Kurtuluş TAYİZ
İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla yargılanan sanıklar “Katil, hırsız Erdoğan” sloganı attıklarını kabul ederek “ifade özgürlüklerini kullandıklarını” beyan etmiş. Mahkeme heyeti de bu savunmayı yeterli görerek sanıkları beraat ettirmiş.
Oysa Türk Ceza Kanunu’nda gerek “kişilere karşı suçlar”altında ve de özel olarak “Cumhurbaşkanı’na hakaret”başlığı altında düzenlenen “hakaret suçları”na göre sanıklar açısından iki ayrı suçun unsurları tam olarak oluşmuştur.
Ayrıca “Katil, hırsız Erdoğan” demek “hakaret suçu”kapsamının da ötesine geçmekte, sanıklara Cumhurbaşkanı’na yönelttikleri bu suçlamayı ispat yükümlülüğü getirmekte. Ancak mahkeme heyeti, bu ayrıntılara pek takılma gereği duymadan sanıkların beraatına karar vermiş. Gerekçeli kararında mahkeme heyeti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bilmem hangi maddesine atıfta bulunarak büyük ihtimalle bu skandal karara bir kılıf uyduracaktır.
Şüphesiz burada mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine çıkan bir karar değil. Sorun daha büyük ve siyasi. Yeni bir dönemin işaretleri var, bu kararda. 2019’a doğru Cumhurbaşkanı’nı hedef alacak olan saldırıların önü her cepheden açılıyor. Yargı üzerinden Erdoğan’a karşı hukuksuz, sınırsız, dizginsiz bir mücadelenin startı veriliyor.
2019 seçimleri yaklaştıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik saldırıların dozunun sistematik olarak arttırıldığını hep birlikte göreceğiz. 2019 seçimleri sadece Türkiye için değil, Batı için de “kader” seçimi. Erdoğan’ı durduramazlarsa Türkiye’yi tümden kaybedecekler; Erdoğan’ı durdurmayı başarırlarsa Türkiye’yi gerisin geri avuçlarının içine alacaklar. Bu yüzden içerideki tüm işbirlikçileri 2019 için harekete geçirecek, tüm enerjileriyle yüklenecekler.
FETÖ’yü ayrı, ulusalcıları ayrı, CHP’yi ayrı, AK Parti’deki Erdoğan karşıtlarını ayrı, iş dünyasını ayrı, PKK ve HDP’yi ayrı, sol örgütleri ayrı ayrı kışkırtacaklar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı “demokrasi cephesi” adını verdikleri, şimdiden şekillenmeye başlanan gayrimeşru koalisyon ile 2019’a kadar sosyal ve siyasal hayatı terörize edecekler.
Bu şer koalisyonunun milleti ve devleti alt edebileceğini sanmıyorum elbette ama yine de sonuç kimse için “çantada keklik değil”, bunu bilelim.
Türkiye’ye karşı birleştiler
Osmanlı’ya karşı kurulan ittifakın benzeri bugün Türkiye’ye karşı kurulmuş durumda. Dünün Arap kabileleri bugünün devletleşmiş Arapları, Türkiye’ye karşı yine Batı’nın yanında yer alıyor. Batı’nın Osmanlı’yı içeriden bölmek için kullandığı Ermeni komitacıların yerini ise PKK almış. Jön Türklerin yerinde ise FETÖ ve CHP duruyor.
Ne var ki aynı nehirde iki kere yıkanılmaz. Türkiye’nin yüz yıl öncesinde olduğu gibi dışarıdan ve içeriden kuşatıldığı doğru; ancak bu, devletin aynı hataları tekrarlayacağı anlamına gelmiyor. Batı’ya bugün de uşaklık edecek çevrelerin sayısı az değil, ancak düne göre bunların etkinliği oldukça zayıf. FETÖ’nün devletten temizlenmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin asli görevlerine göre yeniden yapılanması, CHP ve HDP’nin toplum nezdinde deşifre edilip etki ve gücünün sınırlandırılması, PKK’nın tasfiyesi ve hareketsiz kılınması düne göre bugünün artıları. En büyük artı ise tek vatan, tek bayrak, tek devlet etrafında birleşen milletimizin varlığı. Hiçbir güç, tek vücut olan bu milleti yenemez. Bu birlik korundukça Batı’nın Türkiye ile başa çıkması mümkün değil.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019