Hasan CEMAL
Arap dünyasında ‘devrimin ruhu’nu özgürlükler oluşturuyor. Bu ruh şimdi tüm heyecanıyla cirit atıyor Tunus’ta, Libya’da,Mısır’da... Ama bu ruhu somuta indirgeyip, yeni anayasaların demokratik kural ve kurumları içinde güvenceye almak, öyle anlaşılıyor ki, zaman alacak, kolay olmayacak.
Tunus’un yeni yönetici kadrolarının içinde hapishane ve sürgün yaşamayan yok gibi. Cumhurbaşkanı öyle, başbakan, bakanlar hepsi öyle, büyük çile çekmişler.
Şimdiki İçişleri Bakanı ömrünün tam 18 yılını eski rejimin zindanlarında geçirmiş. Bu yüzden de dikta rejiminin işkence yerlerini en iyi bilen oymuş...
Bunu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’dan dinlemiştim, geçen gün Cumhurbaşkanı Gül’leAnkara’dan Tunus’a uçarken.
Dönüş yolunda yine Beşir Atalay anlattı, politika kulislerindeki Tunus İçişleri Bakanı’yla ilgili espriyi.
İçişleri Bakanlığı’nın ana kapısına bitişik ikinci bir giriş varmış. Bu kapı, uzun karanlık bir dehlizle dikta döneminde muhaliflere işkencelerin yapıldığı zindanlara açılırmış.
Devrim sonrası Bakan göreve atanıp ilk kez İçişleri Bakanlığı’na geldiğinde, eski alışkanlıkla ana kapı yerine zindanlara açılan karanlık dehlize dalıvermiş, güç bela durdurmuşlar...
İnsanların başörtüsüyle, uzun sakalla sokağa çıkmalarını bile yasaklayacak kadar ileri gidebilmiş laikçi Bin Ali diktası dönemini yaşayanlar, bugün hep birlikte, seçim sandığından çıkmış olan bir ‘ulusal kurucu meclis’in çatısı altında İslamcısıyla, muhafazakârıyla, sosyalistiyle, sosyal demokratıyla, komünistiyle, neredeyse siyasetin tüm renkleriyle hiç de kolay olmayan bir işe soyunmuşlar, ‘uzlaşma’yla demokratik anayasa yapmaya çalışıyorlar.
Büyük bir heyecan havası esiyor.
Bu işe soyunanlardan biri de Said Fercani. Geçen ekim ayında katılımın düşük olduğu genel seçimleri yüzde 41 oyla kazanmış olan En Nahda hareketinden.
1987’de 18 ay hapis yatmış.
İşkencecileri, Fercani’yi demir bir çubuğa bağlayarak omurgasını çatlatmışlar.
Uzun süre yürüyememiş.
Hapisten çıkar çıkmaz sakalını kesmiş, sahte bir pasaportla Londra’ya, En Nahda’nın lideri Raşid Gannuşi’nin (dün bu köşede kendisiyle Tunus’ta yaptığımız sohbet yer almıştı) yanına gitmiş, bir yıl önceki Yasemin Devrimi’ne kadar sürecek sürgün hayatına başlamıştı.
Önceleri ‘radikal’di.
Sürgünde ‘değişme’ye başladı.
Bir başka deyişle:
Said Fercani, yüzünü ‘demokrasi’ye de dönmeye başladı. Bu değişimde, Raşid Gannuşi oldu belirleyici rol oynayan.
Fercani bunu şöyle itiraf ediyordu:
“Mısır’daki Müslüman Kardeşler’den ilham alan bir değişim kapıdaydı. Daha kapsayıcı ve hoşgörülü bir İslamcılığın ilk taraftarlarından biri olan Raşid Gannuşi, daha baştan itibaren kadınların siyasete yoğun katılımını destekliyordu. Açıkçası, İslami harekete demokrasiyi getiren adam Gannuşi’dir.” (*)
Peki, uygulama nasıl olacak?
İşler söylendiği kadar kolay yürüyebilecek mi?
Bu konuyu, önceki gün Tunus’ta Raşid Gannuşi’ye sorma fırsatımız oldu. Yeni anayasanın ‘tüm partiler’in anayasası olacağını ve seçim sandığından çıkan Kurucu Meclis’te ‘uzlaşı ruhu’nu yansıtacağını söyledi.
Arkasından da ekledi:
“Herhangi bir devlet eğer Müslümanları yönetiyorsa, dine saygılı olmak, ters düşmemek zorundadır. Ama her şey şeriatta yer almaz. Pek çok şey aklımıza bırakılmıştır. Önemli olan adaletin tatbikidir. Allah, peygamberleri adalet için göndermiştir.”
Gannuşi’nin bu sözleri, Tunus’un yeni anayasasında din-devlet-kadın ilişkilerinin kolay tarif edilemeyeceği ve pratiğin de öyle kolay yürüyemeyeceğini gösteriyor.
Bir süredir Tunus’ta yaşayan ve Arap Baharı’nı konu alan yeni romanı üzerinde çalışan Ece Temelkuran da böyle düşünüyor.
Bana Tunus’ta verdiği bazı notlar şöyle:
“En Nahda genel seçimler öncesinden beri Türk Modeli diye tutturdu. Kolay değil, çünkü bizimki gibi kesintisiz 80 yıllık bir devlet zoruyla modernleşme ve laiklik gelenekleri yok.
Bu arada Selefiler, Mısır’daki gibi güçlü olmasalar da, aldı başını gidiyor ve hükümet de onlara karşı pek bir şey yapmıyor. Kuzeyde bazı köyleri ele geçirmişler mesela. O köylere kendilerinden olmayanları sokmuyorlar.
En-Nahda şu anda Tunus’u bir troyka ile yönetiyor. Ettatul solcu gibi, laik gibi ama tam değil... CPR, Cumhurbaşkanı Marzouki’nin partisi, solcu gibi ama esasen Pan Arab milliyetçiliği damarından geliyor...
Şu anda memleketin en temel meselesi anayasa. Ama daha iktidardaki koalisyon, taslağın birinci maddesini yazabilmiş değil.
En temel tartışma En Nahda’nın şeriat açıklamaları ile başladı. Anayasanın kaynaklarından birinin şeriat olması gerektiğini söylüyorlar.
Dışarıdan ülkeyi En Nahda tek başına yönetiyormuş gibi görünüyor. Oysa içeride adamlar henüz Zeynel Bin Ali dönemindeki bürokrasi kadrolarını temizlemeye çalışıyor.
Kendi kadrolarını oluşturmaya çalışıyorlar ama kadroları da yok doğru dürüst...”
Tunus notları böyle.
Arap dünyasında ‘devrimin ruhu’nu özgürlükler oluşturuyor. Bu ruh şimdi tüm heyecanıyla cirit atıyor Tunus’ta, Libya’da, Mısır’da...
Ama bu ruhu somuta indirgeyip, yeni anayasaların demokratik kural ve kurumları içinde güvenceye almak, öyle anlaşılıyor ki, zaman alacak, kolay olmayacak.
İyi pazarlar!
* Suriye-Türkiye sınırını geçerken bu yakınlarda yaşamını yitiren New York Times’ın ünlü savaş muhabiri Amerikalı gazeteci Anthony Shadid’in 16 Şubat 2012 tarihli son yazısından.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Ankara-İmralı-Kandil üçgeninde hava olumlu
3.03.2025 - Silahlara veda zamanı... Hoş geldin barış!
28.02.2025 - Erdoğan "eyy TÜSİAD" diye bağırdı, polis anında başkanları topladı!
20.02.2025 - Yine CHP'nin önemi üzerine..
13.02.2025 - Dostluklar insanı ayakta tutar!
28.11.2024 - CHP'nin önemi
12.11.2024 - Terör ve şiddete lanet olsun!
24.10.2024 - Açık mektup!
27.08.2024 - Ortadoğu cehennemine Gazze'ye BARIŞ gelecek mi?
20.04.2024 - 31 Mart, CHP için bir büyük seçim başarısı ama yetmez!
9.04.2024
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Necdet Kerim
yetmez ama evet he miiiii” heeee, heeee Aydın Engin heeee, Üzülerek ifade etmeliyim ki , Sosyalist olamayı AKP kuyrukçuluğu olarak yorumlayanlardan birisiniz. Yaşanan süreç AKP yandaşı sahte solcuları işbirlikçi olarak tarhsel yerlerine oturtmuştur. Yine sosyslistlere saldırarak kendinize bir alan yaratma çabasına girmişsiniz. Keşke adam gibi özeleştiri yapmayı deneseydiniz. heeee Aydın Engin heeee, Necdet Kerim
abdullah ali
akp ile diğer partiler arasında fark var mı?