Gazze’de savaşla birlikte hayatını kaybedenlerin sayısı 21 bin 672’ye ulaştı. Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından 30 Aralık Cumartesi günü açıklanan rakamlara bakılırsa, savaşta 56 bin 165 kişi yaralanırken -büyük kısma enkaz kaldığı düşünülen- 7 bin kişi de kayıp ilan edildi. Kısacası, 7 Ekim’de başlayan savaşta Gazze’nin zayiatı nüfusunun yüzde 4’üne ulaşmış durumda. 30 Aralık tarihli Wall Street Journal’a göre, Gazze’deki 439 bin evin yüzde 70’i de ya hasarlı ya da yıkılmış durumda. Bölgedeki tüm binalarda ise bu oran yaklaşık yüzde 50. İsrail uçakları Aralık ayı ortasına kadar Filistinlilerin tepesine 29 bin bomba bırakmış. Gazete, İsrail uçaklarının bombardımanla sadece evlere ve kamu binalarına değil Bizans kiliselerine ve eski camilere, fabrikalara ve alışveriş merkezlerine, lüks otellere, tiyatrolara ve okullara da büyük hasar verdiğini, Gazze'yi işler hale getiren su, elektrik, iletişim ve sağlık altyapısının büyük kısmının ise artık onarılamaz durumda olduğunu bildiriyor.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre de, Gazze nüfusunun yüzde 40’ı kıtlık riski ile karşı karşıya.

Dünya bir şehir sakinlerinin böylesi bir hızla hayatını yitirdiği, bu kadar kısa süre içinde bu kadar çok çocuğun katledildiği, bu ölçüde dramatik bir tablonun ortaya çıktığı başka bir savaş görmedi. UNICEF’in aktardığı bilgilere bakılırsa, üç aya yakın bir süredir devam eden İsrail bombardımanı sonucunda kolu/bacağı ampute edilmek zorunda kalınan Filistinli çocuk sayısı bile 1000’in üzerinde. Bunların birçoğu bu operasyonları anestezi alamadan, acıyla yaşamak durumunda kaldı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze’de ortalama her 10 dakikada bir çocuğun öldüğünü açıkladı.

Akıl ve vicdanla bakıldığında savaşın durması ve derhal ateşkes uygulanması için son kurduğum cümlelerin dışında başka bir sebep aramaya bile gerek yok. Ancak işte “hayat devam ediyor” ve “uluslararası toplum” olan bitenleri üzülerek (!) seyrediyor. Bazıları ne üzülüyor ne seyrediyor, onlar “işlerine bakıyor.” Mesela Washington 2023’ün son işgününde İsrail’e hızla yeni silah satışı yapmakla meşguldü. Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bu tür durumlarda teamül gereği yapılan Kongre incelemesi sürecini de atlayarak, İsrail’e 147,5 milyon dolar değerinde 155 mm’lik M107 obüs mühimmatı ile diğer ekipmanların satışını onayladığını duyurdu. Artık daha çok çocuk ölebilir, daha çok çocuğun kolu/bacağı kesilebilir.

1948-1994 yıllarında tarihin en sistematik ırkçı rejimlerinden biri kabul edilen apartheid (ayrılıkçı rejim) ile yönetilen Güney Afrika bu duruma dayanamamış olacak ki uluslararası Soykırım Sözleşmesi’ni uyguladığı soykırımla ihlal ettiği iddiasıyla İsrail’e karşı Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nda dava açtı. İsrail suçlamayı reddetti, “sen terör örgütüyle iş tutuyorsun” dedi, dünyanın geri kalanı da 2024’e kulaklarını çocukların haykırışlarına tıkamış olarak girdi.

BM ise biçare, zavallı bir örgüt konumunda. Güvenlik Konseyi, 8 Aralık’ta örgütün tarihinde sadece beşinci kez başvurulan bir şeyi yapmış ve 99. maddeyi yürürlüğe koymuştu. 99. Madde, BM Sözleşmesi’nin bir hükmü. Bu madde, BM Genel Sekreterinin “uluslararası barış ve güvenliğin muhafazasını tehdit eden” bir krize müdahale etmek üzere 15 üyeli Güvenlik Konsey’ini toplantıya çağırabilme yetkisi veriyor. Daha önce, 1960’da Kongo’nun Belçika tarafından işgalinde, 1971’de (bugün Bangladeş olarak bildiğimiz) Doğu Pakistan’daki savaşta, 1979’da İran’daki ABD Büyükelçiliği’nde yaşanan rehine krizi sırasında, Lübnan’da İç Savaş sırasında, 1989’da yürürlüğe konmuş 99. Madde. Yani 34 yıl sonra aynı düğmeye yeniden basmış oldu BM. Bastı ancak küresel örgütler bütün düğmelerine aynı anda basılsa dahi umursayacak ve umursatacak gibi görünmüyorlar maalesef.

Adının “insanlığa karşı suç” mu, “soykırım” mı yoksa “katliam” mı olduğunun tam şu noktada hiçbir önemi yok. 2024’e yüzde 4 eksik girmiş bir Gazze var ortada. Filistinlilerin yaşadığı bu korkunç trajedinin bir an önce sona ermesi gerekiyor. Gelgelelim Tel Aviv aynı fikirde değil. İsrail Cumhurbaşkanlığı tarafından her yıl verilen prestijli İsrail Savunma Ödülü’nün sahibi de olmuş İsrailli analist (!) Eliyahu Yossian, Now14 kanalına yaptığı bir açıklamada “Gazze’de bir toplum yok, 2,5 milyon terörist var. Dolayısıyla çatılardan bakıp aşağıda Hamas var mı yok mu bakmaya gerek yok," diyordu.

Bu akıl almaz vahşetin bir an önce önü alınmalı. Yüzde 4 daha fazla tırmanmamalı!