Kurtuluş TAYİZ
PKK’nın silahlı militanlarını sınır dışına çekmesi gündemde. Bu konuda İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile MİT arasında bir mutabakata varıldı.
Abdullah Öcalan’ın önümüzdeki günlerde PKK’ya bu yönde bir çağrı yapması da bekleniyor.
Ancak PKK’nın bu konuda öze ilişkin değil ama yönteme ilişkin bazı itirazları var.
KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Öcalan’ın başmüzakereci olarak devletle görüşmesini desteklediklerini ve örgüt olarak İmralı’nın arkasında durduklarını kamuoyuna duyurdu. Ancak ateşkes, silahlı güçlerin sınır dışına çekilmesi ve silahların bırakılması gibi konularda örgüt yapısının ikna edilmesi için Öcalan’a ihtiyaç duyduklarının da altını çizdi.
Örgütün Kandil’deki sorumlularından Mustafa Karasu da önceki gün katıldığı bir televizyon programında sürecin ilerlemesi için “Öcalan’ın kendileriyle görüştürülmesi” gerektiğini söyledi.
Sınır dışına çekilmenin adeta önkoşulu hâline gelen bu “Öcalan ile doğrudan ilişki kurma” şartını KCK Yürütme Konseyi Üyesi ve PKK’nın Avrupa sorumlusu Zübeyir Aydar’a sordum. Aydar, örgütün sınır dışına çekilmesi için Öcalan’ın çağrı yapmasının yeterli olmayacağını vurguladı. Aydar da diğer örgüt yöneticileri gibi “Öcalan ile doğrudan temas kurma” ihtiyacı olduğunu söyledi. Aydar “Çekilme için bu şart” dedi.
“Nasıl bir temas” sorusuna Zübeyir Aydar, “Gerillayı ancak Başkan Apo ikna edebilir. Bunun için de örgütten bir heyetin Öcalan ile yüz yüze görüşmesi lazım” diye yanıtladı.
BDP’li Ahmet Türk ile Ayla Akat Ata’nın İmralı ziyaretini hatırlatıp, “BDP’li yöneticilerin Öcalan ile yüz yüze görüşmeleri yeterli değil mi” diye sordum.
Aydar, şu yanıtı verdi: “BDP’lilerin ziyareti başlangıç açısından önemli. Gidiş gelişleri sürebilir. Ancakörgüt yönetiminden bir heyetin de Başkan Apo’yla görüşmesi gerekiyor. Heyette yer alacak isimleri biz belirleyebiliriz, Öcalan kendisi de bizzat isim söyleyebilir. Doğrudan temas olmasa örgüt nasıl ikna olacak çekilmeye? Başkanımız doğrudan örgütüne ulaşamasa, onlarla konuşamasa, onlara doğrudan ‘şöyle çekilin, böyle silah bırakın’ diyemese sürecin ilerlemesi zor. Hukuki bazı itirazlar ve birtakım yasal sıkıntılar bu noktada öne sürülebilir. Ama unutmayalım ki barış sürecindeyiz, barışıyoruz. Siyasi kararlılık gerekiyor. Eğer silahların tümden susmasını istiyorsanız, Öcalan’ın örgütüne ulaşabilmesinin önünü de açmanız lazım. Yoksa Öcalan o emri veya talimatı nasıl verecek? Bu aracı görevlendirilerek, mektup yazarak çözülebilecek kadar basit bir mesele değil ki? Gerillayı, silahlı güçleri ikna edecek tek isim Başkanımızdır.
Biz zaten liderimizin İmralı’dan çıkarılmasını talep ediyoruz. Sağlık, güvenlik ve hareket serbestîsi sağlanmalı. 14 yıldan sonra daha ilk defa Başkanımıza televizyon verilmiştir. Yıllarca tecrit altında tutup sonra sen yüzyıllık bir sorunu ‘hadi gel çöz’ demek ne kadar gerçekçi olur? Başkanımıza her kesimden insanlarla görüşme fırsatı sunulmalıdır. Siyasi partilerle, demokratik toplum örgütleriyle, aydınlar ve gazetecilerle görüşme şansı olmalıdır. Gerekirse bir danışma heyeti oluşturur kendisine. Barış sürecinin ilerlemesi için bu imkânların yaratılması gerekiyor.”
Zübeyir Aydar’ın dile getirdiği bu “yüz yüze temas” hükümete de iletilmiş durumda. Bu talep değerlendiriliyor. Nasıl bir sonuç çıkar bilinmez. PKK’nın bu talebine ilişkin bazı itirazlar gelebilir, Kandil’in işi yokuşa sürdüğü de savunulabilir. Ancak bence Karayılan, Aydar ve Karasu’nun öne sürdüğü bu talepler, PKK’nın İmralı’da başlatılan bu yeni sürecin özünü kabul ettiğinin de en güçlü kanıtı. Öcalan’la doğrudan temas isteği, “silahların tümden susturulması ve bırakılması” yanında küçük bir detay değil mi? Nihayetinde PKK silahlı da olsa siyasi bir organizasyon, bostan korkuluğu değil. Onların da birtakım istekleri, talepleri olacak. Bunlar işin doğası gereği. Ama şu âna kadar Kandil’den, İmralı’da başlayan yeni çözüm sürecine taş koyacak ciddi nitelikte bir itiraz görünmüyor. Benim izlenimim bu yönde. Dikkat edilirse bu süreçte Kandil, en ciddi tepkiyi hükümetin “PKK’yı askerî olarak yendik” söylemine karşı geliştirdi. Beklentileri, bu yeni barış sürecinin kendileri aleyhinde bir yıpratma kampanyasına dönüştürülmemesi. Onlar da siyasi olarak güçlü görünmek ve biraz da deyim yerindeyse böbürlenmek istiyorlar.
Barış istiyorsak aşılamayacak bir engel olduğunu düşünmüyorum.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019