Melih ALTINOK
Futbolla aram hep açıktı. Her çocuk gibi takım tutardım, Galatasaraylıydım ama liseye gelmeden unuttum gitti. Ailemden de kimse ilgilenmezdi. Hatta sohbetlerde hafiften küçümserlerdi “topla” ilgilenenleri.
Ama bu tavrımın keskinleşmesinde kuşkusuz ki sol kültürün etkisi büyük oldu. “İtikadımızca”, faşizmin gündelik pratiklerini ürettiği alanların başında geliyordu yeşil sahalar, taraftar dernekleri, kulüp kurultayları vs.
Hatırlıyorum, 90’ların başında Dev-Sol, silah kaçakçılığı yaptığı ve Avrasya’da Enver Paşa’nın hayaletini kovaladığı gerekçesiyle dönemin Fenerbahçe Başkanı Ali Şen’in Ataköy’deki helikopterini yakmıştı da sevinmiştik.
Hatta o dönemde hazırlanan ve çarşıda, pazarda dağıttığımız anayasa taslağında, “iktidarımızda” milyar dolarların döndüğü profesyonel futbolun yasaklanacağı falan yazıyordu.
Yeşim Ustaoğlu’nun Güneşe Yolculuk isimli filmindeki holiganların sokaktaki nümayişine nefretle bakan Kürt Mehmet duygularım(a)ıza tercüman oluyordu.
Milli maçlar sonrası milliyetçi histeriyle sokağa dökülüp terör estiren holiganların, kenar mahallelerden geçerken taşlanması gibi ritüeller (Keçiören Ovacık’ta birine şahit de olmuştum, itiraf edeyim ilk olmasa da bir taş da ben atmıştım) vaka-i adiyedendi.
“Risalelerimde” Kadıköy’de yolda adam durdurup İstiklal Marşı söyletme törenlerinden bahsederek bu tavrımızın ne kadar meşru olduğunu anlatmaya çalışıyordum. Türkiye’nin sevdiği tat Fatih Terim’in Mehmet Ağar’la ilişkilerinden bahsediyordum...
Zamanla, bu milyar dolarlık “ideolojik aygıtın”, konuyla ilgili Birgün’deki bir yazımın ardından Sevgili Tanıl Bora’nın gönderdiği Kârhanede Romantizm isimli kitabında da layıkıyla anlattığı gibi, ergen isyanının romantizmiyle etkisizleştiremeyecek kadar köklü bir sorun olduğunu daha iyi anladım.
Elbette sorun futbolda değildi. Dert, her membaı varlığını meşrulaştırmak için bataklığa çeviren vesayet rejimindeydi.
Ama Türkiye’nin en karanlık yıllarının gerektiğinde diazemi gerektiğinde de amfetamini olan futbola asla narkotik muamelesi yapıl(a)madı.
Derken Ergenekon soruşturmasıyla başlayan arınma süreciyle birlikte Türkiye halkının çok büyük çoğunluğunun da desteğini alan dalga dört bir yana yayılmaya başladı.
Daha önce biz reayaların ensesinde boza pişiren polisin kimlik soramadığı generallerin gözaltına alınabileceğini gördükçe, bu adalet, şeffaflaşma ve eşitlik rüzgârı memlekette geçer akçe olmaya başladıkça, müesses nizamın kırmızı çizgileri demokrasi için bir sınır olmaktan çıktı.
Ve nihayet, tıpkı ilk adımı Temiz Eller’le atıp, pisliklerinden arınmaya futbol piyasasına vurulan Calciopoli Operasyonu ile devam eden İtalya’da olduğu gibi, Ergenekon ve Balyoz derken bizde de Kelebek Operasyonu başladı.
Askerî ve sivil bürokratların yanı sıra, onların kuklası siyasilerin koruması altındaki futbol ağalarının zırhları dökülmeye başladı.
Efsane Savcı Zekeriya Öz’ün fitilini ateşlediği bir soruşturma kapsamında, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın ve Sedat Peker hayranlığından ötürü soyadını değiştirecek kadar tehlikeli tiplerin de bulunduğu pek çok kişi gözaltına alındı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni dönemi, ikinci bölümü başlarken, Fenerbahçe Cumhuriyeti’nde ve aslında tüm futbol camiasında da ikinci cumhuriyetin arifesine gelindi.
Ama ne yazık ki ulusalcılara ilişmiş AKPfobiden mustarip bir kısım sol bu konuda da “ama”lara sarıldı.
Nasıl referandumda darbecilerin yargılanmasına karşı oy kullandılarsa, nasıl yargı reformunda fiilen statükonun yanında saf tuttularsa şimdi de “Bu polis devleti. Çünkü olay çirkin. Ne şike oldu ki araştırma yapıyorlar” diyen Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanı Yüksel Günay’a vokal yapıyorlar:
“Zaten Hopa’da da... Yetmez ama evetçiler, alın size polis devleti işte!”
Taraf’ın başaralı Ankara muhabirlerinden Arzu Yıldız’ın her gün yeni bir özel haberinde okuyorsunuz işte, devamı da gelecek. Ergenekon’la başlayan rüzgâr, Ağarlara, Çillerlere doğru yayılıyor.
Olmadığını biliyorum, zaten olsa ilk karşı duracak kişi de ben olurum ama polis devleti dediğiniz buysa, şahsım adına eyvallah!
Öyle ya, vakti zamanında yargısız infazlarla solcu gençleri, Kürtleri katleden polis şeflerinin sırtını sıvazlayanlara dokunulmasına nasıl olur da “polis devleti geliyor” diye karşı çıkarsınız?
Bıkmadan usanmadan hatırlatmak farzdır.
Polis devleti, polisin imtiyazlılara operasyon yapabildiği devlete değil, askerî vesayetin gölgesinde çetelere eskortluk yaptığı düzene denir.
Polis devleti, yargının devletle ilişkili çetelerin üzerine gidebildiği sisteme değil, askerî-sivil bürokrasinin parlamentoyu yani halkın iradesini esir aldığı devlete denir.
Peki, solun genişçe bir kısmı bu yolun yol olmadığını göremiyor mu?
Ne yazık ki göremiyor.
O halde, yolları açık olsun.
Biz özgürlükçü solcular, liberaller yüreğimizin yağını eriten bu adımları heyecanla destekliyoruz.
Yarın sizler ah edip vah ederek bahaneler bulurken de “Bizler Pink Floyd’un ‘another brick in the wall’unu söylerken kimi dostlarımız yalnızca duvardaki ‘bir başka’ tuğla olmayı seçmişlerdi” diye söyleneceğiz.
Yazarlar
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019