Hasan CEMAL
Şike davası tartışılırken, futbol ve yargıdaki bozuk düzenin köklerini gözardı edersek, kısır döngüyü kıramayız. Siyasetin karışamayacağı, ‘futbol dışı menfaatler’in söz hakkı olmayacağı özerk bir yapı kurulmadan Türkiye’de futbol güzel oyun tarifine layık olamaz.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a geçmiş olsun. Keşke özgürlüğüne çok daha önce kavuşsaydı.
Yıldırım’ın tutuklu olarak yargılanmış olması da, başka davalardaki birçok örnekte olduğu gibi, bu ülkede hem vicdanları rahatsız ediyor, hem de adalet ve hukuka olan inancı fena halde zedeliyor.
Söylenecek çok şey var.
Soru işaretleri o kadar çok ki.
Belirsizlikler o kadar fazla ki.
Üstelik bütün bunlar, kamuoyunu bölen ve kutuplaştıran meseleler. Hangi tele dokunsan, bin türlü ısırıcı, irkiltici ses veriyor.
Ve öylesine gürültülü bağırış çağırış ortamlarında sorunların özü perdeleniyor, gözden kaçırılıyor.
Federasyon şike yok demişti.
Mahkeme şike var dedi.
N’olacak şimdi?
UEFA ne yapacak?
Federasyon’a bakıp Fenerbahçe’ye Avrupa için yaktığı yeşil ışık kararını şimdi gözden geçirebilir mi?
Yargıtay’ı mı bekler?
Ya da UEFA açısından Türkiye’nin şike dosyası artık kapandı mı?
Özel Yetkili Mahkeme’ye gelince...
Aziz Yıldırım’ı tutuklu yargılıyor, bir yıl hapiste tutuyor. Ama sonra 6 yıla mahkûm ettiği gün tahliye ediyor.
Niye tutuklu yargıladın?
Şimdi niçin tahliye?
Onca yıllık mahkûmiyet kararından sonra tahliye ediyorsan, demek ki, o insanın kaçma şüphesi yokmuş.
O zaman ne diye Aziz Yıldırım’ı tutuklu yargıladın, bir yıl demir parmaklık arkasında tuttun?..
O kadar çok soru var ki.
Özel Yetkili Mahkemeler TBMM’de iktidarın, Ak Parti’nin oylarıyla kaldırıldı.
Gerçekten kaldırıldı mı?
Bir demokratikleşme adımı mı?
Yoksa yine işin özünde -geçmişte DGM’lerde yaşadığımız gibi- değişen bir şey yok mu? Sadece tabela değişikliği mi?
Öte yandan, Ak Parti iktidarı yeni bir yargı paketiyle, demokratik hak ve özgürlükler açısından son derece sorunlu olan Türk Ceza Kanunu’yla Terörle Mücadele Kanunu’na neden dokunmadı?
Bu konuyu şimdi geçiyorum.
Şike ve Özel Yetkili Mahkeme tartışmalarında gözardı edilmemesi gereken iki temel mesele var.
Futboldaki düzen...
Yargıdaki düzen...
Her iki düzen de bozuktur, kötüdür. Futbolun da, yargının da çıtası düşüktür.
Konuyla ilgili herkes elini vicdanına koyup şöyle bir düşünsün.
Futbol temiz mi?
Futbolda şike olmadı mı?
Futbola mafya bulaşmadı mı?
Futbol iyi yönetiliyor mu?
Futbolda kaos yok mu?
Futbolu ‘Avrupa standartları’na ulaştırmak için bugüne kadar yeterince kafa yorduk mu, sistemli çalıştık mı?
Yargıya gelelim.
Yargıda bozuk düzen, ‘özel yetkili mahkemeler’le mi sınırlı?
Yargıda kalite çıtası zaten düşük değil mi?
Özel yetkili mahkemeleri kiminin Ergenekon ve Balyoz’la, kiminin şike davası ile anımsamaları ne kadar doğrudur?
Demokrasi kültürü deyince, hukuk kültürü deyince, bizde savcı ve hâkimlerin karnelerinde öteden beri kırık not ağır basmıyor mu?
İsmet Berkan dün Hürriyet’teki güzel yazısında şöyle diyordu:
“Gerçek bir yargı reformu yapacaksak, işe savcıların soruşturma kalitesini arttırarak ve bu yolla onların mahkemelerden mahkûmiyet kararı aldırma yüzdelerini arttırarak başlamalıyız. Hakkında ceza soruşturması başlatılan 100 kişiden yaklaşık 17’sini mahkûm ettirebiliyor savcılarımız...”
Gerçek bu.
Yargıdaki bozuk düzen!
Savcı ve hâkimlerimizi daha çok demokrasi ve hukuk kültürüyle tanıştırmak ve kalite çıtasını yükseltmek olmalı temel hedefimiz...
Bunun gibi, futboldaki bozuk düzenden kurtulmak için de, futbolu özerk bir yapıya, bağımsız bir yönetime kavuşturmak gerekir. Siyasetin karışamayacağı, ‘futbol dışı menfaatler’in söz hakkı olmayacağı özerk bir yapılanma olmadan Türkiye’de futbol güzel oyun tarifine layık olamaz.
Şike tartışılırken bu iki konuyu, futboldaki ve yargıdaki bozuk düzenin köklerini gözardı edersek, kısır döngüyü kıramayız.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024