Melih ALTINOK
Gezi süreci ve son gelişmelerin ardından “nedeni” netleşti gerçi ama Taraf’tan bir gece operasyonu ile tasfiye edildik.
Yıllarca paraya pula, onca davaya bakmadan gazeteye emek veren insanlar birer birer yazı işlerinden atılıp yerlerine Halk TV programcıları ve adını sanını bilmediğimiz, gazetenin dokusuna yabancı isimler atandı. Onlar da “işlerini” layıkıyla yapıyorlar bildiğiniz üzere. Gün aşırı gazetenin eski yazarlarına, emekçilerine saldırıyorlar. Bir gün eski yazarlarından birine “tecavüzden sabıkalı” iftirası atıyorlar. O yazar köşesinde sabıka kaydını yayınlamak zorunda kalıp da herkes kendilerinden özür ve istifa beklerken bu sefer dava tehdidine soyunuyorlar. Kendi gazetelerindeki isimlere soruşturma açılınca manşetten basın özgürlüğü çığlığı atıp, yayınlarını eleştiren gazetecilere “dava kıskacına alacağız” tehdidini yapmaktan çekinmiyorlar.
Neyse… Sözcü’yü eleştirmeye ne kadar enerji harcıyorsam, bunlar da fazlasını hak etmiyorlar, uzatmayayım. Tasfiye edilenler olarak sayımız da oldukça kabarıktı; “görülmeyecek” gibi değildik hani. Ne var ki hakkaniyetli birkaç kalem dışında, nerdeyse son dönemde işinden olan gazetecilerin sayısına eşit olan bu tasfiye, ibretlik bir suskunluk sarmalına gömüldü.
Sağ olsun görenler de mevzua, geçenlerde bir okurumun hatırlattığı gibi, Nazlı Ilıcak’ın bana gönderdiği twitteki şekilde yaklaşıyorlardı:
“Patron istediği yönetimiyle çalışır. Oral’ın gitmesine ben de üzüldüm ama siyasi eğiliminiz sebebiyle mi işten çıkartıldınız?”
Aslında yazı burada bitse olur, haklısınız.
Ama devam edelim; zira işten çıkartılmalar, mobingler, yazdırılmamalar da devam ediyor, malum riyakârlık da.
Acun Ilıcalı bir kanalı satın alıyor. Haber değil eğlence ağırlıklı bir mecra hedeflediğini açıklıyor. Televizyondaki işleri habercilik olan onlarca meslektaşımız da işinden oluyor. Tepkiler çığ gibi geliyor. Gelsin de, hepsi tanıdığımız, mesleki başarılarını takdir ettiğimiz ve işlerini kaybetmelerine üzüldüğümüz insanlar.
Ama insanın, serbest piyasanın doğasına uygun olsa da vicdanen içimizi yakan bu gelişmeye verilen tepkinin binde birini, mesela Leyla İpekçi Zaman’la “yollarını ayırmak zorunda kaldığında” da görmek istemesi çok mu garip?
Ya da Nazlı Hanım işinden çıkartılınca neden “susturulmuş” oluyor da, veda yazısı bile yayınlanmayan ve kendisinden duyulan rahatsızlığın yönetimce tarafına iletildiğini söyleyen Vedat Bilgin “gazetesiyle yolları ayrılmış” sayılıyor.
Acaba “anlayışsızlıklarının”, körlüklerinin nedeni yine “gazetesiyle yolları ayrılan” Ahmet Taşgetiren gibi isimlerin mağduriyetlerini “Gelinen noktada, gazetede yazı hayatımın zorlaştığını ve böyle bir vedanın kaçınılmaz hâle geldiğini düşünüyorum” naifliğinde ifade etmeleri mi?
Çelişkilerin listesi uzar da uzar. Yok, hiç “Siz kendinize bakın” falan demeyin. Zira göğsümüzü gere gere bakarız. Mesela, bire bir Cüneyt Özdemir’in ismi üzerine başlayan tartışmada “AKP gönderilen her yazarla eksiliyor” başlıklı yazıları da yazan benim, Mehmet Altan için kalem oynatan bir iki isimden biri de. Ya da Hasan Cemal’in Milliyet’ten gönderilmesinin ardından yazdığım yazıyı basan da, kendisini gazeteye bizzat davet eden Markar Esayan’dı, hatırlatalım.
Evet, arkadaşlar bu riyakârlık artık fazlasıyla sırıtıyor. Eğer hakikaten derdiniz mesleki dayanışma, basın özgürlüğüyse, dün Radikal’in işten çıkarttığı gazetecilere verdiğiniz yoğun desteğin sahici görünmesini istiyorsanız, kovulan, yazamaz hâle getirilen diğer meslektaşlarınıza hiç olmazsa bir 140 karakterlik vefa göstereceksiniz. Vakit birinin fotoğrafını basınca “hedef gösteriyorlar, linç ediyorlar” dediğiniz gibi, yeni Taraf eleştirilerinden ötürü eski bir yazarını özenle seçtiği fotoğrafı eşliğinde “dava kıskacına” almakla tehdit edince de iki çift laf edebileceksiniz.
Zor değil mi? Cevap vermek için kıvranmayın, gösteriyorsunuz, görüyoruz, biliyoruz işte.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019