Melih ALTINOK
Malum tartışmada farklı düşündüğümüz dostlarımızın giderek yazdıklarımız üzerinden değil, kafalarındaki hayalî bir hasımla tartışır hâle geldiklerini görüyorum. Tekrara da düşülüyor.
Ancak gelen tepkilerden, yaptığımızın kişisel bir polemik değil, kompleksiz, hakkaniyetli ve ezber bozan bir liman olarak Taraf’a sığınan onca insanı ilgilendiren bir tartışma olduğunu görüyorum.
Kaldı ki, bu gazetedeki tartışmada farklı düşündüklerim, çok sevdiğim, güvendiğim, görüşleri değerli insanlar. Fazlasıyla değer yani.
Bu yüzden ısrar boynumuzun borcu, devam edelim...
Tartışmalarda taraflara müthiş bir konfor sağlayan şu yönteme şimdi de sıkça başvuruluyor.
Önce karşınızdakinin ileri sürdüğü tezlerin belirleyici şerhlerini bir kenara koyup onu genel bir kategoriye yerleştireceksiniz.
Ardından okurlarınızın kolay hazmedeceği lop köfte kıvamındaki bir aforizmayı tartışmadaki hasmınıza etiket olarak yapıştıracaksınız.
Böylece, cevaplarınızı ve sorularınızı, karşınızdakinin özgün önermeleri üzerinden değil, onu yerleştirdiğiniz cephenin genel arızları üzerinden rahatça şekillendirebilirsiniz.
Sonra bırakın karşınızdaki tartışma sistematiğindeki hataları düzeltmekle ve kendini tanımlamaya çalışmakla uğraşıp dursun.
Yetmiyormuş gibi, tartışmayı zenginleştirecek yeni argümanlarınız ve bunları kullanarak açtığınız yeni yollar, kafa karıştırmak olarak yaftalansın.
Bir defa, tartışmanın “AK Parti’yi yumuşak eleştirin” diye bir yakınmadan başlamadığının hakkını lütfen verin artık.
“Kavga var dediler, geldik” diyerek ellerini ovuşturanların ekmeğine yağ sürüp, karşınınızdakileri “AKP’ye şartsız destek veren yazarlarımız” diye etiketlemekten vazgeçin.
Bu tartışmadaki “gençleri” yeni tanımıyorsunuz. Yıllardır bu gazetenin mutfağında çalışan oğullarınız, arkadaşlarınız onlar.
Hakkaniyeti de boş verin, bu ilk adım, tartışmanın fikrî selameti ve izleyen onca insana faydalı olması açısından da zorunluluk.
Çünkü bu tartışma yalnızca içimizde değil, okulda, sokakta, kahvede, işyerlerinde de sürüyor.
Gerçi Ahmet Altan da bu durumu farkında. Ve sanırım bu yüzden ilk günden beri duru üslubuna uygun olarak AK Parti’ye madde madde eleştirilerini sıralıyor. Laf kalabalığı yapmadan bunlara cevap verin. Bana da net sorular sorun, herkes de anlasın diyor.
Ancak bunları tekrar tekrar alt alta yazarak, herkesin anlamasını sağlamış ve bizleri AK Parti’nin “hık deyicileri” safına postalamış mı oluyor, bilemiyorum.
Zira hükümetin icraatlarına dair sıraladığı maddelerin pek çoğu bizim de yazılarımızda sıkça eleştirdiğimiz konular.
Uludere’yi hiç unuttuk mu? Başbakan Cüneyt Özdemir’in adını vererek azarlayınca “eksiliyorsunuz” diye eleştirmedik mi? Ayrımcı ifadeleri karşısında “Velev ki Zerdüşt’üz” yazmadık mı? AB konusunda, Kürtlerin, Alevilerin anadil, ibadet serbestîsi vb. demokratik hakları konusunda ne zaman hedef küçülttük?
“AK Parti’ye her şart ve koşulda destek”, onu eleştirenlere karşı “ihtiraslı mücadele” böyle bir şey olmasa gerek.
Sanırım cevaplar gayet net oldu. Öyleyse şimdi köşenin sınırı el verdiği kadar birkaç soru da (madde madde) ben sorayım.
1- Bugün AK Parti’de eleştirdiğiniz eğilim, Silvan saldırısı öncesi de mevcuttu. Hatta dün ancak Kürtlerin “sorunlarını olduğunun” hakkını verebilen Erdoğan, bugün PKK’nın en kanlı saldırılarının ardından açık açık Oslo’ya, İmralı’ya gitmekten bahsediyor. O gün desteğinizi olumsuz yönde etkilemeyen bu unsurlar, şimdi niçin hükümetin rotasının niteliğini yansıtan yapısal sorunlar oldu?
2- Siyasal iktidarın reform beklentisindeki kesimlerle, kendisini bu dönüşümleri gerçekleştirme gücü veren iktidarının asli kaynağı tabanı arasındaki dengeyi sağlama çabaları hakikaten anlaşılmaz mı?
3- AK Parti kongresindeki 63 maddenin ya da Hüseyin Çelik’in bir demokratın altına rahatça imza atacağı 15 maddelik önerilerinin seviyesine ulaşan bir siyaset var da biz mi ışığı yanlış yerde arıyoruz?
4- Demokrat olup AK Parti desteklenmez tesbitiniz, ortodoks Türkiye solunun ve merkezdeki elitin özcü bakış açısıyla örtüşmüyor mu?
5- Kusursuz, ideal bir hükümet vizyonuyla sekter bir tutum takınıp sürekli felaket tellalığı yapmaktansa, talepleri unutmadan kazanımların hakkını verip yetmez ama evet perspektifini sürdürmek daha yapıcı değil mi?
6- Sıkça tekrar edilen Uludere gibi önemli bir konuda, iktidarın olayın müsebbibi değil, tuzağa düşürülen tarafı olduğunu ortada. Hâl buyken şeffaflık talebini “katliamcı AKP” seviyesine yükseltmek olayın aydınlatılmasına mı yarar, yoksa bu komployla “çelişkileri keskinleştirip” savaşı tırmandırmak isteyenlerin değirmenine su mu taşır?..
Hükümeti eleştiriden dönenin kaşığı kırılsın. Ama AK Parti’nin eksiklerinden, yanlışlarından ötürü koskoca bir reform sürecini mahkûm edenin de hiç olmazsa vicdanı sızlasın.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019