Mehmet TIRAŞ

KOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…”
11.08.2025
54

 “İki Kadın İki Aşk”ın hikâyesi İstanbul’da Göztepe ve Adalarda geçiyor.

Yazar eserini Macide ve Cemil arasında geçen aşk üzerine kurguluyor…

Yarattığı baş karakterlerinden biri de Macide’nin kızı Perihan üzerinden romanın hikâyesini örüyor.  

Macide varlıklı ve iyi eğitimli bir ailede ve köşkte dünyaya gelir.

Liseyi bitirdikten sonra Ailesi Macide’yi piyano eğitimi almak için Almanya’ya gönderir.

Macide Berlin konservatuvarının piyano bölümünü bitirdikten sonra Türkiye ye döner.

Macide çok yetenekli, iyi eğitimli olmanın yanında, sosyal ve  çok güzel  bakımlı bir kızdır. Çevresinde delikanlılar pervane olur.Macide’nin etrafından ayrılmayanlardan birisi de Nazım Hikmettir. Ama Macide Nazıma pek yüz vermez. Nazım komşularıdır aynı zamanda babaları da iyi bir dosttur.

Nazım Macide’ye olan aşkını mısralara döker:

”Ağlasa ’da gizliyor gözlerinin yaşını/Eğemedim bu kadının başını/Kaç kere sürükledi gururumu ölüme/Fırtınalar yaratan benim coşkun gönlüme” diye.

Macide’nin de tanıdığı ailesinin çok beğendiği ve tavsiyesi üzerine edebiyat öğretmeni Rauf’la evlenmesini ister. Macide Rauf’a âşık olmasa da Rauf’u sever,ailenin çok isteği üzerine Rauf’la evlenir.

Dört yıllık Rauf’la evliliklerinden bir kız çocukları olur adını da Perihan korlar.

Perihan aileye ayrı bir mutluluk getirir.

Macide ile Rauf’un çok güzel giden bir evlilikleri vardır hiçbir sorun yaşamazlar.

Ta ki…

Rauf’un ortaokul ve liseden arkadaşı olan müteahhitlik yapan zengin Cemil ile tanışana kadar.

Cemil ile Görüşmeler ilerledikçe.

Macide ile Cemil arasında duygusal bir ilişki gelişir.

Kısa süre sonra Macide çok değer verdiği ailesini, kendisine değer veren kızının babası olan  kocası Rauf’u, canın parçası olan ve anne sevgisine muhtaç üç yaşındaki kızı Perihan’ı geride bırakıp. Aklının değil gönlünün sözünü dinleyerek, Cemil ile birlikte olmak için kurulu düzenini ve saadetini bozarak evi terk eder.

Ailesi Macide’nin bu kararını onaylamaz.Baba Macide’ye seni evlatlıktan reddederim dese de.  Macide’nin gözü Cemil’e olan aşkından başka bir şeyi görmez ve kimseyi de dinlemez.

Macide Cemil ile evlendikten sonra Adalar da bir köşkte yaşamaya başlarlar.

Köşkte,aşçıları,hizmetlileri,şöförleri,bahçıvanları olan  şaşalı bir yaşamları vardır.

Fazla sürmez evliliğin değişmez kuralı olan Macide ve Cemil’in evliliklerinde de tartışmalar başlar.

Bu arada da Cemil eve geç saatlerde  gelmeye  başlar bazen de hiç eve gelmez.

Macide neden böyle yapıyorsun diye sorduğunda? İş görüşmeleri uzadı, vapuru kaçırdım mazeretine sığınır Cemil.

Artık Cemil Macide’ ye soğuk davranır, hatta hiçte ilgilenmez.

Macide Cemil’de bir kadının olduğunu sezer ama fazla Cemil’in üzerine gitmez.

Tartışmaların dozu da artar.

Birgin Macide intihar girişiminde bulunur kolunu jiletler iki parmağı kullanamaz ve atıl kalır.

Rutin hale gelen tartışmalar sürerken Cemil Macide’ye “seni sevmiyorum” der.

Bu evde artık sen yaşa.Köşkün, çalışanların ve senin masraflarını ben karşılarım, deyip evi terk eder.

Cemil gider ama Macide’nin aklına Cemil’in seni sevmiyorum sözü mıh gibi  çakılır,soru çengeli gibi de asılır.

Macide odasına kapanır günlerce ağlar hiç kimseyle görüşmez.Yemeden içmeden kesilir.Cemil’e olan Aşkı için göze aldığı ve ödediği bedelleri aklına geldikçe çıldıracak gibi olur.

Bir plan yapar Macide Cemil’i kendinden uzaklaştıran  kadını tanımak en azından görmek ister.

Erkenden vapur iskelesine gelir Cemil ve sevdiği kadını beklemeye başlar.

Vapurun saati yaklaşınca Cemil’in geldiğini görür ve kendini bir köşeye gizler.

Vapur kalkış borusunu çaldıktan sonra bir genç kız görünür, istifini bozmadan kendinde  özgüveni olan kız vapur iskelesine yaklaşınca, vapura binecek yerde Cemil karşılar ve elinden tutarak vapura binmesine yardımcı olur. Hemen gövertiye çıkarlar. Macide de göverteye çıkar ve uzaktan onları gözetler.Kızın ilk önce yüzünü görmek ister az da olsa görünce hemen kızı hatırlar ayağı kayık gibi olan bakımsız giyinmesini bilmeyen o kızdır.Cemil’in de olduğu bir ortamda bu kızda vardı şimdi çıkarttım der.

Bakımsız giyinmesini de bilmiyor  güzelde  değil ama Cemil’i benden  koparan, cinsiyetinin bilincinde olan  birisi diye de, Macide gerçekle yüzleşir.

Bir ara varayım yanlarına ve bunları vapurda rezil edeyim diye düşünür. Kısa süre sonra bu çılgınlıktan vaaz geçer ve vapurun uğrayacağı ilk iskelede inmeye karar verir.

Cemil yüzüme demedi mi artık “seni sevmiyorum.” Ne peşine düşeceğim yapacağım akıl dışı çılgınlıklar beni küçültür hatta aşağılar diye Cemil’de ayrılma kararını  verir.

Sekiz yıllık evliliğini bitirir ve köşke döner.

Köşke gelince odasına kapanır hiç dışarı çıkmaz Köşkte kimseyle de görüşmez. Ama kendine ihanet eden Cemili de kalbinden bir türlü uzaklaştıramaz. Cemil’in seni sevmiyorum sözünü hatırlayınca biraz nefes alır ve kendine gelir.Seni sevmeyen ve terk eden adam için bu acıları çekmenin ne anlamı var diye de kendini sorgular.

Cemil’i elde eden kıza Macide Sütnine diye aşağılar. Aklına göre aşağılar ama aşağıladığı kız uğruna ailesini ve çocuğunu terk ettiği Cemil’in koynunda olduğunu da kabullenir.

Aslında Macide Cemil’in sevgisinin bir heves hatta bir ihtiyaç olduğunu.Evliliğinin ilk aylarında fark eder ama iş işten geçmiştir.

Macide’nin Cemil’e olan sevgisi ise yaşam biçimine dönüşen bir aşktır.Cemil’e olan aşkının platonik bir aşk olduğunu, Cemil kendini aldatıp evi terk edince anlar.

Cemil kendini bir güneş gibi görüyor. Her şeyin kendi etrafında döndüğünü sanan egoist ve bencil birisidir.

Odasından çıkmayan Macide’ye köşkün genç hizmetçisi Ayten kapısını çalar ve yardımcı olur, az da olsa güldürür ve hayata dön hanımım der. Köşkün kıdemli aşçısı kadın da hanımım erkekler için değmez bu göz yaşları. Cemil beyin ilk terk ettiği sen değilsin.Senden daha güzel bir kadını bulamaz düzenini bozma ve  hayatını yaşa der.

Yine odasına kapanmış ağlayarak kendini teselli eden Macide’nin kapısını genç hizmetli Ayten çalar. Hanımım sana bir mektup geldi kapıyı açar mısın?

Macide heyecanla kapıyı açar ve Cemil’den geldiğini hayal eder. Mektubu açar ama mektubu tamamen okumdan yatağın üstüne fırlatır. Bir den yazıdan çıkartır bu Perihan’ın yazısı diye bağırır.

Tekrar heyecanla mektubu okumaya başlar, sevgili Anneciğim babam öldü,büyük babama mektup yazdım beni yanlarına almaları için.Kendimi çok yalnız hissediyorum seni  çok seviyorum ve çok özledim seni der.

Macide Perihan’dan gelen mektupla kendine gelir.Hemen özel eşyalarını toplar valizlerini alıp, Köşkte çalışanlarla vedalaşır ve  baba evine döner.

Kapıyı annesi açar Macide babasını sorar,annesi de, baban Adapazarı’na Perihan’ı almaya gitti.

Perihan’dan mektup geldi Rauf ölmüş,der. Haberim var Macide bende Perihan’ı almaya gidecektim.

Annesi Rauf’a çok üzüldüm sanki manevi evladımızı kaybettik, çok değerli bir insandı.Macide’de annesini başı ile onaylar.

Annesi Macide’ye  bizde   o zaman babanla Perihan’ı Haydarpaşa garında karşılayarak sürpriz yapalım ne dersin?

Macide çok iyi olur der ama Perihan’ın kendini nasıl karşılayacağı  korkuları vardır. Perihan yerden göğe kadar  haklı.Anne kucağında sevgiye ihtiyacı olan çocuğu bırakıp,beni hayal kırıklığına uğratan ve hayatımın kabusunu yaşatan  aşkımın peşine düştüm.Çok değerli kızımın babası Rauf’u  ve ailemi terk ettim der.

Tren Haydarpaşa garına  girince doktor Nazmi karısını ve Macide’yi görür ve Perihan’a işaret eder, bak  kimler   bizi karışılamaya gelmişler.

Trenden inen Perihan kollarını açarak ilk önce Annesi Macide’ye doğru koşarak gelip seni çok seviyorum,seni çok özledim  anneciğim diye sarılır.

Perihan’ın bu sarılması Macide’yi rahatlatır ve iradesinin dışında sevinç gözyaşları kendiliğinden boşalır.

Macide bundan sonra kendini  kızı Perihan’a adar. Üç yaşında terk edip gittiği Perihan on üç yaşlarında genç kız havasına girmiştir. Macide kızı ile çok iyi anlaşır ve köşkte  aynı oda da kalırlar.Macide bir sabah Perihan’ın piyano çalması ile  uyanır. Piyanonun başında Perihan’ı görünce çok duygulanır.Kızına sarılır kendisi de bir piyanist olduğu için yardımcı olmaya çalışır. Perihan babasından bahsederken anne der, babam bir gün olsun senin hakkında olumsuz bir söz söylemedi. Babamı seviyor muydun diye sorar ama  aslınd, Perihan sordu sorunun kendinde cevabı vardır. Annesi babasını Cemil’e olan aşkı için  terk ettiğini öğrenmişti Macide sevmez miyim kızım, baban çok değerli ve  dürüst birisiydi birde kızımın babasıydı.

Zaman içerisinde Perihan plajda tanıştığı arkadaş olduğu, genç doktor Behçet’i annesi ve  aile büyükleriyle  tanıştırır.

Macide çocuğu çok sever ama aklına Cemil’e olan aşkı yüzünden yaşadıkları gelir. Dilerim Perihan yaşamaz, çocuğu sevsin ama kör bir aşka tutulmasın der içinden.

Genç doktor müstakbel kayın validesi  Macide’nin iki parmağını kullanamadığını öğrenir. Hemen  hocasına sorunu anlatır. Hocasının onayı ile bir operasyonla düzeleceği haberini verir. Macide inanmaz ama genç doktor kısa bir operasyonla Macide’nin parmaklarına  operasyon yaparlar. Kısa süre sonra Macide’nin  parmakları hareket etmeye başlayınca. Macide inanamaz dünyaya yeniden gelmiş gibi sevinir ve artık piyanonun başına geçeceğim ve kızımla beste yapacağım. Çok sürmez ve Macide atıl olan iki parmağını kullanmaya başlar ve piyanonun başına geçer.

Bu arada genç Doktor Behçet ile Perihan görkemli bir düğünle evlenirler.

Düğün de Macide ne görsün davet etmediği halde salonda Cemil’i görür.Hemen yanına gider kibarca hoş geldin eder.Cemil, Macide kızımızı evlendirdik artık bizde bir araya gelelim ben senden başka hiçbir kadınla beraber yaşayamam der. Macide Cemil bey bak bundan sonra iki eski dost olarak görüşebiliriz ama asla bir araya gelemeyiz ve bir daha da karşıma böyle bir teklifle  çıkma deyip uzaklaşır. Perihan üvey babasını salonda görünce, annesinin davet ettiğini sanar ve annesinin Cemil’e döneceğini düşünür panikler. Âmâ annesinin Cemil’e söylediği sözleri duyunca, koşarak  annesine canım anneciğim bundan sonra hep beraber olacağız ve  hiç ayrılmayacağız değil mi, diye sarılır. Macide köşkte artık ölmüş Rauf’un karısı, Cemil’den boşanmış bir dul kadın olarak yaşar.Kendini kızına damadına ve ailesine adar. Çok sevdiği kızı Perihan ile piyano çalarak, beste yaparak günlerini geçirmektedir.

Aklından çıkmayan unutamadığı Almanya’da piyano hocası Profesör Neuberg’in:

Beethoven’e karşı duyduğunuz sevgiyle sakın ha,bir erkek sevmeyiniz.Sizde bu ateş,bu sebat,bu inat ve bu müthiş gözlerle…Hayır, bu sizin için  felakat olur.” Sözleri..

Macide’nin  aklında bir soru çengeli, kulağında da bir  küpe olarak takılı  kalır.

Yukarıda geniş bir özetini verdiğim”İki Kadın İki Aşk” Suat Dervişin romanlarından biridir.

Suat Derviş Türk edebiyatının nitelikli ve önemli yazarlarından biridir.

İlk kitabı 16 yaşında yayınlanmıştır.

1905’te doğmuş ve 1973’te ölmüştür…

Romancılığının yanında gazetecilik,oyun yazarı,senaristlik,çevirmenlik ve editörlük de yapmıştır.

Yyaınlanmış 31 roman ve 3 öykü kitabı vardır.

Romanları Fransa’da yayınlanan ilk kadın yazardır.

Babası Tıp doktoru,annesi piyanist,büyük babası ağır ceza reisidir.

Varlıklı ve iyi eğitimli bir ailede dünyaya gelir.Altı yabancı dil öğrenir.

Kırk yıl aralık hayatını düşünsel gücüyle idame eder.

Yazarın hiçbir eseri eğitim fakültelerinde okutulmaz,hatta hiçbir edebiyat öğretmeni Suat Derviş’in adından öğrencilerine bahsetmez.

Yazar bir komünisttir.

Dahası TKP Genel sekreteri Reşat Fuat Baraner  ile evlidir.

Cumhuriyet dönemine Türk edebiyatına damgasını vuranların başında gelir.

Gazeteci yazar Osman Balcıgil tarafından “İpek Sabahlık” adında  biyografisi roman olarak yazılmış bir efsane,tek başına  da bir külliyedir Suat Derviş.

Böylesi varlıklı iyi eğitimli ve  yetenekli entelektüel biri olan Suat Derviş,son yıllarını hastalık ve yoksulluk içinde geçirerek bu dünyadan ayrılır.

Kendisini saygıyla anıyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar