Hasan CEMAL
Savcı yazmış da, Digitürk de savcının kararına uymuş da…
Geçiniz.
Bunların hukukla mukukla ilgisi yok.
Despotluk hukukudur bunun adı.
Hukuku guguk yapanların hukukudur.
Başkan babalık hukukudur.
Demokratik hak ve özgürlükleri takmayan iktidar erbabının sözde hukuk anlayışıdır bu kararlar…
Hukukun üstünlüğünü katletmektir.
Bugün TV, Samanyolu TV, Kanaltürk, Mehtap TV, S Haber, Irmak TV, Yumurcak TV kanallarını Digitürk’ün yayın dışı bırakmasından söz ediyorum.
Daha önce Tivibu da böyle bir karar aldı.
Sırada TÜRKSAT’ın olduğu söyleniyor.
Devam edin, devam edin.
Farklı sesleri susturun.
Hiç şaşırtıcı değil.
Tek sesli bir medya düzenine doğru emin adımlarla yürüyorsunuz.
Sadece tek ses çıkacak.
Saray’daki Sultan’ın sesi…
Soytarılarının sesi…
Tetikçilerinin sesi…
O kadar.
Başka sesler susturulacak.
Çatlak ses olmayacak.
Muhalif ses olmayacak.
Eleştirel ses olmayacak.
Türkiye’nin en büyük gazetesi bunun için basıldı.
Bir değil iki kere taşlı sopalı saldırıya uğradı.
Saldırganların elebaşısı, Saray’a yakınlığı olan bir milletvekiliydi.
Üstelik, gazetenin yayın yönetmeniyle yazarını dövmekten söz etti.
Bu da yetmedi.
Saray’ın bir tetikçisi, yazara “Seni sinek gibi ezeriz” diyebildi.
Çok gecikmedi, yazar evinin önünde saldırıya uğradı, burnu, kaburga kemiği kırıldı.
Yetmedi.
Hakkında terörle bağlantılı olarak soruşturma açılabilen gazete sahibi de, Saray’ın milletvekili yaptığı biri tarafından şöyle tehdit edildi:
“Senin dişlerini sökeriz, tırnaklarını sökeriz.”
Bütün bunlar yaşanırken, Saray’ın sesi hiç çıkmadı.
Saldırıları kınamadı.
Esef etmedi.
Bunun içindir ki, yaşananlar hiç şaşırtıcı değil diyorum.
Hepsi planlı programlı çünkü.
Muhalefetin istenmediği, eleştirel seslerin susturulduğu, Saray’a muhalif herkesin sindirilmek istendiği boğucu bir ortam oluşturuluyor.
Dişler tırnaklar bunun için sökülmek isteniyor.
Bunun için sinek gibi ezeriz tehditleri yükseliyor.
Saldırılar bu yüzden.
Gazeteciler bunun için mahkeme kapılarında.
Kürt gazeteciler bu yüzden saldırıya uğruyor, hapsi boyluyor.
Gazetecinin şakağına polis tarafından bu nedenle tabanca dayanıyor.
Yarın öbür gün, 1990’lardaki gibi, kıyıda köşede ensesinden tek kurşunla öldürülmüş gazeteciler de bulunmaya başlarsa hiç şaşırmayın.
Sıra ufak ufak buna geliyor.
Gidiş tek kelimeyle berbat!
Türkiye’nin en büyük gazetesini bas.
Yazarını evinin önünde döv.
Sahibine terörden soruşturma aç.
Gazetecileri mahkeme kapılarında susturmaya, sindirmeye çalış.
Eleştiriye, farklı seslere açık yedi kanalı birden karart.
Daha ne olsun ki?..
Bu berbat gidişi, bu despotluğu hâlâ göremeyenlerin düştüğü hâller gerçekten hazin.
Bütün bu kabus gibi ortamda, “Reis de var işin içinde, emniyet de,MİT de var” sözlerinin anlamını daha hâlâ kavrayamayan, fazla abartmayın diye burun kıvıran, yaşananlarla hâlâ dalgasını geçmeye çalışan bazı ahmakları geçiyorum.
Bütün bu olan bitenleri bile bile görmezlikten gelen, üç maymunu oynayanlara ise acıyorum.
Sözü uzatmak yersiz.
Bir yandan özgürlükler boğuluyor.
Diğer yandan kan akıtılıyor.
Bütün bunlar ne için mi?
Seçimde tek başına iktidar kazanmak için…
1 Kasım’da sandıktan tek başına çıkmak için…
Başkan babalık için…
Bu uğurda daha çok şey yapabilir Saray’daki Sultan!
Haberiniz olsun.
Tek yol, 1 Kasım’da Erdoğan’a dur demekten geçiyor!
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024