Türkiye’nin Kürtlerle barışması, Kobanê’yi kavramaktan geçer.
Abartılı mı?
Aşırı duygusallık mı?
Hayır, gerçekçiliğin ta kendisi...
Elbette, “Kobanê düştü düşüyor” diyenler bu gerçeğin bilincine varamaz.
“PYD, DAİŞ’ten daha tehlikelidir” diyenler de Kobanê’yi anlayamaz.
Roboski katliamının üstünü örtenlerin Kobanê direnişini anlamak gibi bir dertleri zaten olmaz.
Kobanê’de IŞİD’le savaşırken yaşamını yitirenlerin cenazelerini bile Habur’un, Suruç’un sınır kapılarında, bu cehennem sıcağında bekletenler, ne Kobanê’yi anlar, ne de Kürtlerle barış yapabilir.
Mezar başında oğula ağıt
Gözümün önünden gitmiyor.
Güneş tepemizde, cehennem sıcağı.
Tek sıra halinde geldiler.
En önde ana...
Sonra kızları...
Arkada torunlar...
Mezar taşlarının arasından süzülürcesine geçtiler.
Bir mezarın başında toplandılar, toprağa çömeldiler, mezarın üstüne su döküp çiçek koydular.
Önce oğlan çocuğunun hıçkırıklarını duydum.
Sonra ananın çığlığı...
Ağıt yakmaya başladı, iki yana devrile devrile, başını sallaya sallaya...
Şehit düşmeden önce anasını arıyor, Kobanê’yi özgürleştirdikten sonra eve döneceğini söylüyor.
Kobanê özgürleşiyor.
Ama oğul anasına kavuşamıyor, şehit düşüyor.
Kürtlerin Kobanê destanı böyle yazılıyor.
Kış gelmeden acil yardım gerekiyor
Bin kişilik Kobanê Şehitliği.
Yeni inşa ediliyor.
Göğe doğru mızrak gibi sipsivri yükselen anıtın en tepesindeÖcalan’ın renkli resminden oluşan bir bayrak dalgalanıyor. Rojava Eş Başkanı Asya Abdullah Hanım ve Kobanê kantonu Başbakanı Enver Müslim’le sohbet ediyoruz ayaküstü.
Konu, Kobanê’ye Türkiye’den ‘yardım eli’nin uzatılması...
Kobanê biraz canlanmış olsa da, hâlâ ölü bir şehir gibi.
Elektriği yok.
Suyu doğru dürüst akmıyor.
Altyapı büyük ölçüde çökmüş durumda.
Akşam olurken jeneratörlerin sesi kulak tırmalayıcı bir hâl alıyor.
Çarşı pazar canlandı diyorlar ama pek öyle belli olmuyor.
İş makinalarına ihtiyaç var.
Demire, çimentoya, kütüğe ihtiyaç var.
Kış gelmeden acilen bir şeyler yapılması lazım.
Duyuyor musunuz?
Biri şöyle diyor:
“Kobanê’ye uzatılan yardım eli, barışa uzatılan eldir.”
‘Kürtler ilk kez sil baştan bir kent inşa ediyor’
Yardım eli uzatanlar da var ama daha çok Kuzey’den Kürtler...
Adı Herdem Doğrul, Diyarbakır Silvan’dan, 26 yaşında bir mimar.
Biri inşaat mühendisi, biri harita mühendisi iki arkadaşıyla birlikte Kobanê’de gönüllü olarak çalışıyor.
Kobanê’de gecelediğim misafirhanenin bahçesinde kendisiyle sohbet ederken şöyle diyor:
“Şehrin bu hâli yine de iyi. Üç ayda 13 bin kamyon enkaz kaldırdık. Elimize bir fırsat geçti. İlk defa biz Kürtler sil baştan bir kent inşa etmeye başlıyoruz. Bizim yeni paradigmamızın, yeni modelimizin şehirlere de, binalara da damgasını vurması lazım.”
“Yeni paradigma nedir?”
“Yeni paradigmanın özü demokrasidir. Demokratik toplum projesidir. Toplumsal dayanışmayı örgütleyen, ulus devleti, tekçi devleti aşan yeni bir hayat tarzıdır, yeni paradigma... Kobanê bu bakımdan bir örnek olmalı. Biz Kürtler Kobanê’de ilk defa kendi kentimizi inşa edeceğiz. Bugüne kadar hep başkaları yapmış, biz oturmuşuz. Şimdi ilk kez biz yapacağız.”
‘IŞİD’le mi komşu olmak iyi, Kürtlerle mi?
Sohbet sırasında dikkat ediyorum, bir savaş korkusu ya da tedirginliği var satır aralarında...
Pek belli etmek istemiyor ama öyle.
Kobanê’ye yeniden savaş gelebilir mi sorusu güncelliğini koruyor.
‘Rojava Devrimi’nin ya da ulus-devleti aşan demokratik ‘Rojava modeli’nin boğulmak isteneceğine dair yaygın bir inanç var buralarda.
Türkiye tarafından IŞİD’e atılan füzeler güven uyandırmış değil.
Esas hedefin PKK ile birlikte PYD olduğu ve Rojava’nın nefessiz bırakılmak istendiği her fırsatta belirtiliyor.
Biri şöyle diyor:
“Tel Abyad’ın IŞİD’in elinden alınması, böylece Cezire ve Kobanêkantonlarının birleşmesi, Tayyip Erdoğan’ı zıvanadan çıkarttı. Şimdi Cerablus korkusu yaşıyor. Ya orası da IŞİD’in elinden düşer de PYD’ye geçerse ben ne yaparım, sorusu tam bir kâbus Erdoğan için... Bu sefer Kobanê’yle Afrin kantonları birleşecek ve Türkiye’nin güneyinde Akdeniz’e doğru uzanabilecek bir Kürt kuşağı... Bunu önlemek için her şeyi yapacak anlaşılan... Bir zamanlar ‘Kuzey Irak’a ya da daha resmi deyişle Irak’ın kuzeyi’ne çekilen ‘kırmız çizgi’ şimdilerde ‘Kuzey Suriye’ye çekiliyor.”
Gülüyor:
“Oysa ne diye korkuyor ki?.. IŞİD’le mi komşu olmak iyi, Kürtlerle mi? Kendi Kürtleriyle, Rojava Kürtleriyle barışan bir Türkiye, kendi içinde de barış ve demokrasiyi sağlam kazığa bağlar.”
Bir noktaya daha vurgu yapıyor:
“Sınırda cenazelerimizi bile bekleten, insani yardımların geçişini bile yavaşlatan, gönülsüzce yapan bir Erdoğan iktidarından ne beklenir ki?..”
24 saat geçirdiğim Kobanê’den, Kobanê Şehitliği’nde yatan oğluna ağıt yakan ananın çığlığını da içimde taşıyarak geçtim, in cin top oynayan Mürşitpınar sınır kapısından Suruç’a...
Diyarbakır, Urfa ve Suruç’tan sonra geçtiğim Kobanê’den iki yazı çıkmış oldu.
Bölgeden altıncı yazım inşallah yarına, yine bu topraklardan.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024