Hakan TAHMAZ
Türkiye, silahlı çatışma dönemini geride bırakmaya çalışırken son on yılda yaşanan siyasal, sosyal ve kültürel tahribatı da onarmalı. Komisyon, mevcut durumu doğru tespit ederek; kuralsızlığa, keyfiliğe ve belirsizliğe son verecek bir programla ilerlemeli. İktidarın mevcut yasaları titizlikle uygulaması ve hukuka aykırı idari işlemlere son vermesi, ciddi bir güven artırıcı adım olacaktır.
TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bugün üçüncü toplantısını yapacak. 6 Ağustos’ta yapılan ilk toplantıda işleyiş ve çalışma düzenini oy birliğiyle belirleyen komisyon, 8 Ağustos’taki ikinci toplantıda MİT Başkanı ile İçişleri ve Millî Savunma Bakanlarını dinledi.
Bugünkü üçüncü toplantıda komisyon üyeleri, bundan sonraki çalışmalara ilişkin önerilerini aktaracak. Bu öneriler doğrultusunda, komisyon ve Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’te grubu bulunan ve komisyonda yer alan dört partinin (AK Parti, CHP, DEM Parti, MHP) grup başkanvekillerinden oluşan koordinasyonla birlikte bir çalışma planı hazırlayacak.
Kamuoyunun komisyona yönelik beklentileri oldukça çeşitli ve yüksek. Bu beklentilerin hızla karşılanması istense de, süreç henüz planlama ve programlama aşamasında. Bölgesel gelişmeler nedeniyle zaman baskısı yaşansa da, geri dönüşü son derece maliyetli bir yolda emin adımlarla ilerlemek zorunlu.
Sürecin gerektirdiği tüm çalışmaları yalnızca bu komisyonun kısa sürede tamamlaması imkânsız. İlerleyen aşamalarda farklı ihtiyaçlar doğrultusunda yeni komisyonların kurulması gerekecek. Komisyon görev ve programını netleştirdikten sonra, eşitlik ve demokrasi için siyasi, sosyal ve ekonomik reformları hayata geçirmek; süreci izlemek; hakikat ve uzlaşma ile geçiş dönemi adaleti komisyonları kurmak gibi adımlar atılmalı. Bu komisyonlara Meclis üyeleri, sivil toplum temsilcileri ve akademisyenler dâhil olmalı.
Komisyon her şeye sıfırdan başlamayacak 3 Nisan 2013 tarihinde dönemin hükümeti tarafından görevlendirilen 2013-2015 Çözüm Süreci’nde Akil İnsanlar Heyeti raporları ve Meclis’te 4 Nisan 2013 tarihinde kurulan CHP ve MHP’nin katılmadığı Çözüm Süreci Komisyonu’nun çalışmaları değerli veri ve tespitler sunuyor. Her iki deneyimden çıkarılacak çokça ders var.
Toplumsal Güvensizliği Aşmak
Yeni çözüm sürecinin öncelikli görevi, sürecin gelişmesine ve toplumsal desteğin artmasına katkı sağlayacak adımları ivedilikle hayata geçirmek olmalı. Komisyonun kuruluşunun yarattığı pozitif etki, toplumun farklı kesimlerinde karşılık bulacak çalışmalara dönüştürülmeli.
Son aylarda yaşanan hızlı gelişmelere rağmen toplumsal desteğin aynı hızda artmadığı görülüyor. Araştırmalara göre, sürece ve silah bırakmaya destek yüzde 80’in üzerinde olsa da, sürecin başarıyla sonuçlanacağına inanç yüzde 40’larda kalıyor. Bu tablo, ciddi bir güvensizlik sorunu olduğuna işaret ediyor.
Bu güvensizlik, son on yılda iktidar politikaları nedeniyle yaşanan toplumsal kutuplaşma, insan hakları ihlalleri, yargının siyasallaşması, mağduriyetler ve ülkenin geniş kesimleri için cezaevine dönüşmesi gibi etkenlerle derinleşti. Toplumda hiç olmadığı kadar yaygın bir korku iklimi hâkim. Komisyonun programını netleştirirken bu durumu dikkate alması ve telafi edici önlemleri öncelikli hale getirmesi kritik.
Her şeyden önce komisyonun iki şeyi güvence altına alması gerekiyor:
1-Anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere tam uyum.
2- Evrensel temel insan hakları değerlerinin her birini müzakere edilemez normlar olarak kabulü.
Türkiye, silahlı çatışma dönemini geride bırakmaya çalışırken son on yılda yaşanan siyasal, sosyal ve kültürel tahribatı da onarmalı. Komisyon, mevcut durumu doğru tespit ederek; kuralsızlığa, keyfiliğe ve belirsizliğe son verecek bir programla ilerlemeli.
İktidarın mevcut yasaları titizlikle uygulaması ve hukuka aykırı idari işlemlere son vermesi, ciddi bir güven artırıcı adım olacaktır. Ayrıca, Birleşmiş Milletler’in “silahsızlanma, terhis ve yeniden bütünleşme” programı gibi uluslararası deneyimler dikkate alınmalı. Bu program, gerekli yasal düzenlemelerle birlikte uygulanabildiği ölçüde, yeni çözüm sürecinin başarı şansını yükseltecektir.
Bu konularda komisyonun göstereceği hassasiyet ve sergileyeceği performans, sadece Kürt sorununu değil, Türkiye’deki diğer temel siyasal çatışma konularını da hukuk ve siyaset zemininde çözmeyi mümkün kılabilir, kapı aralayabilir.
Son bir nokta olarak, komisyon sivil toplum kuruluşlarını, akademisyenleri ve uzmanları yalnızca dinlemekle yetinmemeli; tüm bu aktörleri sürecin öznesi kılan bir yaklaşıma sahip olmalıdır. Ayrıca, 2013-2015 Çözüm Süreci’nde olduğu gibi, ülkenin dört bir yanında toplumun farklı kesimleriyle buluşacak bir çalışma yürütmelidir.
Bunun için ise öncelikle, komisyon üyelerinin toplantılarda aktarabilecekleri ortak bir hikâyeye ve barış diline sahip olmaları gerekmektedir. Çünkü barış, yalnızca imzalarla değil, toplumun her kesiminde yankı bulan ortak bir dil ve güven ortamıyla mümkündür.
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
21.05.2025
1.04.2025
20.02.2025
1.02.2025