Hasan CEMAL
Kafalar karışık, soru çok yanıt az. Ya MİT yöneticileri gerçekten yetkilerini aştılarsa? Bunu yakalayan savcı ve polisler bu durumda nasıl suçlanabilir ki? Yoksa bazı odaklar hükümeti zor duruma düşürmek mi istiyor? Oyun içinde oyun mu?
Yargı, Ak Parti’ye karşı olan askere dokununca iyi de, hükümete yakın sivil bürokrata dokununca kötü mü?..
Yargı, eski Genelkurmay Başkanı İlker BaşbuğPaşa’yı hapse atınca iyi de, Başbakan Erdoğan’a yakın MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı soruşturunca kötü mü?..
Vakti zamanında Büyükanıt Paşa’ya dokunan savcının görevden alınması, meslekten atılması kötüydü de, MİT yöneticilerini ifadeye çağıran savcının bir anda yerinden edilmesi mi iyi?..
Güncel sorulara devam.
MİT Müsteşarı’na soruşturma kapısını açan yasanın apar topar değiştirilmesi ne demek?..
Ya da İstanbul emniyetinde Ergenekon, Balyoz, KCK konularında son derece kilit noktalarda bulunan ve MİT’le ilgili soruşturmanın da beyni sayılan iki müdürün bir anda görevden uçurulması nasıl yorumlanabilir?..
Bu sorular bu dönemde, yargı bağımsızlığı çerçevesi içinde hükümete eleştirel olarak soruluyor.
Daha yalın bir deyişle:
Hükümetin istediğine dokunan, istemediğine dokunmayan yargının bağımsızlığından söz edilebilir mi?
Siyasal irade tepesinde Demokles’in Kılıcı gibi sallanırken, bir yargı bağımsız olabilir mi?
Bunlar haklı sorular.
Çifte standartları ele veren sorular... İnandırıcılığı törpüleyen sorular...
Ama bununla birlikte bir başka noktayı belirtmek istiyorum.
MİT yöneticilerini hedef almış olan soruşturma hamlesini ben bu köşede eleştirdim, siyaseten yanlış bulduğumu yazdım.
Fakat bu eleştirilerim, yargı bağımsızlığına ilişkin yukarıdaki soruların sorulmasına engel değil.
Taşlar bir türlü yerli yerine oturmuyor. Sürekli savrulma halindeyiz, bir o uca doğru, bir bu uca doğru.
Kafalar karışık bu yüzden.
Özel yetkili mahkemeler... Özel yetkili savcılar...
Aşırı yetkilerinden, yetki aşımından ya da yetkilerin suistimalinden dolayı eleştiriliyorlar.
Hatta, “Kendilerini her şeyin üzerinde, Allah gibi mi görüyorlar?” diye soranlara rastlanıyor politika kulisinde...
Şu da bir gerçek:
İşin ucu, Başbakan Erdoğan’ın “Harcatmam!” diye söz ettiği MİT Müsteşarı Fidan’a değinceye kadar her şey kapalı kapılar arkasında kaldı.
Hükümet, Büyükanıt Paşa’nın Şemdinli olayında Van Savcısı’nın görevden alınmasında da mutlu olmamıştı.
Ama sessiz kaldı.
Başbuğ olayı da hükümeti rahatsız etmişti.
Ama fazla ses etmedi.
Bu açıdan Aziz Yıldırım’ın tutuklanması da örnek olarak verilebilir.
Ama MİT olayıyla her şey değişti. Anlaşılan bardak böyle taştı.
Fakat sorular bitmiyor ki.
Ya MİT yöneticileri gerçekten yetkilerini aştılarsa?.. Bunu yakalayan savcı ve polisler bu durumda nasıl suçlanabilir ki?..
Bir soru daha:
Yoksa bazı odaklar hükümeti zor duruma düşürmek mi istiyor? Faturası hükümete çıkarılacak oyun içinde oyunlar mı kuruluyor?
Bilemiyorum
Demin belirttiğim gibi kafalar karışık. Soru çok yanıt az!
Gün gelecek bir yerden bir çizgi çekilecek.
Başka çare yok.
Ama bugün için yargı bağımsızlığı derseniz, hukuk devleti derseniz, bunlara yakın bir yerlerde değiliz hâlâ...
Demokrasi ve hukukun üstünlüğü çıtasını yakalamak hiç kolay değil.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024