Hasan CEMAL
Öyle bir memlekette yaşıyoruz ki, artık hayır diyen de terörist, yazı yazan da terörist...
Erdoğan, referandumda hayır oyu verecek olanı terörist ilan ediyor; mahkeme de gazeteciyi 'teröristlik'ten hapis cezasına çarptırıyor.
Akıl alır gibi değil ama öyle.
Ben de diyorum ki:
Erdoğan anayasayı çiğniyor.
Tarafsızlığını ayaklar altına alıyor.
Güçler ayrılığını katlediyor.
Özgürlüğü hiçe sayıyor.
Ama umurunda bile değil Erdoğan'ın.
Öylesine bir iktidar sarhoşluğu içinde, öylesine bir güç zehirlenmesi yaşıyor.
Kendisi gibi düşünmeyeni terörist, darbeci ilan etmeyi sürdürüyor.
Erdoğan böyle olunca, anlaşılan, mahkemeler de ona ayak uyduruyor.
Ben de diyorum ki:
Gazetecilik suç değildir.
Gazeteciliği suç ilan ettiğiniz yerde, özgürlük olmaz.
Hukuk olmaz.
Demokrasi olmaz.
Ama mahkemelerin kulak verdiği yok.
Gazeteci değil terörist klişesi sadece iktidarda değil, yargıdaki geçerliliğini de korumaya ne yazık ki devam ettiriyor.
Özellikle Kürt gazeteciler için öyle.
Ben de diyorum ki:
Kürt gazeteciler özgür değilse Türk gazeteciler de özgür değildir.
Ateş altında çalışan Kürt meslektaşlarımın ifade özgürlüğü için ne kadar destek verebilirsem, ben de o kadar özgürleşirim.
Kürt coğrafyasında yaşanan acılara, dökülen kan ve gözyaşına kayıtsız kalamam, bu gerçeklere sırtımı dönemem.
Acılara dokunmalıyım.
Acıları yüreğimde hissetmeliyim.
Barış başka türlü gelmez.
Böyle yapmazsam, hem mesleğime hem inandığım değerlere ihanet etmiş olurum.
Medyanın bağımsızlık ve özgürlüğü için, gazeteciliğin temel ilkeleri için dayanışma içinde olmalıyız.
İki ayrı dünya oluşuyor bu memlekette...
Kutuplaşıyoruz.
Cephelere bölünüyoruz.
Barış köprüleri birer birer yıkılıyor.
Çok yazık ama, hem de çok.
Saray'daki Sultan'a biat eden tek sesli bir toplum haline geliyoruz.
Bizden böylesi isteniyor.
Medyada farklı sesler Saray tarafından bastırılıyor.
Öyle ki, sevgili Orhan Pamuk'un hayır sesi Hürriyet'te bile sansür edilebiliyor.
Hazin.
Türkiye'de demokrasi, özgürlük ve hukukun üstünlüğü rayından çıkmış durumda.
Çıplak diktatörlüğe artık bir adım kaldı.
Eğer son adım da 16 Nisan'da atılırsa, yani sandıktan EVET çıkarsa, daha önce de yazmıştım, rejimin adı dikta olacak, 'diktatör'ün adı da Erdoğan...
Eğer diktaya karşı demokrasinin yanındaysak....
Eğer barış ve istikrar diyorsak...
Eğer diktatörlüğe karşı hukukun üstünlüğü bayrağını ellerimizin üstünde taşıyorsak...
Eğer diktatöre karşı özgürlük diye haykırıyorsak...
Ve hangi görüşte olursak olalım, demokrasi hepimiz için ortak bir platform ve altında hep birlikte barış içinde yaşanacak ortak bir çatı olacaksa, o zaman hepimiz için tek yol var:
HAYIR!
Evet öyle.
Çünkü Saray iktidarı sona erdirilmeden, Türkiye'nin kaç yıldır en temel meselesi olan Erdoğan sorunu çözülmeden, Türkiye'nin önünde barış, istikrar ve demokrasi yolu açılamaz.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024