Hasan CEMAL
Darbelere, ‘askere dokunmak’ elbette önem taşıyor demokrasi açısından. Ama tek kriter bu değil. Mesela bir de ‘kendine dokunmak’ diye, kendini özeleştiri masasına yatırmak diye bir şey var. Buna pek yanaşmıyor ‘muhafazakar dünya’, biraz havalanmış durumda...
Darbelerden, darbe tertiplerinden hesap sorulması demokrasi açısından elbette önem taşıyor.
Türkiye gecikmeli de olsa bu yola girmiş durumda.
Yargı sahnesindeki soruşturma ve davalarla, Meclis çatısı altındaki araştırma komisyonlarıyla karanlık bir geçmişi aydınlatma çabası içindeyiz.
İyi güzel.
Klasik deyiştir:
Gerçek neyse ortaya çıksın!
Ama ben pek öyle iyimser değilim.
Yanlış anlaşılmasın.
Bütün bu yaşananlar, askerin bir daha siyasete karışmasını caydıracak nitelikler taşıyor ve asker-siyaset ilişkisini demokrasilerdeki olağan rayına oturtabilecek deneyim ve derslere kapı aralıyor.
Ama yeterli değil.
Soruşturma ve davalarla, Meclis araştırmalarıyla gerçeğin ancak bir tarafı açığa çıkabilir.
Hatta yargı sürecinde yapılan hatalar, yaşanan hukuk-dışılıklar ya da davalara ilişkin bir takım saçmalıklar, bazı durumlarda gerçeğin üstünü de örtebilir, zaten örtüyor da...
Darbeciler ve onların gönüllü işbirlikçileri, bir bakarsınız günün birinde aklanmış, hatta demokrasi kahramanı olarak sahnede, karşımızda yerlerini almışlar.
Geçmişte bunlar yaşandı.
Örneğin 12 Mart döneminde...
Bunun içindir ki, Türkiye ‘darbeci geçmişi’yle tam anlamıyla yüzleşmek ve hesaplaşmak istiyorsa, başka şeylere de ihtiyacı var.
Bunların başında daha çok araştırmak ve yazmak geliyor. Asker, sivil, siyasetçi, gazeteci, işadamı, akademisyen, darbe zamanlarının içinde yaşamış kim varsa konuşsun, oturup yazsın.
Ama cesaretle, samimiyetle.
Kendini de eleştiri süzgecinden geçirerek yazsın, anlatsın herkes, ne biliyorsa darbeler ve darbe tezgahları hakkında.
Gerçekler asıl böyle aydınlanır.
Bağırsaklar asıl o zaman temizlenir.
Tarihe düşülecek bu ilk notlar, akademi ya da siyaset bilimcileri ve tarihçiler tarafından derinleştirildikçe, kitaplaştırıldıkça, neyin ne olduğu daha iyi anlaşılır.
Sanıldığı kadar kolay değil bu.
Uzun, zaman alıcı bir süreç.
Yazmaktan korkuyoruz.
İtiraf etmek ürkütüyor bizi.
Demokrasiyi bir hayat tarzı, bir kültür olarak benimsemek ya da içselleştirmek sadece darbe davalarından, soruşturmalarından geçmiyor, geçmez.
Yakınlarda yazdığım gibi, demokrasilerin hem asker sorunu, hem sivil sorunu var.
Darbelerden, darbeci zihniyetten hesap sorulması ya da asker sorununun çözülmesi, her zaman ‘demokrasinin sivil sorunu’nu çözmeye yetmez.
Bunu da düşünmek zorundayız.
Demokrasinin başka kriterleri de var.
Bu bakımda, ‘askere dokunmak’ ya da asker-sivil ilişkilerini olağan rayına sokacak adımlar atmak hiç kuşkusuz önemli.
Ama yeter şart değil.
İfade özgürlüğü...
Basın özgürlüğü...
Hapisteki gazeteciler...
Kürt sorunu...
1915 ve Ermeni meselesi...
Uludere’nin hesabı...
Örneğin, bu pencerelerden bakıldığında bu ülkede demokrasinin başka kriterleri de hemen kendini belli eder.
Bir konu daha var.
Bu da herkesin, hepimizin siyasal geçmişiyle ilgili.
Demokrasi açısından bu geçmişte ‘günahsızlar’ın sayısı devede kulaktır. Temiz, eski deyişle pir-ü pak olan yok denecek kadar azdır.
Ben bu konuda ‘muhafazakar dünya’nın şu günlerde biraz fazla havalandığı kanısındayım.
Darbelere, askere dokunmak elbette önem taşıyor demokrasi açısından...
Ama bir de kendine dokunmak diye bir şey var. İşte buna pek yanaşmıyor ‘muhafazakar dünya.’
Oysa, ‘soğuk savaş’tan başlayarak bugünlere kadar kendisini şöyle bir özeleştiri masasına yatırabilse, onun da ‘demokrasi günahları’nın hiç de öyle az olmadığını görebilir.
Hatasız kul olmaz, öyle değil mi?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024