Ali BAYRAMOĞLU
İmamoğlu’nun Rize gezisi siyasi anlamı güçlü bir çıkartma oldu.
Bu gezinin İmamoğlu’nun daha önce yaptığı ziyaretlere benzemediği muhakkak. Güney Doğu Anadolu belediye başkanlarına yapılan geçmiş olsun ziyaretleri veya benzer tematik geziler ötesinde, bu kez, vesile İmamoğlu’nun kendisiydi. Sahaya çıkma arzusu veya hamlesiydi.
Bu geziyi bir seçim ya da adaylık startı olarak değerlendirenler pek haksız sayılmaz.
İmamoğlu, muhalefetin ve kamuoyu anketlerinin en kuvvetli cumhurbaşkanı adaylarından birisi.
Hedefi de, belli ki cumhurbaşkanlığı. Attığı her adım, her teması, her arayışı, her açıklaması bu hedeften izler taşıyor. Böyle bir arzusunun olması elbette bir vatandaşlık hakkı ve son derece meşru. Üstelik muhalefetin, Erdoğan’ı yenebilecek aday aradığı bir dönemde, İstanbul belediye seçimlerinde çatışma ve kutuplaşmayı reddeden bir söylemle AK Parti’yi üst üste iki kez mağlup etmiş isim olmanını cazibesine sahip.
Ancak arzusunu, adaylığını dile getirme bakımından kimi sıkıntıları, hatta kısıtları var.
Bir kere CHP’li bir İstanbul belediye başkanının cumhurbaşkanlığına aday olması kendi iradesini aşan bir durum. Partisinin desteği ve rızası olmadan, kendi başına bu tür bir çıkış yapması, aday olduğunu açıklaması siyaseten “imkansız”. Bunu yapması halinde ana muhalefet partisinin dengeleri bozmaktan tepkisini çekmeye, gündemden düşmeye ve iktidarın saldırılarına açık hale gelmeye kadar giden kapılar açılacağı muhakkak..
Ayrıca CHP’nin genel başkanı kendi adaylık ihtimalini kuvvetli bir şekilde masada tutuyor. Dahası işin şahsileşmesine karşı bir tutum içinde. Ve başta İmamoğlu olmak üzere CHP’li belediye başkanlarının adaylıklarına karşı tutum alıyor.
Bir diğer husus, muhtemelen altılı masadaki parti liderlerinin çoğunun İmamoğlu’na yönelik muhtemel ortak kaygıları. Bu kaygı, İmamoğlu’nun, siyasi hazırlıklar, ekipler, temaslar, programlar dışından gelen, tekil bir şahıs olması, bu bakımdan Erdoğan’ın kimi eleştirilen unsurlarını andırması.
Ne var ki, tüm bunlar İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için güçlü bir isim olması gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Erdoğan’ı yenebilecek isimler arasında onu üst sıralar yerleştiren kamuoyu araştırmaları bu konuda açık bir gösterge.
İmamoğlu da bu kısıtlar çerçevesinde, daha doğrusu üç parçalı bu gerçek dairesinde hareket ediyor: Cumhurbaşkanlığını istiyor. Bunun dair bir zemin var. Ancak önünde çeşitli kısıtlar bulunuyor.
O da, bu çerçevede adaylığa vurgu yapmadan adaylığı ima eden bir yol izliyor. Aslında ima etmenin ötesinde muhtemelen bunu gerçek kılacak koşulların, örneğin diğer liderlerin ikna edecek bir zeminin oluşması peşinde koşuyor.
Rize gezisi de belki böyle bir anlam taşıyordu.
Nitekim İmamoğlu bu gezide ulusal siyasetçi tarzı bir basın politikası benimsedi. Çeşitli eğilimleri temsil eden bir gazeteci-yazar ekibi üzerinden bayram ziyareti ötesinde toplumla bağ kurmayı hedefledi.
Erdoğan’ın, Erbakan döneminde yaptığına benzer bir hamleyle, Anadolu’da siyaset arenasına çıktı.
Üstünde bu hamleyi Rize’de Cumhurbaşkanın memleketinde yaptı.
Türkiye tahayyülü babında olarak sıkça “değişim” kelimesini kullandı.
En önemlisi kendisini altılı masanın en önemli neferi olarak tanımlayarak, onların programının ve hazırlıklarının taşıyıcısı, temsilci olabileceğini ima etti.
Bunların tümünün bence bir anlamı var.
O da, toplumsal bir destek üretmek, arkasına alacağı bir rüzgarla aday adayı olarak kendisini liderlerin masasına taşımak, Kılıçdaroğlu’nu tercih bakımından zorlamak…
Bunlar ne denli gerçek olacağını zaman gösterecek.
Ancak İmamoğlu sahada…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025