Hasan CEMAL
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’tan mektup
“AKP hükümeti, KCK’nin ne olduğunu, temsilcilerinin kimler olduğunu bilmiyor değil, sadece büyük bir projenin parçası olarak sivil alanı da tasfiye etmek istiyor.”
KCK operasyonları nedir, ne değildir? Bu konudaBDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın gönderdiği mektubu kısaltarak bugün köşeme alıyorum.
* * *
İlk olarak 19 Nisan 2009 tarihinde başlayan ve bugüne kadar kesintisiz bir şekilde devam eden KCK operasyonları, başladığı ve devam ettiği süre zarfında cereyan eden siyasi gelişmeler bilinmeden anlaşılması zor bir süreçtir.
(1) Öcalan daha yakalanmadan önce ‘Kürt ulus devleti’ (bağımsız devlet) dışında bir çözüm arayışı içine girmiş, ancak İmralı cezaevindeyken bu tezini geliştirerek, ‘demokratik toplum örgütlenmesi’ amacıyla ‘konfederal’, ‘özerk’ toplum ve devlet modelleri üzerinde durmuştur.
(2) 1999-2004 yılları arasında PKK süresiz ateşkes ilan etmiş ve silahlı unsurlarını Türkiyesınırları dışına çıkarmıştır.
Bu dönem zarfında da İmralı ve Kandil’le devlet adına görüşmeler yapılmış, ancak AKP hükümeti henüz devlete tam olarak hâkim olmadığı için bu görüşmelerin kendi kontrolünde gelişmediği sonradan anlaşılmıştır.
(3) 2005 yılına gelindiğinde devletle yapılan görüşmelerin oyalama ve tümüyle tasfiye amaçlı olduğunu ilan eden PKK, yeniden silahlı mücadeleye başlamıştır. PKK önceki dönemde alınan karara bağlı kalarak, bağımsız ulus devlet çözümü yerine, ‘konfederal toplum örgütlenmesi veözerklik’ çözümünü esas almıştır.
(4) İşte tam bu noktada yani 2005-2006 yıllarında, Öcalan’ın önerdiği demokratik toplum örgütlenmesi modelini hayata geçirmek amacıyla Kürtler arasında heyecanlı bir şekilde sivil örgütlenme çalışması başlatılmıştır. Tabanın güçlü olduğu her yerde özgür yurttaş meclisleri adıyla mahalle ve kent meclisleri kurulmaya başlamıştır.
(5) Özgür Yurttaş Meclisleri birçok yerde resmi dernek statüsüne kavuşmuş ve faaliyetlerini kanunlar çerçevesinde sürdürmektedir. Özgür yurttaş meclisleri olarak başlayan örgütlenmeler bugün devletin KCK şeklinde tanımladığı yapılanmanın ilk aşamalarıdır.
(6) PKK cephesinde ise yeni bir çatı sistemi, örgütlerle birlikte örgütü olmayan toplulukların da, bireylerin de yer alabileceği bir sistem olarak KCK (Koma Civaken Kürdistan-Kürdistan Topluluklar Birliği) kurulmuştur. Ancak bu sistem (KCK) henüz bugün itibariyle bile hayata geçirilememiştir.
(7) İlk zamanlarda 2005-2009 arası, devlet bu tür örgütlenmeleri yakından izlemiş ve sakıncalı(!) görmediği için de hiçbir şekilde müdahale etmemiştir.
(8) Bu arada 2008-2009 yıllarında, özgür yurttaş meclisleri olarak bilinen örgütlenmeler kendilerini kent meclisi ve mahalle meclisi olarak yeniden yapılandırmış ve her yerde yüzlerce insandan oluşan, içinde (DTP) BDP temsilcilerinden STK temsilcilerine, kadın örgütlerinden işadamı örgütlerine, gazetecilerden avukatlara, mühendislere, belediye başkanlarına kadar birçok kesimin yer aldığı meclisler kurulmuştur.
Bu meclisler mahallede seçimle işbaşına gelirler, her mahalle kendi delegasyonunu seçerek kent meclisini oluşturur, kent meclisleri de delege seçerek DTK (Demokratik Toplum Kongresi’ne) gönderirler.
(9) 2008 yılında ise AKP hükümeti İmralı ve Oslo’da PKK ile nitelikli bir görüşme süreci başlatmıştır. Bu görüşmenin ilk etkileri PKK’nin süreli ateşkesleri olmuştur.
En nihayetinde, 2009 yerel seçimleri sonrasında da 13 Nisan 2009’da yaptığı bir açıklamayla ateşkesi yine uzattığını deklare etmiş, bu açıklamadan bir gün sonra yani 14 Nisan 2009’da ise KCK operasyonları adı altında ilk tutuklamalar başlamıştır.
(10) Kent ve mahalle meclislerinin tamamı 2009 yerel seçimlerinde (doğal olarak) DTP’yi desteklemiş, seçim çalışmalarında bu meclisler bizzat ev ev çalışma yürütmüş ve DTP seçimden büyük bir zaferle çıkmıştır.
Bu örgütlenme modelinin ne kadar etkili olduğu ilk defa 2009 yerel seçimlerinde AKP tarafından fark edilmiştir. 14 Nisan 2009 tarihindeki ilk tutuklama operasyonundan sonra kasım ve aralık aylarında da geniş kapsamlı operasyonlara devam edilmiştir. Diyarbakır’da KCK ana davası olarak bilinen ve Kürtçe savunmanın engellendiği dava budur.
(11) Soruşturmaya ısrarla KCK adının verilmesi hem olayı kriminalize etmektir, hem de örgütlenme modelinin KCK sistemine benziyor olmasıdır. Yoksa tutuklanan bu yapının adı KCK değildir, zaten izah ettiğim gibi KCK bir örgütün değil bir modelin adıdır.
(12) Hükümet bu örgütlenme modelinden çok rahatsız olmuştur, çünkü toplumun sokaklara kadar örgütlü yapısı kendisini ürkütmüştür.
(13) Bu yapı aslında Kürtlerin ulus devlet (bağımsızlık) fikrinin terk edilmesi sonrası geliştirilmiş bir modeldir. Kürtlerin devletle bir arada yaşama fikrinin samimiyetinin göstergesidir.
(14) Sonuç olarak; hükümetin inisiyatifi ve kararı ile başlatılan KCK adlı operasyonlar, Kürt halkının örgütlü yapılarının tasfiyesini amaçlamaktadır.
Bu yapılar içinde bulunup da birtakım suçlara karışmış olanlar olabilir. Bunların soruşturulması normaldir.
Bütün bu operasyonların temel amacı da AKP’nin Kürtler için öngördüğü kısmi çözüme Kürt hareketinin razı edilmesidir. Çözüm gerçekleştikten sonra da ortada direnecek herhangi bir yapının kalmamasıdır.
Dikkat çeken nokta ise şudur:
AKP hükümeti, bir yandan KCK ve Öcalan ile müzakere yaparken, diğer yandan bütün sivil alanı KCK’lidir diye içeri tıkmaya devam etmiştir.
Hükümet KCK’nin ne olduğunu, temsilcilerinin kimler olduğunu bilmiyor değil, sadece büyük bir projenin parçası olarak sivil alanı da tasfiye etmek istiyorlar.
(15) KCK’dan tutuklu olanlar:
6 milletvekili; 94 gazeteci ve 30 gazete dağıtımcısı; 36 avukat; 31 belediye başkanı; 7 belediye başkan yardımcısı; 5 belediye başkan vekili; 183 parti yöneticisi; 28 Parti Meclisi üyesi; 6 MYKüyesi; 2 eşgenel başkan yardımcısı; 400’e yakın öğrenci...
Öte yandan, 140 sendikacı gözaltına alındı; 49’u halen savcılıkta ifadelerini veriyor. Gözaltına alınan ve tutuklananların bir bölümü ise parti üyeleri, sempatizanlar ya da bizimle hiçbir örgütsel bağı olmayan vatandaşlar...
Toplam tutuklu ve gözaltı sayısı:
6300 kişi.
(16) Hükümetin iddia ettiği rakam ise 1100’dür.
Aradaki fark şu şekilde açıklanabilir:
Adalet Bakanlığı, örgüt üyeliği ve yöneticiliği ile ilgili TCK maddesinin (314-220) istatistiğine bakarak bunu söylüyor.
Ancak örgüte yardım iddiası, propaganda, gösteri, yardım vb maddeler de eklenince bizim verdiğimiz rakam doğrudur. En nihayetinde cezaevinde olan insan sayısının olağanüstü artışından bile bunu çıkarmak mümkündür.
Saygılarımla,
Selahattin Demirtaş,
BDP Eş Başkanı.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024