Kurtuluş TAYİZ
Meclis'e sevk edilen çözüm yasasına ilişkin ilk tepkiler olumlu. Sağduyu sahibi birçok insan söz konusu yasa tasarısını "olağanüstü bir adım", "devrim niteliğinde bir gelişme" olarak değerlendirdi. Sürecin aktörlerinden Abdullah Öcalan'ın konuya ilişkin mesajı da benzer içerikteydi; Öcalan, hükümetin attığı bu önemli adım için "tarihi önemde gelişme" dedi. Ancak, bu gelişmeyi şüpheyle karşılayan çevreler de yok değil. Çözüm sürecine karşı ilk günden bu yana açık veya gizli muhalefet eden çevreler, bu hamleyi Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı için yapılmış bir "seçim yatırımı" gibi lanse edip gözden düşürmeye çalışıyorlar. Yasa tasarısının zamanlamasına dikkat çeken çevreler, bu kapsamlı adımı "Kürtlere rüşvet" olarak değerlendiriyor. Diyarbakır'a giderek Kürtlere hükümeti şikâyet eden ve çözüm sürecinin yasalaşması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu da, bu yasa karşısında ilk çark edenlerden oldu. Kılıçdaroğlu, altı maddelik tasarıda yer alan, kamu görevlilerini koruyan maddenin çıkarılması şartıyla tasarıya destek vereceklerini açıkladı.
Bu itirazları ayrıntılı olarak değerlendirmenin faydalı olacağını düşünüyorum. Söz konusu yasa tasarısı Erdoğan'ın seçim yatırımı mı? Seçilme endişesi taşıyan Erdoğan Kürtlere rüşvet vererek cumhurbaşkanlığını garanti altına almaya mı çalışıyor?
Seçim yatırımı siyasetin ayrılmaz bir parçasıdır. Partiler ve liderler hedef ve amaçlarını, atacakları adımları elbette seçimlere göre ayarlamak zorundadır. Demokratik siyasetin özü de budur. Başbakan Erdoğan'ın hamlelerini doğru anlamak veya anlamaya çalışmak gibi bir kaygı taşımayanlar, akıllarına gelen ilk çürük düşünceyi muhteşem bir fikir gibi öne sürme hatasına düşüyorlar. Hâlbuki bir iktidar partisi liderinin her vatandaşın oyuna talip olması kadar doğal bir şey yoktur.
Ancak Erdoğan da her politikacı kadar rasyoneldir; peş peşe bu kadar çok seçim kazanan bir lider herhalde oyların nereden geleceğini veya gelmeyeceğini, talip olduğu oyları hangi kesimden alacağını veya alamayacağını kestirebilir. Muhafazakâr Kürtlerin oyları zaten AK Parti oylarıdır. Bundan önceki seçim sonuçları, Kürtlerin büyük bir kısmının Erdoğan'ı desteklediğini açık biçimde gösteriyor. HDP oylarının da ne kadar kemik oylar olduğunun herhalde hepimiz farkındayız. HDP/BDP çizgisindeki Kürt hareketinin son yirmi yılda girdiği bütün seçim sonuçları incelendiğinde, oy oranlarının şu ana kadar sadece tek bir seçimde ( 2002 Genel seçimlerinde, DEHAP Türkiye genelinde oy oranını yüzde 6,14’e çıkardı, aldığı toplam oy ise1.933.680.) ancak 6,14'ü bulduğu görülecektir. Kürt siyasal partileri, 2002 sonrasındaki seçimlerin hiçbirinde 6,14'ü yakalayamadı. Büyük çatışmalar, ölümler, yıkımlar, değişim süreçleri yaşanmasına karşın, Kürt hareketi hâlihazırdaki tabanını korudu, deyim yerindeyse oylarını kemikleştirdi. Hiçbir gelişme bu gerçeği değiştirmedi. 30 Mart yerel seçimlerinde bile BDP yüzde 6,14'ü bulamadı.
Başbakan Erdoğan'ın HDP oylarına göz dikerek Çankaya Köşkü'ne çıkmayı planladığını iddia etmek ciddi bir çarpıtmadır. Bu değerlendirmenin altında aslında başka bir hesap gizli; Erdoğan'ın birinci turda seçilmesini önlemek için CHP-MHP blokunun yüzde 40, BDP'nin ise Demirtaş liderliğinde seçime girerek yüzde 10'u bulmasını istiyorlar. Kürt siyasi hareketini buna ikna etmek için de sistematik halde BDP'nin oy oranlarını yüzde 10 civarında gösteren şişirme anketler yayımlıyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçimleri özelliği itibarıyla ilk kez HDP'nin toplam oyunun da ne kadar olduğunu öğrenme şansı bulacağımız bu seçimde, benim tahminim, HDP'li adayın yüzde 7 civarında kalacağı yönünde.
"Bütün bunlar Erdoğan’ın seçim yatırımı değil de nedir öyleyse?" diye itiraz edenler çıkacaktır. Evet, Erdoğan'ın bir şeylere yatırım yaptığı ve hesabını iyi bildiğini kabul edersek, çözüm yasasının basit bir seçim yatırımı değil; Türkiye'nin geleceğine yatırım olduğunu da görebiliriz. Erdoğan, çözüm sürecini resmileştirerek, parlamentoya taşıyarak Türkiyeli seçmene yeni, demokratik bir Türkiye vaat ediyor. 40 yıldır şiddetin, kaosun hâkim olduğu, ayağına pranga vurduğu Türkiye'yi daha ileriye taşıma sözü veriyor. Seçmenin uzak görüşlülüğüne yatırım yapıyor Erdoğan, yüzde 5'lik BDP oylarına değil. Erdoğan'ın hâlâ küçük bir iktidar oyunu oynamadığını, küçük hesaplar peşinde olmadığını anlamadıkları veya kabul edemedikleri için böyle yüzeysel ve kolaycı değerlendirmeler yapıp, adına da "düşünce", "fikir", "politik analiz" diyorlar. Bu türden bir muhalefet ve etrafındaki yazar çevresi bugüne dek insanı ve toplumsal huzuru esas alan hiçbir projeye imza atmamış olduklarından olsa gerek, Erdoğan’ı da kendileri gibi sanıyorlar. Bunun öyle olmadığını anlamak için sanırım birkaç seçim yenilgisi daha tatmaları gerekecek.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019