Kurtuluş TAYİZ
Kürt sorununda barışın sağlanması Türkiye’nin en önemli sorunu. Seçimler öncesi silahların susması, toplumsal barışın sağlanması için alınan kritik kararlardan biri. Bu kararın altında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın imzası var. KCK’nın mart ayının başında ateşkesi bitirme kararına rağmen Öcalan, örgütten, hazirandaki genel seçimlere kadar çatışmalardan uzak durmalarını istedi. Bu durumu, İmralı’da devletle Öcalan arasında yapılan görüşmelerin sonucunda varılan bir mutabakat olarak değerlendirebiliriz.
Ancak PKK’ya yakın kaynaklar, örgüt içinde etkili bazı isimlerin bu mutabakattan rahatsız olduğunu belirtiyor. Üstelik bu rahatsızlık hiç de küçümsenmeyecek boyutta. Bugüne kadar Öcalan’ın her sözüne ilahi anlamlar yükleyen bu isimler, artık onun İmralı’da yaptığı görüşmelere şüpheyle yaklaşıyorlar. AKP’nin Öcalan’ı oyaladığını, sahte ümitler verdiğini ve hatta kandırdığını düşünüyorlar. AKP’nin seçimlerde istediği başarıyı elde ettikten sonra Öcalan’a yüz çevireceği ve kendilerine yönelik de büyük bir tasfiye savaşının başlatılacağı inancındalar. Ama Öcalan’ın örgüt içindeki ağırlığı bilindiğinden, bu isimler, silahlı çatışmaları başlatacak “fırsat” doğana kadar bekleme eğilimindeler.
Örgüt içinde ateşkese karşı çıkan küçük ama etkili bir şahinler grubunun varlığı aslında herkesin malumu. Bunlar sertlik yanlısı bir politika izlemekten yanalar. “Seçimler öncesi ateşkesin AKP’ye yarayacağını” savunarak, 1 mart öncesi (örgütün ateşkesi değerlendireceği toplantı öncesi), şubat ayında İmralı’dan ateşkesi bozmasını istediler. Fakat bu talepleri yanıt bulmadı. Devlet-Öcalan görüşmeleri daha ağır bastı.
İmralı ile örgütteki bazı önemli isimler arasındaki görüş ve yaklaşım farklılığı dışarıdan görülebilir düzeyde. Öcalan’ın, 20 Mart 2011 tarihli avukat görüşmesinde ateşkesin bozulması beklentisi içinde olan örgüte verdiği şu mesaja bakalım: “Halkımıza şunları söyleyebilirim; Burada bir diyalog devam ediyor. Kimi pratik öneriler aşamasına gelmiş bulunmaktayız. Bu pratik öneriler çerçevesinde yaz başına kadar gelişmeleri takip etmek gerekiyor. Diyalog ve müzakere yöntemine şans veriyoruz. Bu yöntem pratikleşirse 2011 çözümün geliştiği yıl olacaktır.”
Bu açıklamadan tam üç gün sonra, 23 martta, örgütün liderlerinden Duran Kalkan’dan Öcalan’la farklı düşündüğünü ve soruna farklı yaklaştığını gösteren şu değerlendirme geldi: “Seçim yolu kapatılıyor, diyalogun yolu kapatılıyor, siyaset yapma, demokratik siyasetle mücadele etmenin bütün yolları kapatılıyor. Kürt halkının kaderini seçim değil, yürüttüğü mücadele, ayaklanma, isyan, serhildan, devrim belirleyecek.”
Duran Kalkan, Öcalan’ın seçimlerden sonraya kadar uzattığını vurguladığı ateşkes için “Güvence verilmesi halinde ancak eylemsizliğin uzatılmasını düşünebileceklerini“ söyledi.
Duran Kalkan’ın tersine Öcalan, aynı konuşmasında devletin Kürt sorununa yaklaşımının değiştiğini özellikle vurgulama gereği duyuyor: “Devlet, Kürt sorununa yaklaşımda değişimlere gitmiştir. Burada bahsettiğim değişime giden ontolojik devlettir. Bugüne kadar varlığını sürdüren devletten bahsediyorum.
Bu tarihsel aşama görülmelidir. Bir de şu hususa değinmek istiyorum. Devletin kimi girişimlerinin sonucunda vardığı kanaat, sorunun çözümünün pratik olarak yürümesi için benimle de görüşmelerin gerekli olduğu yönündedir. Benim üzerimden sürecin yürütülmesinin daha pratik ve hızlı sonuç alıcı olduğu kanaatindeler. Devlet Kürt sorununun çözümünde benim rolümü fark ettiğini düşünüyorum.”
Abdullah Öcalan’ın İmralı’da sürdürdüğü görüşmelerden örgüt içindeki bir grubun artık tatmin olmadığı anlaşılıyor. Öcalan’ın “Benim üzerimden sürecin yürütülmesinin daha pratik ve hızlı sonuç alıcı olduğu kanaatindeler” görüşünü de pek paylaşmıyorlar. Örgüt içinde Öcalan’ın ağırlığı, gücü bilindiğinden belki doğrudan karşı çıkamıyorlar; ancak dolaylı olarak, kendi bildiklerini okuyarak örgüte yön veriyorlar.
Gelişmelere bakıldığında PKK içindeki bir grubun aklında şöyle bir stratejinin olduğu görülüyor: Seçimlere çatışma içinde girip, bölgede tek siyasi rakip olan AKP’yi şiddetle sindirerek sandıktan başarıyla çıkmak. Demokratik özerklik ile çatışmalı bir strateji izleyip Güneydoğu’da tek muhatap güç haline gelmek. Bu grup, sivil siyasetin dizginlerini elinden kaçırma korkusu yüzünden, sivil itaatsizlik gibi değişik çevrelerin katılımına yol açacak demokratik mücadele biçimine de sıcak bakmıyor. Az olsun ama kontrolümüzde olsun kaygısıyla hareket ediyorlar. Kürt siyasi hareketi üzerindeki dağ egemenliğinin sona erebileceği endişesini taşıyorlar. Bunun için olsa gerek, geniş çevrelere gitmiyor, marjinal sol grupların dışında hiçbir çevreye bilinçli olarak açılmıyorlar.
Başka bir not daha. İmralı ile örgüt içindeki bazı isimler arasındaki görüş farklılıkları başka alanlara da yansımış görünüyor. Seçime katılacak bağımsız adayların belirlenmesi konusunda İmralı’ya yeterli bilgi akışının sağlanmadığı iddia ediliyor. Öcalan, daha önce seçime girecek adaylarla ilgili görüş ve önerilerinin olabileceğini belirtmesine karşın, kendisine sembolik olarak, sadece aday olacak Türkiyeli aydınlarla ilgili bilgi verildiği, önerilerinin bununla sınırlı kaldığı belirtiliyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 'Ajans' kime bağlı?
15.05.2019 - Erdoğan'ı devirip, Sevr masası mı kuracaksınız?
10.05.2019 - Gidişat nereye?
1.05.2019 - Demirin soğumasını istemiyorlar
22.04.2019 - Seçimleri geride bırakırken...
19.04.2019 - Çözüm seçimin yenilenmesinde
17.04.2019 - Gerçekleri bu kadar kolay çarpıtmak da az hüner değil
15.04.2019 - ABD, İstanbul seçimleri ve Fırat'ın doğusu
12.04.2019 - Yeniden sayım yerine yeniden seçim
11.04.2019 - Dört koldan kıskaç ve anlamı
8.02.2019
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
adil ozcan
ahmet altan yine sag gosterip sol vuruyorsun