Ali BAYRAMOĞLU
Dün Dublin'de Türkiye'ye dönüş hazırlığı yaparken Levent Dink aradı.
“Sorunumuz var diyordu, Tuzla Çocuk Kampı yıkılıyor. Bugün yeni mal sahibi kepçelerle yıkıma başlamış. Ne yapabiliriz? Sesimizi nasıl duyarabiliriz? Nasıl durdurabiliriz? Orayı çocuklar elleriyle yaptılar. Burasının bizler için anlamı büyük. Üstelik mal tapulu. Ama devlet, vakıflar belli tarihten sonra mal edinemez gerekçesiyle okulu aldı eski sahibine iade etti. O da bir başkasına sattı… Yeni sahip yıkıma başlamış…”
Gayrimüslim mallarına bitmek bilmez el koyma serüveni bu ülkede, her devirde yeni tekniklerle devam etmiştir.
1936'da vakıfların devlete verdiği beyannamede yer almayan, o tarihten sonra edinilmiş tüm vakıf mallarına, 70'li ve 80'li yıllarda el konulması bunun en çarpıcı örneklerinden birisidir.
Devletin el koyduğu Ermeni malları arasında Tuzla Çocuk Kampı şüphe yok ki en simgesel yerlerden birisiydi....
Bu kampın hikayesini orada yetişen, daha sonra kamp başsız kalınca eşiyle birlikte kamp yöneticiliği yapan Hrant Dink'ten çok kez dinlemiştim. Hrant'ın bir dönemin ünlü televizyon programı Siyaset Meydanı'nda bu kampın hikayesini anlattığı, dinleyenleri utandırdığı günü de çok iyi hatırlarım
Bu hikayeyi bir de Agos Gazetesi'nden okuyalım:
“Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi, dört-beş öğrencinin kaldığı yetimhanenin mevcudu artmaya başlayınca bir arazi almaya karar verdi. Kilise vakfı yönetimi, 1962 yılının Kasım ayında, Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği gibi, ilgili bütün devlet kurumlarından gerekli izinleri aldıktan sonra, Tuzla Kampı'nı Sait Durmaz'dan satın aldı ve tapuyu vakıf adına tescil ettirdi.
Ardından, çocuklar bütün yaz çalışarak, yüzlerce öğrencinin gelip gideceği kampı kendi elleriyle inşa ettiler.
Bu arada 1971'de devlet, cemaat vakıflarının doğrudan ya da vasiyet yoluyla gayrimenkul edinemeyeceklerini yasal hükme bağlamış ve 1936'dan sonra edinilmiş malları geri almaya başlamıştı.
1979'da, Vakıflar Genel Müdürlüğü Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı'nın elindeki tapunun iptal edilmesini ve eski sahibine geri verilmesini istedi. Dört yıl süren davanın sonunda, mahkeme, kamp arazisinin eski sahibine verilmesine karar verdi. Böylece, Sait Durmaz, 1962'de boş olarak sattığı araziyi, hiç para ödemeden, üstünde kurulu olan kamp tesisleriyle birlikte geri aldı.
Kampın iadesi için vakıf yönetimi bütün hukuki yolları denedi ancak sonuç alamadı.
2011 yılında Vakıflar Kanunu'nda yapılan değişiklikle azınlık vakıflarının el konan mülklerinin iadesi süreci başlayınca, Tuzla Çocuk Kampı için de Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne (VGM) başvuru yapıldı.
Ancak VGM, Tuzla Kampı'nın satışının hukuki olarak iptal edilmiş olmasını gerekçe göstererek, dosyayı 'el konmuş mülk' olarak değerlendirmedi.
Şimdi satışın iptali kararının düzeltilmesi ve yıkımın engellenmesi için bir kez daha mahkemeye başvurulacak…”
Agos'da bu satırların yayınlanmasının üzerinden çok geçmedi, yeni mal sahibi, okulu dozerlerle yıkmaya başladı.
Burada sadece bir bellek yıkılmayacak, yıkımla bir bellek tahkir edilmeyecek, aynı zamanda el koyma, simgeleri imha etme süreci bir tür devam edecek…
Birileri buradan çıkan sese kulak vermeli…
Cumhurbaşkanı, başbakan, AB Bakanı, Dışişleri Bakanı bu sesi duymalı…
1915 taziyesi yetmiyor…
Mesele imhaya son vermektir.
Bir kaç gün sonra gerçekten çok geç olacak…
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025