Kurtuluş TAYİZ
Yasal, yasadışı dinleme kayıtlarıyla ilgili yorum yapmayı bugüne kadar pek tercih etmedim. Fethullah Gülen'in sızdırılan telefon görüşmeleriyle ilgili de şurası "suç", burası "suç" analizlerini doğru bulmuyorum. Fakat konuşmaların içeriğine girmeden birkaç şey söyleme gereği duyuyorum. Burada Gülen'den daha çok, ahizenin diğer ucundakilerin durumuna dikkat çekmek istiyorum. Sabancı ve Koç'ların, sermayenin, kısaca beyaz Türklerin bir din aliminin kapısına düşmeleri bana çok vahim göründü.
Laik-beyaz Türk kimliği, dindarların ötekileştirilmesi üzerine inşa edilen bir kimlik. Fethullah Gülen de 12 Eylül'den 28 Şubat'a uzanan süreçte bu kimlik tarafından "düşman" olarak gösterilen cemaatin başındaki bir numaralı isim. Gülen, zamanında bu çevrelerce "irticanın başı" olarak kamuoyuna lanse edildi. Cemaat, "Muasır medeniyetler seviyesine ulaşma", "laik hukuk devleti inşa etme" ve "modern bireyler yetiştirme" ideallerinin önünde bir engel, "tehlike" olarak görüldü. Kuşkusuz bu zihniyet eski devlet ideolojisinin bir yansımasıydı.
Beyaz Türk kimliğini oluşturan değerlerin aşındığını, devlet ideolojisinin çağın gerisinde kalarak zamana yenildiğini kuşkusuz rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Bunda yeni bir yan elbette yok. Fakat bu kimliğin tümden çöktüğünü düne kadar kimse rahatlıkla iddia edemezdi. Gülen Hoca'nın ortalığa saçılan telefon görüşmeleri, beyaz Türk kimliğinin eski bir bina gibi çöktüğünü gözler önüne serdi.
"Muasır medeniyet" idealinin temsilcilerinin, yıllarca düşman olarak ötekileştirdikleri bir din aliminin kapısına dayanmasını, onunla akçeli işler tutmasını, hukuktan kaynaklanan sorunlarında ona danışmalarını, demokratik yollarla seçilmiş bir hükümete karşı işbirliği geliştirmelerini laik beyaz Türk kimliğinin çöküşü olarak değerlendirebiliriz.
Bu ilişki siyaseten de çok kirli bir yakınlaşmayı ifade ediyor. Daha düne kadar Cemaat ile ittifakı yalanlayan bu çevrelerin, beyaz Türk sermayesinin, Gülen hareketiyle iktidara karşı gizli bir ittifak kurduğu ortaya çıktı. Bu ilişkiyi halktan gizlemeye çalışmalarının pek çok nedeni olabilir; ancak başlıca nedeni, beyaz Türklerin, bunu hiçbir şekilde kendi sınıflarına izah edemeyeceğidir. Kendi ailelerine, çocuklarına bile bu ilişkiyi anlatmakta zorluk çekeceklerine inanıyorum. Daha düne kadar "irticanın başı" diye düşmanlaştırılan bir kişinin beyaz Türklerin kurtarıcısı, baş müttefiki haline dönüşmesini anlatmak kolay olmasa gerek.
Bunun siyaseten ihtiyaç duyulan bir ittifak olduğu açık. Bu Gezi süreciyle birlikte gelişen bir ilişkiydi. Hazırlığı daha gerilere gidiyordur mutlaka. Ama iki tarafın da bu ilişkiyi açık etmek istemedikleri anlaşılıyor. Nedeni bu ilişkinin siyasi amacının temiz ve sosyolojik olarak tutarlı olmaması. Hedefleri bakımından savunulabilecek bir işbirliği olsaydı, ortaya çıkmasından da bu kadar çekinilmez, korkulmazdı.
Bu ilişkiyi Gülen Cemaati için sorgulama gereği pek duymuyorum; bu konuda ille bir şey söylemek gerekirse Cemaat de yıllardır emek verdiği, inşa ettiği kimliğini, masumiyetini kaybetti. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın internete sızdırılan bu konuşmaların içeriğine ilişkin "suç değildir" yönünde yaptığı açıklamanın da çok yüzeysel olduğunu belirtmek isterim. Bu telefon trafiği "suç" unsuru içeriyor mu bilemem, ama bundan daha önemli kısmı içeriğin ayıp ve günah olması.
Bunu zamanla daha iyi anlayacaklarını umuyorum.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019