Akif BEKİ
Birlik beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç hissedilen günlerden, eşit şartlarda özgürce konuşmaya daha şiddetle ihtiyaç duyulan günlere geldiler.
Olay, Suriye’de despotik rejimle muhalifler arasında geçiyor.
Esad’ın zorbalığı bırakmayıp muhalefetin sesini kaba kuvvetle bastırmaya kalktığı, söz haklarını gasp ettiği, hayat hakkı tanımadığı Suriye’de...
Hani muhalefetin bir rejim sorunu olarak tanımlandığı, bir kriz kaynağı, bir milli güvenlik tehdidi olarak görüldüğü Suriye...
Sadece muhalefetten hesap sorulabilen, sadece muhalefete muhalefet edilebilen, sadece muhalefetin eleştirilip sorgulanabildiği Suriye...
‘Emperyalizm saldırırken konuşulmaz; yönetimde kusur aramanın sırası değil; ya rejimden yanasınız ya da devlet ve millet düşmanları safında, vatan cephesinde misiniz dış mihrakların kullandığı teröristlerle mi birlikte, tarafınızı seçin; oyuna gelmeyin, rejimi sıkıştıran emperyalist güçlere hizmet edersiniz, işlerin bu noktaya nasıl geldiğini, iç ve dış çatışma cenderesine nasıl sokulduğumuzu tartışmanın zamanı değil; kuşatma altındayız; memnuniyetsizlikleri, hoşnutsuzlukları, aramızdaki siyasi çekişme, kavga, anlaşmazlık ve hesaplaşmaları erteleyip bir ve beraber olma, kahpe emperyalizmin operasyonlarına karşı omuz omuza direnişe geçme günüdür’ denilerek uyaranların susturulduğu Suriye...
‘Egemenliğimiz, bağımsızlığımız ve toprak bütünlüğümüz tehlikede, işgal girişimiyle karşı karşıyayız, terörist ağzıyla konuşan içimizdeki işbirlikçi hainlerle boğuşuyoruz; bölüp parçalamak isteyen dış müdahalecilerle savaşıyoruz; rejimin yanında yer alma, omuz omuza bağımsızlık mücadelesi verme günü’ denilerek birlik ve beraberliği bozan bozgunculara zindanda göz açtırılan Suriye...
Kanlı bir iç savaşa sürüklenip korkunç acı ve yıkımlar, vahşi katliamlar, yüzbinlerce can kaybı, yerinden yurdundan olmuş milyonlarca mahvıperişan sığınmacı ve parçalanmış aile faciaları ile sersefil dağıldıktan sonra...
Konuşarak ihtilaflarına çözüm, uzlaşma ve iç barış arıyorlar şimdi.
Yazık ki konuşmayı denemenin kıymetini, konuşturmamanın bedelini ödedikten sonra öğrendi rejim.
NEYİ GERİ GETİRİR ESAD’IN PİŞMANLIĞI
Suriye muhalefeti, bugün BM gözetiminde başlayacak Cenevre görüşmelerinde Esad tiranlığı ile doğrudan müzakere istedi.
Muhalefet heyetinin sözcüsü el-Muslat, “Bu kez doğrudan görüşme talep ediyoruz” dedi.
Önceki turlarda olduğu gibi dolaylı müzakere istemeyen Muslat, “Çünkü her geçen gün Suriyelilere pahalıya mal oluyor” dedi.
Rejimi devirip Suriye’yi yıkmaya çalışmakla suçlanan bütün taraflar, kahrolsun denilen emperyalistler dahil, ABD’den Rusya’ya tüm aktörler bu uzlaşıyı destekliyor. Suriye’nin egemenliğini, bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü savunuyor ve bu taahhütlere bağlı muhalif gruplarla rejimi masaya oturtmaya çalışıyorlar.
Çökmeyip ayakta kalan Esad da anayasal reform ve demokratikleşme adımları vaat ediyor. Ne kadar dövünse az...
Böyle olmak zorunda değildi oysa. Başka türlü gelişebilirdi bütün hikaye.
Esad, türlü bahane ve mazeretlerin arkasına saklanmadan serbest bir tartışma ortamını baştan sağlayabilirdi. Birlik ve beraberliğe giden yolun, halkını özgürce konuşturmaktan geçtiğini görebilirdi.
Fakat olanlar oldu artık, ahlanıp vahlanmak neye yarar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025