Melih ALTINOK
Batman’da PKK ve polis arasında yaşanan çatışmada arada kalan 32 yaşındaki Mızgin karnındaki sekiz aylık bebeği ve üç yaşındaki kızı Sultan’la birlikte öldürüldü. Baba Talat Doru’nun yanı sıra araçta bulunan diğer üç kişi ise şans eseri kurtuldu.
Kamuoyunda büyük infial yaratan olayla ilgili PKK çevresinin iddiası şöyle: PKK sivillerin öldürüldüğü çatışmada yoktu. İçinde Mızgin’in ve ailesinin olduğu araç polis tarafından taranmıştı.
Devlet ise sivillerin yaşanan çatışma sırasında PKK’lilerin kurşunlarıyla yaşamını yitirdiğini iddia ediyor.
Dün bağımsızlığına ve tarafsızlığına güvendiğim, Batman’daki her kesimden sivil toplum örgütü yöneticisi, baro ve meslek odası yetkilileriyle bir dizi görüşme yaptım.
Bölgede özellikle böyle netameli konularda tanıklık yapmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz. Bu yüzden isimleri bende mevcut kaynaklarımı deşifre etmeden, onların Mızgin’i ve yavrularını katleden kurşunların adresini göstermeden yalnızca olaya odaklanan anlatımlarını aktarmakla yetineceğim.
Olay günü iki arkadaş Kira Dağı mevkiinde içki içip manzarayı izliyorlar. Yanlarına iki PKK’li gelip araçlarını alacaklarını söylüyor ve kinayeli bir şekilde gülerek “Batman’da küçük bir işimiz var” diyorlar. Araç sahiplerini bağlayıp, telefonlarının SİM kartlarını da alıyorlar. Gerillaların yola çıkmasının ardından bağlarından kurtulan iki arkadaş polise başına gelenleri anlatıyor.
Olayın bir terör eylemi mi yoksa adli bir vaka mı olduğuna kesin olarak kanaat getiremediği telsiz konuşmalarından da anlaşılan polis de çevre yolunun şehre giriş kısmında tertibat alıyor. PKK’lilerin içinde bulunduğu araç polis noktasına ulaşınca durumu fark ediyor ve U dönüşü yapıyor. Gerillalar bu esnada arkalarında bir sivil polis aracının da olduğunu fark ediyorlar. Ancak arklarında tek araç bu polis otosu değil. İçinde Mızgin ve ailesinin de bulunduğu araç da aynı güzergâhta ilerliyor. İşte ne olduysa o anda oluyor. PKK’liler iki araca da ateş açıyorlar ve çatışma çıkıyor. Ve ne yazı ki yaralanan polis memurunun yanı sıra üç sivil yaşamını yitiriyor.
PKK’liler çatışma mahallinden kaçmayı başarıp bir şantiye-inşaata sığınıyorlar. Polis de peşlerine düşüyor ve temas sağlanıyor. Kentte sivillerin olay mahallinden uzaklaşması için yoğun anonslar yapılıyor. PKK’lilere de “teslim olun” çağrısı yapılıyor. Olay yerinin çok yakınında oturan Baro’ya kayıtlı avukatlar da defalarca yapılan bu anonsları net bir şekilde teyit ediyorlar. Ama ne yazık ki çatışma engellenemiyor. İki PKK’linin yanı sıra, işçi olduğu tahmin edilen bir kişi daha yaşamını yitiriyor.
Önemle altını çiziyorum. Bu tarafsız kaynakların anlatımları, yazının başında verdiğim PKK’nın ve devletin bildiğiniz açıklamalarından farklı. Onlar Mızgin’i ve çocuklarını kimin silahından çıkan kurşunların katlettiğini söylemiyorlar. Yalnızca olayı anlatıyorlar. Eksikler hatalar kuşkusuz ki olabilir. Ne var ki bu açıklamaların, PKK’nin “Gerillalar siviller öldürülürken olay yerinde bile yoktu, inşaatta saklanıyorlardı” beyanatıyla çeliştiğine de işaret etmeliyiz. Dolayısıyla “Mızgin’i ve çocuklarını devlet öldürdü” açıklamasının kemiksiz, gün gibi ortada olan bir gerçeği yansıtmadığına dair ciddi şüpheler olduğunu söyleyebiliriz.
Emniyet kaynakları da iddiaları doğruluyor. Tarafsız kaynakların anlatımlarını doğrulayacak MOBESE kayıtlarının bir kısmını da kamuoyuyla paylaştılar. Devamının da geleceğini söylüyorlar. Sivillerin içinde bulunduğu araçtan çok sayıda kurşun çıkmasının, PKK’liler tarafından diğer sivil polis aracı gibi hedef alındığının kanıtı olduğunu kaydediyorlar. Ayrıca olay yerindeki zırh delici mermilerin, kendilerinde bulunmadığını, PKK tarafından kullanıldığını belirtiyorlar.
Bakın, bunca tanıklığın ışığında şimdi yaptığım da, tıpkı Taraf’ın Kandil’e hava harekâtında sivillerin ölümüyle ilgili olarak PKK’nin ve Genelkurmay’ın açıklamalarından birini seçmeden ısrarla adres sorması gibi, faillerin ortaya çıkartılmasına hizmet etmekten ibaret.
Buna mecburuz da. Zira kimse, ne bunca yıl yargısız infazlarda sivilleri katletmekten kaçınmayan devletten ne de Ankara’nın göbeğinde halkın içine bomba koyan, halı sahada sivilleri katleden, öğretmenleri gözaltına alan, gencecik misafir mühendisleri öldüren PKK’den gelen “en hümanist biziz” açıklamalarına gözü kapalı inanmamızı beklemesin bizden. Yine adres vermiyoruz, sadece adres soruyoruz.
Evet, haklısınız, bir vahşet var önümüzde ve bizler de belki de mevzuun en önemsiz ayrıntısı olan kriminal boyutu üzerine yoğunlaşıyoruz. Gazetecilik refleksime verin.
Elbette farkındayım, arada kalan sekiz aylık bebeğin üzerinden polis mermisi çıkması ya da katilin PKK olmasının hiçbir önemi yok.
Sonuç ne olursa olsun suçlu, doğmamış bebeklerin hayatını ortaya koyup bu bile bile ladese tutuşanlardır.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019