Mehmet TIRAŞ
Hayat tezatlarıyla yaşanan bir süreçtir.
Savaşın karşıtı barıştır.
Barış için savaşmayanlar savaşa esir düşerler.
Savaşların önünü kesen en etkili argüman siyasettir, siyasetçinin nihai hedefi de toplumları çatıştırmadan barış ortamında yönetmektir.
Siyaseti devre dışı bırakanlar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar savaşları kazanamazlar.
Ne kadar savaşırsanız savaşın, başta yapacağınızı en sonunda yapmak zorunda kalacaksınız ve barışacaksınız.
En zayıf diyalog en güçlü savaştan daha etkilidir.
Barış kaybettirmez, savaşın kazandırdığının arkasında unutulamaz can ve mal kayıpları vardır.
Olan, ölen insanlara evsiz-barksız, babasız -annesiz kalan yetim ve öksüz çocuklara,savaş mağdurlarına,sığınacak bir yer arayan savunmasız insanlara olur. Bunu anlatmaya da gerek yok,Irak,Suriye iç savaşları ve güneydoğu il ve ilçelerimizde süren çatışmalı ortam bunu gözler önüne seriyor.
Erdoğan bir tane terörist kalmayana kadar, sokağa çıkma yasağı ilen ettiği PKK’nın güçlü olduğu güneydoğudaki il ve ilçelerde güvenlik operasyonları devem edecek diyor; Davutoğlu’da Erdoğan’ın söylediklerini eş anlamlı sözcüklerle tekrarlıyor.
Askeri darbeler dönemini ve doksanlı yılları da aratacak bir savaş yaşanıyor Güney Doğuda.
Hiçbir dönemde böyle sokağa çıkma yasağı ilan ederek ,günlerce insanların evlerine hapsedildiğine tanık olmamıştık.Erdoğan sık sık Kürtler bize olağanüstü hali kaldırın yeter diyorlar diye övünüyordu ama olağanüstü hali arattırır bir durumu yaşatıyor Kürtlere şimdi.
Erdoğan kendisi Refah Partisi(RP) İstanbul il başkanı iken Devletin güneydoğuda PKK’dan farkı yok ve bir devlet terörü estiriyor diyordu,şimdi kendisinin yaptıkları,geçmişte devletin yaptıklarını mumla aratır durumda.!
Fakat Erdoğan ne kadar şiddet ve baskı politikasını güvenlik konsepti üzerine kurarsa kursun başarılı olamayacak,tekrar barış masasına dönecek ama nasıl dönecek şimdiden kimsenin bunu kestirmesi çok zor. Bilinen bir gerçek var hendek savaşları ile PKK dağdan kentlere indiyse bu PKK’nın lehine gelişiyor demektir.Bölgemizdeki esen rüzgarında PKK lehine estiğini de görmeliyiz.
PKK’dan etkilenerek ortaya çıkmış olan Suriye kolu PYD gibi Kürt örgütünün IŞİD’e karşı karadan tek savaşan bir örgüt olduğu ve koalisyon güçlerininden aldığı desteği ve kat ettiği yolu görmüyor mu,Erdoğan,PKK’yı nasıl etkisiz hale getirecek.
Aşağıda vereceğimiz, belgesel gibi bir çalışmadan Erdoğan ve savaş baronları bundan bir ders çıkartır mı?
Dogan kitapevinden Piyasaya yeni çıkan akademisyen Selçuk R.Şirin’in “ Yol Ayrımındaki Türkiye,Ya Özgürlük Ya Sefalet” adlı kitabında dünyada son 38 yılda 404 terör örgütü üzerine yapılmış tarihsel bir çalışma dikkatimi çekti.
Veriye dayalı araştırmalarıyla tanınan uluslararası çalışmalar yapan RAND’ın bir çalışması var kitabın bir bölümünde, “Terörist Gruplar Nasıl Bitirilir.”
RAND’ın çalışması 1968 ila 2006 yılları arasında 38 yıl içinde faaliyet gösteren ve son verilen 404 terör örgütlerinin faaliyetleri üstüne..Bu 404 örgütü etkisiz hale getirmek 38 yıl içinde dört şekilde son verilmiş;”Siyasi Çözüm,Polis-İstihbarat,Teröristlerin Zaferi ve Askeri zafer.”
En etkili yöntem olarak % 43 ile siyasi çözümde başarılı olunmuş.
Polis-İstihbarat yöntemi ise % 40.
Terör örgütlerinin zaferi % 10.
Askeri zafer ise en başarısız bir yöntem olarak görüyoruz ve oranı sadece % 7.
Askeri yöntemlerle terörle başa çıkma en başarısız bir yol olduğunu 404 örgüt üzerinde yapılan 38 yıllık bir çalışmalar bunu teyit ediyor.
RAND’ın raporuna tekrar dönersek: Terör örgütleri çok nadir bir başarı yakalıyorlar oranları da yüzde 10.
Terör örgütlerinin grupların üye sayısı ve yerel desteğine özel bir vurgu yapılmış bu raporda..
Yerel desteği olan ve üye sayısı 10 bini aşan terör örgütlerinin yüzde 25’i zafer kazanmış; yüzde 50’si de siyasi bir anlaşma sonucunda faaliyetlerine son vermiş. Terör örgütü ne kadar büyükse,lokal destek ne kadar yaygınsa siyasi çözüm dışındaki araçların başarılı olması da o kadar imkansız.”
RAND’ın 404 silahlı örgüt üzerine yaptığı çalışmaları hiç mi Erdoğan ve danışman kadrosunun dikkatini çekmez ve bir göz atmaz;yeryüzünün denediği ve başarı elde edemediği yöntemi yok sayarak,Kürt sorununu nasıl çözeceksiniz?
RAND’ın raporuna baktığımızda PKK’nın askeri yöntemlerle bitirilmesinin hiç mi hiçbir şansı yok.
PKK üç dönemdir TBMM’de grup kuran bir milletvekili sayısı çıkartıyor,yüzün üzerinde il ve ilçelerde de Belediye başkanlığı kazanıyor, bu belediyelerin üçü büyük şehir.Kürtlere savaş ilan edilen il ve ilçelerde PKK’nın yüzde 70’lere varan bir halk desteği var.
PKK,2.5 milyon insandan destek görüyor ve böylesi bir kitlenin üzerine oturmuş ve PKK’ya destek veren bir halkı terör örgütü mü sayacaksınız? Yine 2.5 milyon Kürt, Abdullah Öcalan benim siyasi iradem diye imza veriyor, bu insanları terörist ilan edip tutuklayacak mısınız?
Erdoğan bu sayıları ve verileri bilmiyor mu ,orta doğudaki Suriye iç savaşından sonra bütün siyasi gelişmeler PKK’nın ve Kürtlerin lehine geliştiğini görmüyor mu?
Görüyor..
Peki niye yapıyor,neden savaş ve şiddet yönteminde ısrarlı?
Erdoğan’ın şiddetten başka bir yöntemi seçme şansı yok,17/25 Aralık’ta devlete Erdoğan sivil darbe yaptı.Dikkat ederseniz Erdoğan’ın hiçbir konuşmasında ağzından Hukluk,temel hak ve özgürlükler,evrensel değerler diye bir söz çıkmıyor,hukuktan uzaklaşanın şiddetten başka bir yolu olamaz. Erdoğan Hukuka dönerse kendini sanık sandalyesinde bulacak bu kaçınılmaz,darbeci Kenan Evren ölüm döşeğinde de olsa yargılandı,Evren’de sandıktan yüzde 92 ile Cumhurbaşkanı çıkmıştı.
Erdoğan, Ülkeyi biz ve onlar diyerek bölerek yöneten, bütün komşularıyla kavgalı duruma düşmüş, Ortadoğu’dan tutun da Kuzey Afrika’ya kadar, Katar ve Suudi Arabistan dışında görüştüğümüz ülke yok gibi. Dünya beşten büyük diyerek, BMÖ örgütü Güvenlik konseyine gönderme yapacaksınız ama komşularından destek görmeyeceksiniz bu sözlerinizi kim dikkate alır.
Suriye,Irak,İran,Mısır,İsrail,Ermenistan,Rusya gibi ülkelerle doğru dürüst diyalog kuramıyorsun, bir çoğuyla da diplomatik ilişkin kesilmiş, nereye gidiyorsunuz veya ne yapmak istiyorsunuz,birde kendi vatandaşların olan Kürtlerle bir tane terörist kalmayana kadar savaş ilan ediyorsunuz, bu yolun sonu uçurumdan öte bir felaket olduğunun farkında değil misiniz?
Kim savaşla bir halkı teslim almış veya yok etmiş, kim barışı savunmuştu kaybetmiş?
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025