Melih ALTINOK
Üniversitede, illegal devrimci gruplara dahil olmayan, ancak polisle ya da ülkücülerle kavga çıkınca “cepheye” koşan halk partili “devrimcilere” CHP-ML’liler diye takılırdık. CHP-Marksist/Leninist! Çok da eğlenirdik.
Bu halleriyle “devrimci mücadeledeki” yerleri en az emek sermaye çelişkisi kadar mutlaktı. Çünkü devrimciler, “oligarşi” diye tanımladıkları gayrimeşru rejimin, cici demokrasisinin kurallarıyla değil sokakta devrileceğine inanıyorlardı. Zaten bu yüzden de burjuva demokrasisinin suni dengesinin dışına çıkıp örgütleniyorlar ve parlamenter sistemden medet uman tüm partileri düzen partisi diye küçümsüyorlardı. Hatta sol-sosyal demokrat yasal partilere, düzen içi çözümlerle halkın “devrim ihtiyacını” geciktirdikleri için sağ-muhafazakâr partilerden bile daha fazla kızıyorlardı.
Evet, Türkiye devrimci solunun ‘alayına isyan’ tavrının gerçekliğine ve demokratlığına dair pek çok şey söyleyebiliriz. Ancak Devrimci Solun, pek çok Marksist tarafından teorik olarak gerekçelendirilen bu geniş ve “atarlı” reddiyeciliğin, kendi içerisinde “tutarlı” olduğunu söylemek mümkün.
İşte CHP-ML’li arkadaşların önünde duran koca sorun buydu. Onlar devrimi, ceberut rejimi kuran ve yıllarca devam etmesini sağlayan CHP için istiyorlardı. Yani amaçları, kendi kurduğu sistem içinde bile halkı ikna edemeyip bir türlü iktidarı alamayan CHP’yi, rejimin kılına bile halel getirmeden hükümete taşımaktı.
Kısacası devrimciler rejimin niteliğini değiştirmek için, CHP-ML’liler ise sadece iktidarı almak için “devrimciydiler.”
Tabii ki bu “bir acayip devrimcilik” hâli, partiyi destekleyen, heyecanlı ve genç arkadaşlarımızın 90’lardaki bir buluşu değildi.
Mustafa Kemal ve partisi, bu rejim muhafızlığı devrimciliğiyle karşılarında olan halkın büyük çoğunluğunu yıllarca iktidardan uzak tutmayı başardılar. Hatta Mustafa Kemal, Türkiye solu arasında Komünist Manifesto’dan daha çok okunduğuna iddiaya girebileceğim Bursa Nutku’nda, bu acayip devrimciliğin altını da doldurmuştu.
“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.”
İşte, dün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve partisinin, Tayyip Erdoğan’ın Meclisteki Cumhurbaşkanlığı yemin töreninde sergiledikleri “isyan” da bu rejim muhafızlığı devrimciliğinin sıradan bir tezahürüdür. Dolayısıyla ortada şaşılacak, nasihat edilecek bir durum yoktur. Zira CHP’li Engin Altay’ın, halkın kurduğu Parlamentonun Başkanı’na tüzük fırlatması ve arkadaşlarının halkın iradesine sırtlarını dönerek salondan çıkması bir “rutindir.” Bu tavır, partinin kurucusunun bugün de sahiplenilen ilkelerinin ve nutuklarının şekillendirdiği “teamüllerine” gayet uygundur.
Gün, Mustafa Kemal’in Bursa Nutku’nda işaret ettiği rejim karşıtı “kıpırtı”nın hissedildiği gündür. Çankaya Köşkü de halkın egemenliğine dahil edilmiştir; daha ne olsundur? Partinin kurucusunun “elle, taşla sopa ve silahla, nesi varsa onunla” diyerek tarif ettiği araçlar ise çeşitlilik gösterebilir. Nasıl, zamanında Ahmet Necdet Sezer DSP, MHP ve ANAP’lı seçmenin temsilcilerinin kafasına Anayasa kitapçığı attıysa, şimdi de tüzüğün halkın kurduğu parlamentonun başkanına fırlatılması caizdir!
Fakat ne hazindir ki rejimin içten yanmalı devrim muhafızlarının bu taarruzunu borsamız bile iplememiştir!
Haklısınız, kim niye iplesin değil mi? Her işin bir raconu var. Hem canla başla kurallarını kabul ettiğin bir maratona gireceksin. Üstelik koşarken yarışın favori adayı karşısında tüm rakiplerle anlaşıp “siyasi şike” de yapacaksın. İpi göğüsleyen rakibinin kupa seremonisinde ise, Halil Sezai’den rol çalıp “isyannnn” diye bağıracaksın. Eline ne geçerse fırlatacaksın, töreni terk edeceksin!
CHP’nin Sayın Yöneticilerini, Ege yöresine ait “Marulun yaprağını yerken kıtır kıtır sapına gelince me” adlı son performanslarından ötürü tebrik ediyoruz.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019