Hasan CEMAL
Bir CHP milletvekili, Meclis’teki odasının duvarında asılı Atatürkresmini mi indirdi?
Çöp tenekesine mi attı?
Atarken, “Artık yeni şeyler söylemek lazım” mı dedi?
Konu medyanın manşetlerinde.
Partide günlerdir kıyamet kopuyor.
Her taraftan kulaklara Atatürk düşmanları sözü çalınmakta.
Bir milletvekili ihraç talebiyle disipline sevk edilmiş, durumu önce Parti Meclisi’nde görüşülecekmiş...
Genel Başkan Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
“Böyle bir şeyi yapacak bir vekilin CHP’de olduğuna inanmıyorum. Varsa da, bir daha CHP’nin kapısından giremez.”
Gelinen nokta bu.
Bu konudaki düşüncelerimi satır başlarıyla ve soğukkanlı bir dille 20 noktada sıralamak istiyorum.
1. Evet, bir milletvekili, mensup olduğu partinin ‘hassasiyetleri’ni, varsa ‘kutsalları’nı bilmek zorundadır.
2. CHP söz konusu olduğunda Atatürk, saygı gösterilmesi gereken son derece hassas bir konudur.
3. Bu nedenle, bir CHP milletvekilinin, eğer yapmışsa, odasındaki Atatürk resmini duvardan indirip çöp tenekesine atması onaylanamayacak bir densizliktir.
4. Peki, bir CHP milletvekili Meclis’teki odasına ille de Atatürk resmi asmak zorunda mı?
5. Benim bu soruya yanıtım hayır. Duvarında Atatürk resmi olmayan bir CHP milletvekili ille de Atatürk düşmanı değildir.
6. O milletvekili, Atatürk resmini odasının duvarından indirirken, “Artık yeni şeyler söylemek lazım” demiş mi?
7. Demişse, bunun sakıncası nedir?
8. CHP’nin programında sosyal demokrat yazıyor, demokrasinin altı özellikle çiziliyor. Bu çerçevede Atatürk tabu olabilir mi? Sayın Kılıçdaroğlu dâhil parti içindeki genel hava böyle...
9. CHP, sosyal demokratlığı kâğıt üstünde olmaktan kurtarmak istiyorsa, Atatürk dâhil kendi geçmişini içtenlikte tartışmaya açabilmelidir diyorum.
10. Çünkü bu geçmişte doğruların yanısıra var olan ciddi yanlışlar, bugün hâlâ hem CHP’nin yükselişine, hem de Türkiye’nin demokratikleşmesine taş koyuyor.
11. Kürt sorununun temelleri, Kürt yok Türk var diye Cumhuriyet kurulurken atılmadı mı?
12. Bugün hâlâ çözülemeyen ‘Alevi sorunu’nun kökleri Cumhuriyet’in kuruluşuna gitmiyor mu?
13. Dini, inançları devlet kontrolü altına alan otoriter laiklikanlayışının tohumları 1923’le birlikte atılmadı mı?
14. Bir ‘kurtarıcı’ olarak askeri vesayet kuruluş yıllarıyla birlikte kurumlaştırılmaya başlamadı mı?
15. 1930’larda planlanan Dersim kıyımı yine tek partili Cumhuriyet rejiminin ürünü değil mi?
16. Cumhuriyet devletinin kuruluşuna damgasını vuran ulus-devlet, üniter devlet anlayışlarının bu ülkede birinci sınıf demokrasi ve hukuk devletine nasıl hâlâ köstek olabildiği anlaşılamıyor mu?
17. Cumhuriyet’in kuruluşundan bugünlere kadar hepimiziyalanda yaşatmış olan ‘resmi tarih’imiz daha hâlâ bu topraklarda Ermenilerin, Kürtlerin, Alevilerin başına neler geldiğini karanlıkta tutmaya devam etmiyor mu?
Evet ediyor.
18. CHP gerçekten sosyal bir demokrat parti olacaksa, inandırıcı ve güvenilir bir iktidar alternatifi hâline gelecekse, bütün bu konuları eleştirel olarak ele alabilmeli, tartışabilmelidir.
19. CHP’nin bir kırmızı çizgisi daha var: Anayasanın ilk dört maddesi...
‘Değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ ilk dört madde...
I. Devletin Şekli
Madde 1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti.
Madde 3- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ayyıldızlı al bayraktır.
Milli marşı 'İstiklal Marşı' dır.
Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek hükümler
Madde 4- Anayasanın 1'inci maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2'nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3'üncü maddesindeki hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Soruyorum şimdi:
Herkes Atatürk milliyetçisi olmak zorunda mı?
Hayır.
Ben değilim Atatürk milliyetçisi.
Adı demokrasi olan bir rejimde, programında sosyal demokrat yazan bir partide herkes Atatürk milliyetçisi olmak zorunda mı?
Hayır.
Ayrıca, milliyetçilik ile sosyal demokratlık içiçe olabilir mi?
Hayır, hiç sanmıyorum.
Son bir soru:
Türkiye’nin güçlü yerinden yönetimler, özerk bölgeler, otonom bölgeler ya da federasyon hâlinde yönetilmesi istenemez mi?
Bir parti bunları programına koyamaz mı?
Hatta şiddete başvurmamak kaydıyla, ayrılıkçılık demokratik bir hak olarak savunulamaz mı?
Bu iki seçenek de geçerlidir, eğer bir memlekette İspanya’daki,Britanya’daki, İtalya’daki gibi demokrasi ve özgürlükler düzeni geçerliyse...
20. En başa döneyim:
Atatürk tabu değildir, Atatürk de tartışılmalıdır.
Ve bu tartışma Atatürk düşmanlığı değildir.
Hele bir sosyal demokrat partide hiç değildir; böyle bir tartışma, o partiyi yenileştirir, o partiye dinamizm katar.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024