Hasan CEMAL
Erdoğan’la askerin yol arkadaşlığı...
İlginç bir soru olabilir.
Bu soru son yazımda, Türkiye’nin bir uçtan öbür uca, yani askeri vesayetten sivil despotluğa savrulmasını özetlerken aklıma takıldı.
Ama sivil despotluk konusunda, Erdoğan’la asker arasında yol arkadaşlığı -ya da bir ittifak- düşüncesini bende asıl çağrıştıran, seçim günü Hürriyet’in 17. sayfasında çıkan Ankara Kulisi oldu.
Kulis iki fotoğraflıydı.
İlkinde yanında eşi, Erdoğan konuşuyor, karşısındaki ilk sırada da komutanlar eşleriyle birlikte, siviller ise arka sırada duruyor.
Bir de, komutanlarla sivilleri birbirinden ayıran bir mavi kordon...
İkinci fotoğrafta, Erdoğan ve komutanlar eşleriyle birlikte yan yana sıralanmış.
Saray’daki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonundaki bu görüntülerle ilgili olarak Hürriyet’in Ankara Kulisi’nde, gözlemci bir kalemden çıktığı anlaşılan şu notlar düşülmüş:
Konuklar film gösteriminden önce perde ve podyumun önünde toplandıklarında, en önemavi bir kordon çekildi.
Başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar olmak üzere orgeneraller eşleriyle birlikte bu kordonun önüne alındı. Bunun sonucu toplam 2 bin 500 kişilik davetli topluluğunun en ön sırası generallere ayrılmış oldu.
Gecenin en ilginç anlarından biriCumhurbaşkanı’nın konuşması bittikten sonra yaşandı.
Erdoğan, generalleri de podyuma yanına davet etti.
Ardından Erdoğan ve TSK üst kademesi yan yana dizilerek Cumhuriyet’in 92. yıldönümünü alkışlarla kutladılar.
Yaptığı bu jestlerle askerlere çok önem verdiğini, onların kendisi nezdinde özel bir yeri olduğunu hem salondaki konuklara hem de kamuoyuna ve bütün dünyaya göstermiş oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Fotoğraflar, mesajlar yan yana geldiğinde, Türkiye’nin yeni dönemine ilişkin ilginç şifreler ile karşılaşıyoruz.
Bu şifrelerin tartışması ayrı bir konu...
Ama objektif bir tespit yaparsak, TSK üst kademesinin Cumhurbaşkanı nezdinde “en ziyade protokole mazhar” kesim kategorisine terfi ettiği ortada.
Askerle Erdoğan’ın buluştuğu üç konu
Şimdi, “Eeh n’apalım yani” diyenler olacak.
Olabilir.
“Yol arkadaşlığı da ne demek, Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarakbaşkomutan değil mi?” sesleri kulağıma çalınacak.
Bu da olabilir.
“Bak bak, askeri Erdoğan’a karşı kışkırtıyor” diyenler de çıkabilir.
Geçiyorum bunları.
Benim derdim bir durum tespiti.
Askerle Erdoğan’ın bugün için üç temel konuda aynı çizgide buluştukları, aralarında herhangi bir ayrılık olmadığı anlaşılıyor:
1. Kürt sorunu...
2. PKK’ya karşı mücadele...
3. Kuzey Suriye...
Ben bu üç konuya bir dördüncünün eklenip eklenmeyeceğini merak ediyorum.
Dördüncü konu ‘demokrasi’yle ilgili.
Demokrasi ve hukukun üstünlüğü Tayyip Erdoğan’ın gündeminden düşmüş durumda.
Sırtını Batı’ya dönmüş, AB’den hoşlanmayan bir Erdoğan var sahnede...
Demokrasi, hukuk ve özgürlükler gibi Batı’yı Batı yapan değerlerden hazzetmeyen, bunları kendi saltanatına engel sayan bir Erdoğan bu...
Bir başka deyişle:
Erdoğan yüzünü Doğu’ya dönmüş durumda.
Rusya’ya bakıyor, Orta Asya’ya, Çin’e, Japonya’ya bakıyor, ‘Şanghay Beşlisi’ne bakıyor, elbette İslam âlemine bakıyor.
‘Demokrasi korkusu’nda da buluştular mı?
Bu Doğu’ya bakma damarı, özellikle 1990’larla 2000’lerin ilk yıllarında askerde de epeyce güçlüydü.
Şu bakış açısını savunan büyük paşalar bir hayliydi.
Derlerdi ki:
- Avrupa Birliği birinci sınıf demokrasi demektir. Böyle bir demokrasiye Türkiye hazır değil, bölünürüz. Doğu’ya, Rusya’ya, Çin’e açılalım, böylesi daha iyi Türkiye için...
Askerin içinden bu sesler yükselirken, Tayyip Erdoğan tam aksi yoldaydı.
AB’ye uyum yolunda ciddi demokratikleşme adımları atıyordu.
Buna karşılık olarak, askerin içinde Erdoğan’a karşı AB yoluna taş koymak isteyen darbe tezgâhları kuruluyordu, adı Sarıkız olan, adıErgenekon olan...
Ve Doğu’ya dönük sloganlar atılıyordu, Turan diye, Kızılelmadiye...
Şimdi bakıyorum,
Bugün artık Erdoğan da Kızılelma havasında. Batı değerleri onun gözünde emperyalist .
Demokrasiyi küçümsüyor, hor görüyor.
Kısacası:
Erdoğan, çoktan beri AB’yi, demokratik değerleri boşladı.
Hatta Ergenekon’u da akladı.
İşte bunun için merak ediyorum.
Türkiye ‘askeri vesayet’ten ‘sivil despotluk’a savrulurken,Erdoğan’la asker aynı noktada, yani ‘demokrasi antipatisi’nde, belki daha doğru deyişle, ‘demokrasi korkusu’nda buluşmuş olabilirler mi?
Evet mümkün diyorum.
Asker yedekli sivil despotluk güçlenir
Son bir soru:
Askeri bir yerde yedeğine alan Erdoğan’ın sivil despotluğu biraz daha güçlenmiş olmaz mı?
Eğer vaziyet hakikaten böyleyse, hiç kuşkusuz güçlenmiş olur.
Erdoğan’la askerin yol arkadaşlığı sorusundan buraya geldim.
Farkındayım.
Tartışmaya açık bir durum tespiti yapmış oluyorum.
Memleketin hâlleri gerçekten zor!
Yazın bir kenara, gittikçe de zorlaşacak.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024