Ali Saydam
Hiç şaşırmadım. Kesinlikle bekliyordum. Kayı boyu Anadolu'ya geldiğinde de içinden bu unsurlar çıkmış. Osmanlı, cihan imparatorluğuna evrilirken de; Tanzimat'ta da, II. Abdülhamid döneminde de, Kurtuluş Savaşı sırasında onun bunun mandası olmayı savunduklarında da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e 11 kez suikast düzenlediklerinde de… İçimizdeki Hollandalılar hep olmuş.
Bu lafın orijinali aslında Sayın Mustafa Denizli'ye ait. Avrupa Şampiyonası'na katılmaya hak kazandığımız millî maçtan sonra o tarihi yorumunu yapmıştı:
Yarın UEFA'ya bundan sonra Türk Millî Takımı'nın oynadığı maçlar için 6 puan teklifinde bulunacağım. Bundan sonra kazandığım maçlarda UEFA Türkiye'ye 6 puan versin. Üç içerdeki İrlanda için, üç dışarıdaki İrlanda için…”
Hollanda'nın yaptığı edepsizlik üzerine bizim Hollandalıların çıkıp müttefiklerini savunacaklarını tahmin etmek zor değildi.
Hayırcı'ların arkasındaki Hollanda'yı öven övene… Sadece Hollanda mı? Tabii ki hayır. Şer Cephesi geniş. Ateş olsa cürmü kadar yer yakacak olan İsviçre'nin Blick gazetesi manşetini Türkçe atmış: “Erdoğan'ın diktatörlüğüne HAYIR oyu kullanın!” Lafı eğip bükmüyorlar yani. Hepsi Hayır'cı, hepsi Anti Erdoğan ve Anti Türkiye'ci… DerSpiegel, Türkiye ve sayın Cumhurbaşkanı'nı bir yılda üçüncü kez kapak yapıyor. Stern dergisi onunla aynı hafta kapağa Erdoğan portresi koyuyor. Başlık hakaret yüklü: Erpresser (Şantajcı)…
Bu şer cephesine bizden katılanlar aşağı yukarı aynı dili kullanıyorlar… Hollanda'nın Konya kadar yüz ölçümü varmış, ama bizden şunu da bunu da daha iyi yapıyormuş (Haddimizi bildiriyorlar bize)… Orada demokrasi varmış, bizimkiler anlayamazlarmış onları… Kuralları varmış, uymamız gereken… Daha neler… Bütün Hayırcılar Hollandalı olmuş. Bir tek 'Hepimiz Hollandalıyız' diye bağırmadıkları kalmış.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu Hollanda'nın hiçbir uluslararası hukuk ve diplomasi kuralına uymayan tutumunu eleştirip bir vatanseverin davranması gerektiği gibi davrandı ya, tecrübeli PR'cılardan biri sosyal medyada veryansın etmiş:
“AKP'nin alternatifi de bu! Allah'ım aklımı koru! Kılıçdaroğlu: Hollanda ile ilişkilerimizi lütfen askıya alın”
The Times gazetesi bile akl-ı selimle yaklaşmış olaya. Hollanda Başbakanı Rutte'yi Türkiye'ye karşı takındığı tavırla ırkçı lider Wilders'in kampanyalarına itibar sağlamakla suçlamış.
Ancak bizim Hollandalılar onlardan bile etkilenmemiş. Millet, memleket, vatan hiç önemli değil. İktidar yolları tıkanınca idrak yolları da tıkanıyor bu arkadaşların…
Nasıl Kurtuluş Savaşı sonrası bunların çanları çalmaz olduysa, az kaldı; 16 Nisan sonrası konuşacak takatleri kalmayacak. Bunların bir kısmı şimdiye kadar çoktan tüydü yurt dışına. Geri kalanı da 16 Nisan'da tüyecek. Tarihin çarkları elbette ki geriye döndürülemez. Bu sefer olmazsa, bir başka yakın tarihte, yurt dışı destekli, asker-sivil-aydın tabanlı darbelere sırtını vermiş iktidar sevdalılarının hevesleri tamamen tükenecek…
Sıcak gündem dışından ancak 'içimizden' iki kitap
Alman meslektaşım, 20 yıla yakın süredir dostluğunu her zaman yanımda hissettiğim Christian Langer, son gelişinde armağan olarak tuğla gibi bir kitap getirmiş. Adı Licht aus dem Osten (Doğudan Gelen Işık)… Adı tabii ki ilgimi çekti. Ex oriente Lux'u çağrıştırdı bana… “Evet”, dedi Christian, “Bu kitapta farklı bir tarihî bakış açısı var. Senin dünya görüşüne uygun.” Kitabın arkasına baktım. “Yazar Peter Frankopan tarihe Avrupa'dan değil, üç semavî dinin çıktığı ve bütün dünyaya inançla birlikte ilim irfanı da yayan Orta Doğu'dan bakıyor” diyor… Almanya, Hollanda ve neredeyse yedi düvel bizi değerlerimiz ve kültürümüzle inkâr ederken, Christian'ın bu zarif tutumu hayli duygulandırdı beni… 940 sayfayı nasıl okuyacağımı kara kara düşünmeye başladım…
Bertolt Brecht, 'betimleme'den (Representation) söz ederken, “Gerçeğin gerçekte nasıl olduğunu” anlatmak ifadesini kullanır. Gerek yukarıdaki kitap gerekse Doç. Dr. Hüseyin Yayman'ın kitabı 'Türkiye'nin Kürt Sorunu Hafızası' bana Brecht'in o sözünü hatırlattı. Her defasında “Ne kadar az şey biliyormuşum” deyip durmaktan bitap düştüm. Hele de Kürt meselesinde. Tahrifatın bir dönem çok yoğun olmasının ve resmî tarih tezinin dehlizlerinde gerçeğin kaybolup gitmesinin bunda etkisi çok büyük. Yayman'ın eseri roman gibi okunmuyor. Ciddî bir başvuru kitabı… Not alıp arada sırada dönüp bakmak için ideal.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2020
15.10.2019
24.09.2019
12.09.2019
10.09.2019
25.06.2019
7.05.2019
11.04.2019
4.02.2019