Hasan CEMAL
Güney Afrika’da ırkçı rejime karşı silah ve şiddet kullanıldı. İsrail devletinin kuruluşunda şiddet ve terör vardı. Filistindavası dünyada şiddet eylemleriyle tanındı.Ermeni meselesinin sahneye çıkışında ASALAterörü rol oynadı. İspanya’daki Bask sorununda, Kuzey İrlanda sorununda silahlar konuştu. Türkiye ve Kürt sorununa gelince...
Dünyada bir çok sorunla ilgili olarak silah, şiddet ve terör bugüne kadar siyaset aracı olarak kullanıldı.
Güney Afrika’da ırkçı rejime karşı silaha, şiddet ve terör eylemlerine başvuruldu.
İsrail devletinin kuruluşunda şiddet ve terör vardı.
Filistin sorununun uluslararası platformlarda kabul edilmesine giden yolu, Filistinli gerillaların silahlı eylemleri açtı.
İspanya’da Bask sorunu demokratik çözüm rayına oturmadan önce ETA’nın şiddeti, terörü yaşandı.
Ermeni meselesinin sahneye çıkışında ASALA terörü rol oynadı.
Kuzey İrlanda sorununda barış süreci IRA’nın silahlı eylemleri olmadan uç vermedi.
Geçen Kasım ayı sonunda, Sinn Fein lideri ve milletvekili Gerry Adams’la Dublin’de sohbet ederken, Kuzey İrlanda sorununun barış rayına oturmasında IRA’nın, yani şiddetin rolü nedir diye sormuştum.
Gerry Adams, Britanya’nın önce siyasetin önünü kestiğini, bunun da 30 yıl boyunca barış yolunu tıkadığını belirtirken şöyle demişti:
“Ben şiddetten yana değilim. Ama silahlı eylemler bazen meşru olabilir. Bazen olmayabilir de... IRA kendisine makul bir siyasal alternatif sunulduğu zaman silahı değil, siyaseti tercih etti. Siyaseti boğmamak lazım, çünkü bu silahı getiriyor.” (Bu köşede çıkan 1 Aralık 2011 tarihli yazımdan)
Şimdi ben siyasette silahı mı savunuyorum?
Hayır.
Şiddet ve terörü mü savunuyorum?
Yine hayır.
Ama benim savunmuyor olmam, tıpkı Gerry Adams’ın belirttiği gibi siyasette silah ve şiddet olgusunu, realitesini ortadan kaldırmıyor.
Gelelim Türkiye’ye...
Malum sorular:
PKK dağa çıkmasaydı, silahlı mücadeleye başvurmasaydı, şiddet ve terör eylemlerini siyaset aracı kılmasaydı, Türkiye’de Kürt sorunu sahneye bugünkü açıklığıyla çıkar mıydı?
Kürt realitesi tanınır mıydı?
Bu konuda öteden beri çok farklı görüşler vardır. Ben -bir kısmı yakın arkadaşım olan- ve farklı düşünen Türk ve Kürtlerle bugüne kadar çok konuştum, tartıştım ve yazdım.
Benim görüşüme gelince...
Diyorum ki:
PKK elde silah dağa çıkmasaydı, şiddet ve teröre başvurmasaydı, bu ülkede Kürt sorunu bugünkü çıplaklığıyla sahnede olmaz, Kürt realitesi de bugünkü kadar tanınmazdı.
İtiraz seslerini duyuyorum.
Neler söylendiğini biliyorum.
Ama realite bu.
Silah ve şiddet olmasaydı, bugün daha iyi bir yerde olurduk demek tartışılabilir. Ama bu bir ‘spekülasyon’dur nihayet...
Ama sonuç başka.
Sonuç dediğin, Kürt sorunu ve realitesinin kabul edilmiş, bazı olumlu adımların da atılmış olmasıdır; PKK’nın Kürtlerin önemli bir bölümünde kök salması, Öcalan’ın da efsaneleşmesidir.
Realite budur.
Görmezlikten gelinemez.
Şimdi ben silahı mı savunuyorum?
Şiddetten mi yanayım?
Elbette hayır.
Ama bu benim realitelere, olgulara gözümü kapatmamı gerektirmiyor.
Peki bugün ne düşünüyorum?
Birincisi:
Silah ve şiddetin kullanım süresi dolmuştur. PKK’nın artık silah ve şiddeti bırakmasıdır doğru olan.
İkincisi:
PKK’nın silah ve şiddeti bırakmasıyla birlikte, Kürt siyasal hareketi çok daha güçlenir, davası daha fazla meşruiyet ve haklılık kazanır ve seçim sandığında Ak Parti’ye giden oyları geri çevirmeye başlayabilir.
Üçüncüsü:
Barış sürecinin açılmasında en büyük sorumluluk ‘siyasal iktidar’a düşer. Kuzey İrlanda’da, İspanya’da olduğu gibi açılacak demokrasi paketleri ve genişletilecek siyaset alanlarıyla (KCK operasyonları bizde siyaset alanlarını tam tersine daraltıyor) şiddet marjinalize edilir.
Dördüncüsü:
Önce silahların -PKK’nın ateşkes ilanıyla- sustuğu bir süreçte, silahların tümüyle toprağa gömüleceği noktaya doğru bir barış yolculuğu başlatılır.
Siyaset, silah, şiddet ve Türkiye’yle ilgili kuru yazım böyle...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024