Kurtuluş TAYİZ
15 Temmuz darbe/işgal teşebbüsünün hedefi ülkeyi iç savaşa sürükleyerek uluslararası müdahaleye açık hale getirmek ve bölmekti. Darbeciler en küçük detayı bile hesap etmişti fakat “millet” faktörünü hesaba katmadıkları 15 Temmuz akşamı ortaya çıktı. Daha doğrusu önceki darbeler sırasında milletin davranış biçimini göz önüne alarak 15 Temmuz akşamı silahlar patladığında milletin başını dışarı uzatamayacağını sanıyorlardı.
Darbecilere bu teminatı küresel üst aklın içerideki taşeronları olan “alt akıllı liberaller” verdi. Gezi’den beri FETÖ’cü liberaller, “dindarlar şöyle korkak, böyle korkak” analizleri yayınlıyordu. Aslında hedef aldıkları ve “dindarlar” olarak kavramsallaştırdıkları özellikle Milli Mücadele’den beri bu topraklarda varlık gösteren, ülke bütünlüğünü ve milli iradeyi korumaya çalışan insanlardı.
Türkiye’de darbe sosyolojisini FETÖ’cü liberaller çalıştı. Dindarların Adnan Menderes’in idam edilmesini engelleyemediğini hatırlatarak dışarıya sürekli, “Erdoğan’ı öldürseniz bile dindarların sesi çıkmaz” mesajları gönderdiler. AK Parti iktidarı döneminde kentlileşen, zenginleşen dindarların yükseltilen gerilime dayanamayarak Erdoğan’ı terk edeceğine kesin gözüyle bakılıyordu.
Oysa darbeciler için direnç noktası olarak görülmeyen, pek dikkate alınmayan “millet” darbeyi püskürten asıl güç oldu. “Korkak” denilen, ciddiye alınmayan halk darbecilerin sonunu getirdi. Bu nasıl oldu? Bu soru Cumhurbaşkanı’nın aklını fazla kurcalamış olmalı ki, 15 Temmuz akşamı yaptığı değerlendirmelerde “Yeni Türkiye’nin davranış biçimi değişmiştir” diyerek sosyolojik tespitlere yöneldi. 15 Temmuz itibariyle “Yeni Türkiye” tabiri, zamanında millete rağmen milleti ve değerlerini bertaraf ederek devlete egemen olanların, artık milleti maşa olarak kullanamayacakları bir eşiği ifade ediyor.
Darbecilerin öngörmediği “millet faktörünü”, Cumhurbaşkanı Erdoğan 15 Temmuz gecesi harekete geçirdi. Türkiye’yi nicedir kendi istedikleri istikamette dizayn etmekte zorlanan küresel güç merkezleri; toplum desteğini arkasına alan Erdoğan’ı darbe teşebbüsü ile saf dışı bırakmak suretiyle, Ak Parti’ye yeni bir kurguyla ayar verebileceklerini, böylelikle de Türkiye siyasetini yeniden dizayn ederek yollarına devam edeceklerini düşündüler.
Türkiye siyasetine istikamet vermek istemelerinin nedeni ise şu: Kendi iradesinin inisiyatifini ele alan ve bu konuda olgunlaşan milleti, tıpkı Milli Mücadele sonrası dizayn ettikleri devletteki gibi tasfiye ederek, bu topraklarda istedikleri gibi at koşturmak.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu Yenikapı mitingine katılmak zorunda bırakan da işte bu “millet” gerçeğidir. CHP yönetiminin eliyle ülkeyi siyasi kutuplaşma içinde tutmak isteyen güç merkezleri, 15 Temmuz’da ülkeyi iç savaşa sürüklemeyi amaçlarken beklenenin aksi oldu; Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si de dünyaya birlik mesajı verilecek olan mitinge katılma kararı verdi.
Türkiye’nin 15 Temmuz itibariyle geldiği şuur, “milli birlik ve beraberliği” zedeleyecek unsurları tasfiyeye dönüktür.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019