Kurtuluş TAYİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üslubundan şikayet edenler arasında AK Parti’ye yakın olan çevreler de var. Bunlar, her fırsatta Erdoğan’ın “kapsayıcı” olmadığını vurgulayarak “Balkon konuşmasına” duyulan ihtiyacı gündeme getiriyorlar.
Oysa samimi şekilde kulak verseler Erdoğan’ın her konuşmasının birer “Balkon konuşması” niteliğinde olduğunu anlayacaklar. Mesela Erdoğan’ın önceki gün Malatya’daki toplu açılış toplantısında yaptığı açıklama: “CHP’ye gönül veren kardeşlerim, MHP’ye gönül veren kardeşlerim, hatta HDP’ye gönül veren kardeşlerim; size sesleniyorum, gelin birlik ve beraberlikte birleşelim.”
Erdoğan, ülkedeki tüm seçmenleri cumhurbaşkanlığı sistemine “Evet” demeye davet ederken; bu çağrının vatan ve millet için önemini ve gereğini de tüm ayrıntılarıyla açıklama gayreti gösteriyor.
Bu hitap, bu sözler kapsayıcı, bütünleştirici değil mi? Erdoğan’ın bu konuşması “Balkon konuşması” niteliği taşımıyor mu?
Galiba duymak istediklerimize göre karar veriyoruz; işimize gelmeyen sözler ne kadar yumuşak, iyi niyetli olursa olsun yine de sert, kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı bulunabiliyor.
İşin özü bunların hepsinin birer bahane olması.
İtirazlar, şikayetler Erdoğan’ın üslubuna değil, temsil ettiği sistemedir. Cumhurbaşkanlığı sistemi devleti daha fazla milletin kılacak bir projedir; yeni sistemde “Cumhur” devletin asıl sahibi olacak.
Millete dayalı bir sisteme itirazı olanlar ya Erdoğan’ın üslubundan şikayet ediyor ya da başka bir bahane bularak karşı kampanyaya destek sunuyorlar.
“Balkon konuşması” dedikleri şeye de bakmak lazım; nedir asıl muratları? Aslında bekledikleri Erdoğan’ın güç çevrelerine boyun eğen mesajlar vermesi. Yeni bir Türkiye kurmaya kalkışmaması. Sistem değişikliğine gitmemesi. Bürokratik vesayet sisteminin taşlarını yerinden oynatmaması. Ülkenin zayıf, kırılgan ve parçalanmaya hazır olan yapısını güçlendirmeye, tamir etmeye kalkmaması…
Türk siyasal sistemi ciddi bir değişim geçiriyor. Hükümet sistemindeki değişiklikle beraber yeni bir Türkiye inşasına geçilecek. Küresel sistem büyük bir savaşa sürüklenirken, bölgede haritalar yeniden çizilirken ülkeyi ayakta tutacak, dağılıp parçalanmasını önleyecek tedbirler, hazırlıklar kaçınılmaz bir görev. Bu nedenle mesele basit bir iktidar meselesi olarak görmemek gerekiyor; zaten mesele Erdoğan’ın şahsi olarak güçlenme meselesi değil, devletin ayakta kalma meselesidir.
Türkiye, bir asır önce düştüğü hataya bu kez düşmeyecek; devleti ve milleti içeriden zayıflatma, bölme, güçten düşürme çabalarına fırsat vermeyecek. Cumhurbaşkanlığı sistemiyle millet iradesi güçlü bir devlet idaresine dönüşecek. Bunların hepsi Cumhuriyet’i ilelebet yaşatabilmek için bir hazırlık. Cumhuriyet’i yüzüncü yılında bitirmeye, ortadan kaldırmaya çalışan dünya sistemine karşı başka türlü karşı koymak mümkün değil. İçeride bazılarının bunu anlamaması elbette mümkün, çok konuşmak, çok anlatmak gerekiyor; ama yeni sisteme en çok itiraz edenlerin, canla başla karşı çıkanların, illa da bir bahane bulanların aslında bu gerçeği çoktan anladığı gayet açık.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019