Hasan CEMAL
Sayın Başbakan, Türkiye’de özgürlükler sınırsız değil, fena halde sınırlı. Siz de 1990’larda yaşadınız bunu. Kürsüden bir şiir okuduğunuz için hapse atılıp siyaset yasaklısı oldunuz. İfade özgürlüğünün sınırları henüz kalkmadı, genişletilmeyi bekliyor
İsmi, Cihan Kırmızıgül. 22 yaşında. GalatasarayÜniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencisi.
22 aydır tutuklu.
Kağıthane’de bir markete düzenlenen molotoflu saldırıya katıldığı iddiasıyla ağır ceza mahkemesinde yargılanıyor.
Çarşamba günü de tahliye edilmedi.
Tahliye edilmedi ama daha önce beraati talep edilirken bu kez hakkında ağır hapis cezası istendi.
Davanın beşinci celsesinde savcı, “Şüpheden sanık yararlanır” diyerek beraat istemişti.
Çarşamba günü yapılan altıncı celseye başka bir savcı katıldı, tahliyeye karşı çıktı.
Ve 22 aydır tutuklu olarak yargılanmakta olan Cihan Kırmızıgül hakkında 45 yıla kadar hapis cezası talep etti.
Mahkeme Başkanı, Kırmızıgül’ü gözaltına alan polis memuruna soruyor:
“Gizli tanık, ‘Emniyette teşhis ettiğim kişi, bu kişi değildi’ dedi. Teşhis edilen bu sanık mı?”
Polis memuru yanıtlıyor:
“Tutanaktaki imzamı inkâr edecek değilim. Sanığı hatırlamıyorum.”
Öteki polis memuru da, aradan zaman geçtiği için teşhis işlemini hatırlamadığını söylüyor.
Gizli tanık o değildi diyor.
Polisler anımsamıyorlar.
Ortalıkta delil adına bir şeyler yok.
Üstelik bir önceki savcının, “Şüpheden sanık yararlanır” diyerek beraat talebi var.
Ama gel gör ki, yeni savcı, 22 aydır hapis yatan Cihan Kırmızıgül hakkında tam 45 yıla kadar ağır hapis cezası talep edebiliyor.
Kırmızıgül’ün babası da isyan ediyor:
“Tüm duruşmalarda savcı değişiyor. Biri beraat etsin diyor, biri cezalandırılsın diyor.” (*)
Bu haberi okuyunca, bu ülkede yasalarıyla, zihniyetiyle adaleti, hukuku, demokrasiyi, özgürlükleri düşündüm.
Ve yine aklıma takıldı:
Özgürlüklerin sınırı meselesi...
Eğer Türkiye’de durum böyleyse, özgürlüklerin sınırını örneğin Terörle Mücadele Kanunu çiziyorsa, 22 aydır tutuklu yargılanan Cihan Kırmızıgül hakkında bir savcı beraat, bir savcı 45 yıl hapis talep edebiliyorsa, o zaman Türkiye’de demokrasi de, hukuk devleti de, ifade özgürlüğü de kusurlu olur, özürlü olur.
Eğer bu ülkede demokrasiyi ikinci sınıflıktan kurtarmak istiyorsak, özgürlüklerin sınırlarını genişletmek diye bir derdimiz varsa, öncelikle Terörle Mücadele Kanunu’nu düzeltmek zorundayız.
Yetmez.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin daha bu yakınlarda demokrasi ve ifade özgürlüğüne aykırı bulduğu 301. maddeden kurtulmak durumundayız.
Bu da yetmez.
Türk Ceza Kanunu’nun yalnızca 301’ini değil daha başka maddelerini de, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nu da, Basın Kanunu’nu da, Siyasal Partiler Kanunu’nu da değiştirmeli, düzeltmeliyiz.
Sayın Başbakan;
Türkiye’de özgürlükler sınırsız değil.
Tersine, fena halde sınırlı.
Bunu siz de 1990’larda yaşadınız. Kürsüden bir şiir okuduğunuz için hapse atılıp siyaset yasaklısı oldunuz.
Bir başka deyişle:
İfade özgürlüğünün bu ülkede mevcut hoyrat ve acımasız sınırlarına çarptınız.
Ve bu sınırlar halen kalkmadı.
Genişletilmeyi bekliyorlar Sayın Başbakan...
* 17 Kasım 2011 tarihli Cumhuriyet’in 6. sayfasındaki Hilal Köse’nin haberinden özetlendi.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024