Abdurrahman Dilipak
CHP seçimi kazandı ama, sanırım başka bir şeyi kaybetti. CHP artık eski CHP değil. Bu bir gelişme de değil. Bir “Başkalaşım” sözkonusu. Hele CHP’nin seçim sarhoşluğu, AK Parti’de yenilginin oluşturduğu şokun etkisi geçsin çok şey olacak.
CHP, İmamoğlu ile birlikte artık sol ya da Atatürkçü bir parti değil. İstanbul ve Ankara tecrübesi CHP’yi bir yandan merkeze doğru sürüklerken, öte yandan kendi içinde kadrolaşma ve rant konusunda ciddi bir hesaplaşmanın eşiğine getirdi.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce diye biri idi değil mi? Sesini duyuyor musunuz, unutuldu gitti. Şimdi Kılıçdaroğlu ile İnce arasındaki o liderlik kavgası yakında İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında yaşanacak.
Göreceksiniz İmamoğlu, TÜSİAD ile TİSK’le birlikte yürümeye çalışacak. Kadrosunu CHP’nin klasik isimleri arasından seçmeyecek. Daha sol değil, daha liberal bir politika izlemeye çalışacak.
Bekleyin, eylül ayına doğru medya yeniden yapılandırılacak.
Bu süreçte CHP önce HDP ve İyi Parti ile yollarını ayırabilir. Ardından CHP’de bir çözülme, bölünme, dağılma süreci başlayabilir. Bakarsınız İmamoğlu da bağımsız kalmış! Hatta eğer Babacan bir parti kurarsa, İmamoğlu da oraya geçerse, benim için sürpriz olmaz!
Birileri Babacan’ı ANAPvari, dört eğilimi içinde barındıran bir parti için ikna etmeye çalışıyor. Bu lobinin etki alanı içinde 30 kadar milletvekilinden söz ediliyor. Bunların ağırlığı AK Parti olsa da, aralarında CHP’den de, MHP’den de, İyi Parti’den de isimler olduğu söyleniyor.
Eğer CHP’de bir bölünme yaşanacak olursa, Ankara Anakent Belediye Başkanının bu yeni oluşuma katılması da sürpriz olmaz.
AK Parti’de Bakanlar Kurulunda bir değişim bekleniyor. Erdoğan zaman kazanmaya çalışıyor. Şimdi yurtdışı seyahatleri var. Bu zaman diliminde bu konuda karar verecek. Bugün için “Birileri istiyor diye bakanlıklarda değişiklik yapılmaz” diyor. Bunu daha önce de söyledi. Burada asıl sorun şu: Bazı bakanları geri çektiğinizde onu nereye koyacaksınız. Onları dışarıda bırakacak olursanız, bu defa bir iki düzine milletvekili de onların peşine takılıp gidebilir.
Sorun bununla da bitmiyor. Bir kişiyi görevden aldığında o makama talip olan bir düzine isim var. Bunlardan birine görev vereceksin, kalanları küsecek. Yani bu konuda karar vermek sanıldığı kadar kolay değil. 40-50 kişi partiden giderse dengeler altüst olur. Bunlar seçilme garantisi alırlarsa, Türkiye erken seçime gidebilir.
Birileri bugünü bekliyordu. Bugünü bekleyenlerin beklentileri gerçekleşti. Şimdi karşı takım harekete geçmek için AK Parti ve CHP’nin atacağı adımları bekliyor.
AK Parti acele etmeyecek ve yavaştan alacak. CHP’nin kaçacak yeri yok. Bir karar vermesi gerek. CHP’de bir bölünme yaşanacak olursa, bu domino etkisi ile diğer bütün partileri de etkileyecek.
Söylüyorum: Bugünkü süreç devam edecek olursa, ne AK Parti eski AK Parti olacak, ne CHP eski CHP olacak, ne MHP, ne HDP, ne İyi Parti eski İyi Parti olacak. Kartlar yeniden karılacak.
Görüldü ve onaylandı: HDP’nin geleceği yok. Apo eski Apo değil, Demirtaş eski Demirtaş değil, PKK ya da Karayılan eski konumlarında değiller. PYD de artık PKK’nın yan kolu değil. İlişkiler bir şekilde devam etse de artık doğrudan Pentagona bağlı bir paralı asker grubu. Bu anlamda Türkiye’de Kürt siyaseti için yeni bir siyasi oluşumun ortaya çıkması da sürpriz olmayacaktır.
Babacan projesine destek veren çevreler, İstanbul seçiminin sonucundan son derece memnunlar. Seçim sonrası tartışmalardan da aynı şekilde memnunlar. Şimdi bekledikleri; Erdoğan’ın kabine, teşkilat, yerel yönetimler ve başta Beştepe olmak üzere bürokraside değişiklik..
Benim; Müslümanların atanmamış ve seçilmemişlerin sözcülüğü gibi bir rolüm var. Mesela; AK Parti’nin sessiz yığınlarının vicdanının sesiyim. Ben kendime böyle bir rol yükledim. Bu insanlar da fiilen bu rolümü desteklediler. Bağımsız ve bağlantısız bir rolden söz ediyorum. Bir bakıma bu yazılarımla onların sesi oluyorum. Yanıldığımda da onların geri dönüşleri ile kendimi yeniden düzenlemeye çalışıyorum..
Bu kitle, nasıl oluyor da bu kadar cemaat, kanaat önderi, vakıf, dernek varken, bu süreçte bu kadar dağınık ve sessiz kalıyor buna anlam veremiyorlar. Yani “emri bil maruf, nehyi anil münker” sorumluluğu konusunda neden kenarda duruyorlar? İnsanlar buna anlam veremiyor.
Bu seçim sürecinde CHP eli ile AK Parti, AK Parti eli ile CHP törpülendi. Diğerleri “uvertür”, siyasi “dolgu malzemesi” haline getirildi ve halk büyük ölçüde “siyasetten soğutuldu” Bu seçimde CHP kazandı gözüküyor ama, siyasi partilerin üzerinde hareket ettikleri siyaset kaybetti. Çok ciddi bir depolitizasyon süreci yaşandı. Siyasiler izledikleri keskin sirke politikası ile kendi küplerine zarar verdiler. Adeta bindikleri dalı kestiler.
Bakın siyasette taşlar bir defa yerinden oynadı mı, bu işin sonunun nereye varacağı belli olmaz. Ne TBMM aritmetiği kalır ve ne belediye başkanlıkları, ne de belediye meclisleri. Eğer süreç kontrol altına alınmaz, birtakım “silahsız kuvvetler” ve lobiler devreye girerse yeni bir durumla karşı karşıya kalabiliriz. Dikkat ederseniz, Gül ve Davudoğlu’ndan söz eden yok. Ortalıkta Babacan’ın adı dolaşıyor. Daha yeni sürpriz isimler de çıkacak ortaya.
Sürecin aceleye tahammülü olmadığı gibi, ertelemeye de tahammülü yok. Siyaset kan kaybetmeye devam ediyor. Kriz bu şartlarda kronikleşmeye ve derinleşmeye devam eder. Mevcut krizin, ekonomik, sosyal, politik olaylarla da desteklemesi halinde, iş daha da içinden çıkılmaz ve geri dönülmesi daha da güç bir hale gelebilir..
Belirsizlik, söylentiye kapı aralar. Sıradan bir söylenti, zaman içinde efradına cami, ağyarına mani inandırıcı bir cevap bulamaz ise şüyuu vukuundan beter bir hadise halini alabilir. O zaman sıradan bir söylenti zaman içinde tehlikeli bir gerçekten daha tahripkar olabilir.
Şimdilik siyasi piyasada söylenti gerçeğin yerine oturmuş gibi gözüküyor. Bakalım yarın nasıl bir sabaha uyanacağız. Gelecek günler birçok sürprize gebe gibi gözüküyor. Siyasi dalgalanmanın ve bulanıklığın ne zaman ve nasıl bir dengede duracağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
Selâm ve dua ile..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022