Hasan CEMAL
Evet, devlette savaş var, gitgide derinleşen bir kaos yaşanıyor. Çünkü bu devletin hukuka ihtiyacı var. Bunu gidermenin de yolu tektir: Kürt sorununun bir an önce şiddet ve silahla bağını kopartmak...
Evet, devlette savaş var! Ya da gitgide derinleşen kaos...
Ortalık toz duman.
Günlük deyişle:
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
MİT’le polis kapışmış durumda... MİT’te itiş kakış var deniyor.
Bu arada hükümet tavır alıyor:
MİT yöneticilerine savcılık çağrısı yapılırken, İstanbul emniyetinden de iki şube müdürü görevlerinden uçuyor.
Polis, neredeyse eş zamanlı olarak, Taraf gazetesinden Mehmet Baransu’yu takip eden iki MİT mensubunu yakalıyor.
Tam bunlar yaşanırken, Taraf’a yönelik bir telefon dinleme skandalı patlıyor. MİT’in sahte isimlerle mahkemeden dinleme izni çıkardığına dair belgeler, öyle anlaşıyor ki, polis tarafından sızdırılıyor.
Bu arada savcılığın MİT’e ilişkin iddiaları basına servis ediliyor. İfadeye çağrılan MİT yöneticilerinin KCK ile, PKK ile kuşkulu ilişkiler içinde oldukları öne sürülüyor.
Ankara kulisi kaynıyor.
Deniyor ki:
Hükümet kaynakları, MİT yönetcilerinin ifade vermeye gitmelerine karşı; çünkü mahkemeden tutuklama kararı çıkabilir.
Ayrıntıya girmeden, devletin içinde yaşanmakta olan karmaşaya tepeden şöyle bir bakınca, teşhis rahatça konur:
Türkiye’nin hukuk sorunu!
Bu ülkede devletin hukuka ihtiyacı var. Bu ihtiyacın acilen giderilmesi lazım.
Türkiye eğer gerçek bir hukuk devleti olsaydı, bütün bunlar yaşanmazdı.
Demokrasilerde devlet demek, kurallar bütünü demektir. Demokrasilerde devlet demek, hukuk kurallarıyla bağlı olmak demektir.
Bizde ise devlet böyle değil.
Dün de değildi, bugün de değil.
Bu devlet ta Osmanlı’dan beri, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri, İkinci Dünya Savaşı sonrası çok partili demokrasiye adım atıldığından beri kendini hiçbir zaman hukukla bağlı hissetmedi. Kolayca hukuk dışına çıktı.
Devleti kuran asker-sivil bürokrasi, kendini her zaman hukukun üstünde gördü ve kendine biçtiği kurtarıcılık rolünün gereği olarak da hukuku kendi istediği gibi eğdi büktü.
‘Darbe’ler de buydu, askeri vesayet de... Bu hukuksuzluğa karşı özellikle 2000’li yılların başından itibaren, Ak Parti hükümetiyle birlikte ciddi mücadele verildi.
Ben de destekledim bu mücadeleyi.
Demokrasi adına destekledim.
Hukuk adına destekledim.
Ama bu mücadele savrulmaya başladı. Bir uçtan öbürüne doğru savrulma, hukuk devleti açısından yeni kuşkuları, soru işaretlerini doğurdu.
Taşlar yerli yerine oturmadı.
Hukuk devleti kapıyı çalmadı.
İster savaş deyin, ister kaos bugün devlette yaşananlar başka türlü izah edilemez.
Çare?..
Demokrasinin ipine sarılmaktır.
Hukukun ipine sarılmaktır.
Bunun da tek bir yolu var:
Kürt sorununu barışçı çözüm rayına oturtmak!..
Kürt sorununun şiddet ve silahla bağını kopartmadan Türkiye’de demokratik hukuk devleti tüm kural ve kurumlarıyla kurulamaz.
Dağın yolunu kesmeden, PKK’yı dağdan indirmeden, özgürlükçü siyasetin alanını genişletmeden bu ülkede demokrasi ve hukukun üstünlüğü hep ikinci sınıf kalır.
Yılların tecrübesi budur.
Onun içindir ki:
Kürt sorununda 2005’den itibaren, içinde ‘demokratik açılım’ ve ‘Oslo’nun da bulunduğu barış sürecini başlatan siyasal irade, yani Başbakan Erdoğan doğru olanı yapmıştı.
Bugün hedef tahtasında gözüken MİT yöneticilerinin, siyasal iktidarın desteğini alarak tuttukları yol da, dünkü yazımda da belirttiğim gibi, doğruydu.
Sonra Erdoğan bu yolu değiştirdi. Yeniden ‘silah’a, tek boyutlu ‘güvenlikçi yol’a saptı.
Oysa, silahın kullanım süresi hem devlet, hem PKK açısından dolmuş durumda...
Uzun lafın kısası:
Kürt sorununu barışçı çözüm rayına oturtmadan, sorunun silahla bağını kopartmadan Türkiye’nin hukuk sorunu çözülemez.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024